|
Kaos tellallığı
|
2017-03-09 08:53
|
Abdulmenaf Kıran
|
|
Referandum startından sonra bir kaos tellallığı aldı başını gidiyor. Hemen her gün ya bir AKP’li ya bir hükümet yetkilisi yada bir danışman “referandumda “HAYIR” çıkarsa Türkiye kaosa sürüklenir” diye yazılı veya sözlü beyanatta bulunuyor. Yandaş medya demeye gerek kalmadı, çünkü yandaş olmayan medya hemen tamamen tasfiye edildi. Medyada da bol bol bu tema işleniyor. En son Cumhurbaşkanı danışmanlarından İlknur Çevik de bu kaos tellallarına katıldı.
Peki gerçekten bunun maddi temelleri var mıdır?
Hükümet ve “EVET” yandaşları Türkiye’yi 1920’lerin Türkiye’si olarak görüyorlar. 1920’li yıllarda hem nüfuz daha azdı, hem de okur yazar sayısının nüfusa oranı çok düşüktü. Halkın büyük çoğunluğu ağır yoksulluk koşullarında yaşıyordu. Halk günlük geçim derdindeydi. Toplumun siyasete ilgisi düşüktü. Sadece elit bir azınlık siyasetle uğraşıyordu. Zaten demokratik bir ortam da olmadığı için sıradan insanlar siyasetten fersah fersah uzak duruyordu. Bu gün toplumda okur-yazar olamayan insan hemen hemen kalmadı. Yaygın görsel ve işitsel medya sayesinde siyaset tüm toplumda konuşulur tartışılır oldu. Televizyonlardaki politik haber ve tartışmalar vasıtasıyla siyaset a politik her bireyin evine bile girdi.
Eskiden konu siyasetten açıldığında, çoğu insan “ biz anlamayız, devlet büyüklerimiz bizim için en münasip olanı yapar “ derdi. Şimdilerde her kesin az çok siyaset konusunda söyleyecekleri vardır. Dahası artık en iyisini ben bilirim anlayışı baskın olmaya başladı.
Yeni Anayasa paketini her kes düzenli olarak okumamış olsa da bölük pürçük okuyarak yada konuşulanlardan duyarak az çok fikir sahibi olmuştur. Toplumda gelişen kanaat o ki, bu anayasa değişiklik paketi tek adam yönetimi getiriyor ki, bu durum bile bu paket hakkında toplumun minimum bir bilgi sahibi olduğunu gösteriyor.
Gelelim Kaos tellallarının iddialarına :
Türkiye 2002 yılından beri tek parti çoğunluk hükümeti ile idare ediliyor. 2007 yılından beri Aynı hükümetten gelen Cumhurbaşkanları baştadır. Parlamento çoğunluğu, hükümet ve Cumhurbaşkanı aynı siyasi partiden geliyorlar. Türkiye’de siyasi iktidar boşluğunda kaynaklanan istikrarsızlık yoktur. Önümüzdeki üç yıl boyunca da bir seçim yapmak zorunda değildir. Referandumda “HAYIR” çıkarsa da bu hükümet aynı şekilde başta kalacaktır. Bu durumda “ HAYIR” çıkmakla kaos gelecekse, “EVET” çıkarsa da kaos olacaktır. Çünkü yine aynı aktörler Türkiye’yi idare edeceklerdir.
Türkiye’nin yönetim tarzında sıkıntı vardır. Rejim Türkiye’nin etnik ve dinsel farklılıklarına göre şekillenmemiştir. Çoğulcu, katılımcı bir rejimimiz yoktur. Bünye hastalıklı, sorun üretiyor. Uzlaşı ve ittifaka dayalı olmayan siyasal sistemimiz ihtilaf ve çatışmaya zemin oluşturuyor. Bu haliyle ne parlamenter sistem ne de başkanlık yada Cumhurbaşkanlığı sistemi, Türkiye’ye istikrar getiremez.
Cumhuriyet ile yaşıt bir Kürt sorunumuz vardır. Aynı şekilde bir alevi sorunumuz vardır. Kadın erkek eşitliği sağlanamamıştır. Yaşam alanlarına müdahale vardır. Güçler ayrılığı ilkesi işlemiyor. Gelir dağılımında adaletsizlik var. Müzmin yoksulluk da devam edince bu ülke bir türlü rahata kavuşamıyor. İstikrarsızlığın temelinde bu sorunlar yatıyor. Bu sorunlar çözülmeden huzuru yakalayamayız. Yeni Anayasa paketinde bu sorunların çözümüne ilişkin tek bir madde yoktur. Tam tersine siyasal erk tek elde toplanıyor. Tek elde toplanmış siyasal erk dünyanın hiçbir yerinde siyasal istikrar sağlamamıştır. Fazla uzağa gitmeye gerek yoktur. Yani başımızda İran’daki tek adam yönetimi olan Şah yönetimi, Irak’taki Saddam yönetimi, Libya’daki Kaddafi yönetimi, Mısır’daki Hüsnü Mübarek tek adam yönetimleri kanlı olaylarla devrildi. Esed yönetimi Suriye’yi kan gölüne çevirdi. İktidar erkinin dengeli dağıtıldığı demokratik ülkeler daha müreffeh ve daha istikrarlıdır.
15 Temmuz Darbe girişimini halk önledi. Türkiye’de demokrasi ve insan hakları konusunda halkın bilinç düzeyi geçmişle kıyaslanmayacak kadar yükselmiştir. Halk artık ne militarist cuntalar tarafından yönetilmek ne de kaderini tek bir adama bağlamak istemiyor. Halka kaos tellallığını yapmanın bir anlamı da yoktur.
Av.Abdulmenaf KIRAN HAK-PAR Genel Başkan Yardımcısı
|
|
|
|