2024-03-28
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Mehmet TIRAŞ
 
DEVLETTE KOMÜNİZMİN YERİNİ BEKA ALDI
2019-03-07 11:16
Mehmet TIRAŞ
Bize çocukluğumuzdan çocuklarımıza hatta torunlarımıza uzanan,devletin değişmez öğretisi ülkemizin üç tarafı denizle,dört tarafı da düşmanla çevrili olmasını ezberlettiler.

Bizde doğal olarak devletin vatandaşına yalan söylemez duygusu ile devletin düşman tanımlamasına inanır olduk.

Bizim devlet geleneğimizde devleti yöneten siyasetçilerin başarısızlıklarını devletin bekası üstünden, iç ve dış düşman türetme gibi bitmez bir hayali geleneğimiz var ve; bu bir asıra yakındır da değişmeden devam ediyor.

İdeolojisi olanın düşmanı olur.

Konjoktürel düşmanlarımız hep oldu ve olacak ta;yeri gelir Şeriat tehlikesi vardır İslamcılar potansiyel suçlu ilan edilir,yeri gelir bölücülük tehlikesi vardır onun düşmanı da belli Kürtlerdir, bir de soğuk savaş döneminin komünizm tehlikesi siyasetçinin gündeminden hiç düşmezdi.

Ülkenin bir komünizm ve şeriat tehlikesi var demekle Beka tehlikesi var demenin arasında hiç bir fark yok,söylem farklı ama,zihniyet eksiksiz aynen devam ediyor.

Komünistler Moskova’ya, Molalar İran’a, ya sev ya ülkeyi terk et, diyenler ırkçı,dinci ve mezhepçilerdir.

Erdoğan’da artık devletin bu geleneksel politikasını geçmişi aratmadan uygulamayı sürdürüyor;HDP eş genel başkanlarından Sezai Temellioğlu’nun Kürdistan demesine, ‘bu ülkeyi terk et ve Kuzey Irak’ta Kürdistan var oraya git’ diyerek,meydanlarda Kürdistan diyenleri hedef gösteriyor. Halbuki Kürdistan kavramını Erdoğan kendisi de kullandı geçmişte.

Devleti ideolojiden arındırıp devleti hukukun evrensel ilkeleri ile yönetmediğimiz,eşit vatandaşlık hukukunu hayata geçirmediğimiz ve çoğulculuk kavramanın içselleştiremediğimiz sürece;devleti yönetenlerin düşman türetmesi bitmeyecektir.

Devlet bizim kültürümüzde o kadar kutsanır ki;devlet vatandaşın hizmetkarı değil de tam tersi vatandaş devletin hizmetkarıdır.

Devleti eleştirenin vatan haini damgası yediği bir kültür, askeri darbelerle toplumsal siyasi yaşamımıza yerleşti ve siyasetçiler de buna sahiplendiler.

Yapılan bir araştırmada toplumun her kesimi devletçi olarak karşımıza çıkıyor ve hatta devlet vatandaştan daha önemli diyenler var ki, insanı ürpertiyor.

Onlar da adalet dağıtanlar:

“Yargı mensupları arasında yapılan bir araştırmada yargıçların yüzde 65’nin vereceğim bir kararda vatandaşın lehine değil de, devletin lehine karar veririm diyor.”

Bu araştırma Filen yaşadığımız yargı bağımsızlığı sorununun cevabı olarak karşımıza çıkıyor.

Devlet toplumların örgütlenme biçimidir.

Devlet vatandaşına nasıl davranıyor ve yönetiyor ve eğitiyor ise, ailelerde çocuklarını devlet gibi yönetiyorlar.

Dış ve iç düşmanlar bu ülkede hiç bitmez biteceği de yok..

Daha kaç kuşağın ömrünü alır,devlet gibi düşünmeyen aydınları,gazetecileri,yazarları cezaevlerine hapseder,süründürür,kamusal haklardan mahrum eder ve aç susuz bırakır bilemiyoruz.

Bizim devletin ideolojisi var bu ülkede yaşayan herkesin Türk,Müslüman ve Sünniolduğu anayasa ile belirlenmiştir.

Türkiye’de soğuk savaş dönemlerinde Türkiye’de yapılan niye askeri darbeler oldu?

Türkiye’de bir Komünizm tehlikesi var diye.

Kenan Evren 12 Eylül darbesinden sonra yaptığı açıklamada; eğer biz silahlı kuvvetler olarak devlet yönetimine el koymasaydık, şimdi buradan size komünistler seslenecek demişti.

Kenan Evren gittiği her ilde meydanlarda toplanan kalabalığa yıllarca bu nakaratı söyledi.

Bizim ve bizim gibi demokrasi ve hukuku yaşam biçimi seçmemiş toplumların siyasetçileri, toplumsal sorunları çözemediğinde,iktidarlarının ömrünü uzatmak için bir dış düşman ile bir de iç düşman yaratarak algı operasyonu yaparlar.

Bunun da maalesef sosyolojik olarak vatandaşta karşılığı vardır.

Erdoğan’ın ülkenin beka sorununu gündeme taşıması bundan ileri geliyor.

Erdoğan kendisi muhalefet iken,beceriksizliklerini iktidarda olanların dış düşmanlara bağlamasını kabul etmiyorum diyordu..

Gerçi Erdoğan’ın dün ne dediği ile bugün ne dediğini karşılaştırmak ta ayrı bir sıkıntı ama, ne yaparsınız ki ülke yönetimine tek adam yön veriyorsa ki veriyor,siz de onu muhatap alacaksınız.

Bizde ülkeyi yönetenler ne kadar değişse de zihniyet değişmiyor..

Erdoğan devlet vatandaşın hizmetkarı olacak diyordu:

Şimdi biz bu devleti sokakta bulmadık demeye başladı.

Bu ülkede bir kişi özgür değilse o toplum özgür değil diyordu..

Şimdi toplumun yarısını vatan haini ilan ediyor teröristlikle suçluyor.

Demokrasilerde muhalefeti yok sayan, muhalefete eşit siyaset hakkı tanımayan,çoğulculuk kavramına yabancı olan,eşit vatandaşlık hukukunu uygulamayan iktidarlar yüzde kaç oy alırsa alsınlar, meşruluğu tartışılır.

Türkiye 20 Temmuz 2016 yılında sivil darbe ile Tiranlık bir sisteme geçti,muhalefet hain ilan edildi.

Erdoğan 15 Temmuz’da beni darbe ile iktidardan uzaklaştırmak istediler diyor ama,muhalefetin TBMM’ne verdiği darbeyi araştıralım önergesini Akp’li ve MHP’li milletvekillerinin oy çokluğu ile öneri reddediliyor.

15 Temmuz Darbesinin siyasi ayağını Erdoğan ortaya çıkartmadığı sürece; demokrasi güçleri de kontrollü darbe söylemini gündemde tutacaktır.

Komünizm tehlikesi gidiyor,Şeriat tehlikesi geliyor,o da yetmiyor bölünme paranoyası devreye giriyor,yeter ki sorunları düşmanlara yükle; şimdi de nur topu gibi devletin bir Beka sorunu çıktı.

Yazıyı sonlandırırken devletin beka meselesi aklıma geldikçe dostum MehmetAltan’ıanmadan geçemeyeceğim şöyle der Altan: “Biz Cumhuriyeti Demokrasi ile Taçlandırmadıkça ne askeri darbeler,ne iç düşmanımız ne de dış düşmanımız biter”der

----------------------------------------------------

Marmara Yerel Haber-6 Mart 2018
Print