|
Kitap(çı)
|
2017-03-08 16:43
|
Metin Can
|
|
Kıtap okumak galiba bır tutku olsa gerek. Tabii tek kaynaklı veya sadece bır akımın eserlerını okumaktan bahsetmıyorum, dahası edebıyata birazda olsa ilgi duymak okumanın belkide belirleyici ögesidır. Her kitap ta okunamıyor, kitabı okurken kitabın seni sayfalarıyla taşıyabilmeli, böyle kitaplarda çoğunlukta değiller.
Okumak insan görüş açısını inanılmaz derecede açar, bunun etkisi kişinin demokratik anlayışını olgunlaştırır, toplumcu ve çoğulcu düşüce anlayışını geliştirir.
Kitabın sevildigi veza okunduğu, kıtapçıların çok olduğu dıyarlarda yaşam tadı bir başkadır, insan ilişkileri daha da samimi olur, eleştiriler vıcdan süzgecınde geçilerek objektif olur.
Bilinçli özgür bireylerin yetişmesi de biraz eğitim sistemindeki çok yönlü eserlerin okunup tartışılmasıyla mümkün olabiliyor. Tek kitabı kaynak alarak veya tek lider veya tek idoloji eksenınde olayları yorumlayıp yazmak, toplumda entellektüel tabakanın yetişme şansını yakalıyamaz, çıkanlarında toplumda kabul görmesi ya da yaşama şansı da pek olmuyor.
Hal böyle oluncada toplumda tapınmalar had safasına ulaşır, yığınların yönetilmesi hem kolay olur, bir o kadar da tehlikeli boyutlara varacak kadar saldırganlaşır, ön yargılı olur, sağlıklı eleştiri mekanızmasını kulanamaz hale gelir ki bu da yalan ve iftira boyutuna kadar çıkabiliyor ve çıkıyor da.
Yoksa nasıl olur da Saudi kıralı 500 tonluk bağac, 1000 kişilik hizmetçi, 27 uçakla bir haftalık seyhata çıkabilsin, miliyonlarca islam ülkelerinin çocukları açlıkta ölebiliyor olsun, düşünceden veya farklı söylemden kaynaklı tutuklanabilsin.
Kendisine ana, eş, bacı, yenge, teyze, hala ve kızım dediği kadınları dövsün, aşağılasın ve öldürebilsin.
Doğru bilginin kaynağına inmeden yorumlamalarla, popülizmin arkasına sığınarak bir yerelere kadar gidilir ama sonu ise acıması hayal kırıklarıyla süslenir.
Kitabın sevilmediği diyarlardan da hayatın akışı gereği değişimler olur oluyor da. Bu değişimler hoşumuza gitmese de değişimdir. Türkiye"de tıkanan ve çağımızın toplumsal, ekonomik, işlevsel, teknik, kültürel ve benzeri gelişmelere cevap veremeyen sistemin degişmesi bence olumlu bir adımdır.
Önemli olan bu sistem degişikligindeki konseptimiz ne olmalıdır, hem fazla anlam yüklenmemeli hem de olması gereken positif geleşmelerde umutlanılmalı.
Demokratik alt yapının ve çağdaş vizyon eksıkliginin beraberinde getirdiği adilsizlik, beklenen adımların atılmasında hem engel hem de korkutuyor. Okumak ve bilgi edinmek biraz da insanın korkularını gideriyor.
Ayda 3 kitap okunmayan aile diyarlarındaki resim, günümüz Ortadoğusun"da karşımıza ayna tutmakta.
Kürdistan"da durum daha da vahim, Kürçede (ÇI !) yı bilirsiniz. Sorunlarımızın ana kaynağı sakın kitapsızlık olamsın?
|
|
|
|