2024-03-19
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Fehim Taştekin
 
Türkiye'nin 'güvenli bölge' hesabı tutmadı
2019-10-09 12:01
Fehim Taştekin

AMERİKA - TÜRKİYE
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika gezisi öncesi bir açıklama yapıp iki hafta içinde Suriye askeri harekâtının başlayacağını açıklamıştı. Ancak, ABD’ye gitti, döndü ve iki haftalık süre doldu. Buna rağmen harekât gerçekleşmedi ama Erdoğan ve Hulusi Akar’ın tehdit dolu açıklamaları sürüyor.
Gerçek ortada: Rojava’da Amerikan varlığı sürdüğü, Suriye Demokratik Güçleri Amerika-Türkiye ve Rojava yönetimi arasında varılan üçlü anlaşmaya uyduğu sürece böyle bir harekâtın gerçekleşmesi kolay değil. Amerika’ya rağmen yapılacak bir saldırı iki ülke arasındaki iplerin tamamen kopması anlamına gelecek ki Türkiye en azından ekonomik olarak buna hazır değil.
İşte Taştekin’in değerlendirmeleri:
Menbic’e girme planlarından beri Washington’la yapılan pazarlıklarda Amerikan güçlerinin sahadan çekip gitmesi değil, ABD’nin açacağı kanallar ve sağlayacağı güvenceler eşliğinde Türkiye’nin sahaya intikaline yönelik bir hesabın güdüldüğünü düşünüyorum.
Bu Fırat’ın doğusuna müdahale seçenekleri için de geçerli bir senaryo. Erdoğan müşterek harekât merkezini neden kabul ettiklerine açıklık getirirken hele ABD’nin açtığı bu kapıdan bir girelim sonra kendi planımızı uygulamanın yollarına bakarız mantığıyla hareket ettiklerini ortaya koymuştu. Müşterek harekât merkezinde ABD’lilerin çizdiği çerçeve Erdoğan’ın kafasındaki plana uymuyor.
Son olarak Amerikalı komutanlar Erdoğan’ın New York seyahati öncesi düzenledikleri basın toplantısında harekât merkezine yükledikleri anlamı tekrarladı: IŞİD’le mücadelenin aksamadan devam etmesi ve Türkiye’nin güvenlik kaygılarına yanıt verilmesi. Ve ortak devriyelerle elde edilen sonucun başarılı olduğunu belirttiler. Bir şeyi daha ilave ettiler: YPG’ye silah yardımları sürecek. Trump dış politikada belli-belirsiz haldeyken Pentagon gibi kurulu düzen unsurları daha belirleyici olabiliyor. Pentagon’a bakılırsa da planın Erdoğan’ın istediği şekilde boyut kazanması zor.
Erdoğan açılan kapıyı genişletmek için baskıyı artırma ve Trump’ı oldubittiye getirme anlayışıyla hareket ediyor. O yüzden New York seyahati öncesi iki haftalık süre tanıyıp aksi halde Türkiye’nin kendi göbeğini kendisinin keseceğini açıkladı. Hesapta bu planla Trump’a gidecek, ABD Başkanı’ndan geçen aralıkta olduğu gibi tamam “Suriye senindir” diye yeşil ışık alacak, New York’tan dönüşte harekâta başlayacak. Tabii yine Amerikan korumasının devrede olmasını umarak. Trump ve ekibi bu planın farkında olduğundan Erdoğan’a randevu vermedi. Plan açığa düştü. Bir türlü bitmeyen iki haftalık süre de bitmiş oldu.
Mili Güvenlik Kurulu’ndan gelen açıklama dış basında Türkiye’nin tek taraflı adım atma konusundaki kararlılığının sürdüğüne yorulsa da, ben daha yumuşak buldum. ABD’ye rağmen üstelik ortak harekât merkezi kurulmuşken tek taraflı müdahale risk çıtasının hayli yukarıya taşındığı anlamına gelir. Bugünden yarına bir kapsamlı hareket yerine ABD üzerinde baskıyı artırma, sahada da fırsatlar kollama ve bazı oldubittiler yaratma arayışı sürebilir.
Trump, Kongre’de görevden alınma tehlikesi yaşarken bir de Türkiye’ye bu türden bir harekât için yeşil ışık yakarak kendi pozisyonunu zayıflatmak istemez. Öyle olmasaydı Erdoğan’la yüz yüze görüşürdü. Türkiye içinde de Afrin’e yönelik Zeytin Dalı Harekâtı’na destek olan siyasi ve bürokratik unsurların Fırat’ın doğusu için çok da açık çek sunmadığı izlenimi ediniyoruz.
Yani Trump için artan risk Erdoğan için de içeride artmış gözüküyor. Suriye konferansı düzenleyen CHP’nin de Şam’la diyalog önermesi ve askeri harekâtın daraltılması yönünde telkinlerde bulunması sistem içi durumun değiştiğine işaret ediyor. Üzerinde durulması gereken tek şey iç siyaseti döndürmek için tüm seçeneklerini tüketen Erdoğan’ın Suriye’de bir çılgınlığa bel bağlayıp bağlamadığıdır.”
----------------------------------------------------
Kürdistan News-3 Ekim 2019

Print