|
Anarşist Virüs: Covid-19 ve diğer anarşiler…
|
2020-05-08 22:11
|
Ahmet Kaymak
|
|
Kapitalizmin üretim sistemi yapay tüketim ürün ve araçları üzerinde yoğunlaştıkça aşırı üretim zorunlu olarak aşırı tüketimi de aynı sistem içinde talepler zincirine doğal bir ihtiyaçmış gibi dahil eder. Bu da kapitalizmin doğası gereği sanayi ağını ve imalat sektörünü körükler ve dünyanın her ülkesine ve bölgesine yayar.
Üretim anarşisi budur.
Yayılma sadece tüketim ve kullanım ürünlerinin piyasadaki ölçüsüz dolaşımı ile sınırlı kalmaz; beraberinde milyarlarca ton atığın çevrede birikmesine, toprağın, suyun ve havanın ölçüsüzce kirlenmesine de yol açar.
Bu da kapitalistlerce sürekli kamçılanan talebin yol açtığı tüketim anarşisinin sonuçlarıdır.
Üretim ve tüketim anarşisinin ölçüsüzce yoğunlaştığı dünyamızda üretim ve tüketim sanayisi aracılığıyla dönüşen doğal çevrede, canlı organizmayı olumsuz etkileyen yeni bakteri türlerinin yanı sıra çeşitli inorganik veya yarı organik mikrop ve virüsler de oluşmaktadır.
Bu açıdan bakıldığında Covid-19"un sanayi kaynaklı bir virüs olduğuna pek şüphe kalmıyor.
Bu görüş çok sayıda bilim insanı tarafından da desteklenmekte veya en azından ciddi bir çerçevede tartışılmaktadır.
Aşırı üretim ve tüketim sonucu bileşik sanayinin yol açtığı kirlilikle dünyanın çeşitli bölgelerinde süren savaş ve çatışmalarda kullanılan silahların yaydığı zehir doğa, çevre, su, toprak ve havanın kirlenmesinde rol oynayan temel faktörler olmaktadır. Üstünde yaşadığımız toprak ve çevre, içtiğimiz su ve soluduğumuz hava temiz değil. Dünya atmosferi içinde yoğunlaşan gaz bulutları üzerimize zehir boşaltıyor ve oksijen giderek daha tehlikeli oranlarda azalıyor. Üreyen ve yaşayan her canlı organizma bu durumun etkisi alında kalıyor ve nefes alamıyor.
Covid-19 da oksijensiz bir ortamın ürünü olarak aktifleşiyor. Doğrudan solunum organları ve fonksiyonları üzerinde etkili oluyor. Bütün bilim çevreleri, bütün dünya devletleri ve uluslar arası sağlık örgüt ve kurumları bu gerçeği her gün tekrarlıyor. Covid-19"dan etkilenmemek ve korunmak için çevrenin temiz tutulması için ardı arkası kesilmeyen tavsiyelerde bulunuyorlar. Devletler çeşitli olağanüstü önlemler alıyor. İnsanları birbirlerinden ve kirlenmiş çevreden izole etmek için yeni sosyal kurallar dayatılıyor ve yasalar çıkartılıyor. Yaşam ve iş yerlerinde çeşitli nokta ve alanlara yakın ve uzak mesafeli elektronik gözlem ve tarama cihazları konuluyor. Gazete, radyo, TV ve Sosyal medya aracılığıyla hijyen konusunda insanlara her gün bolca "bilimsel" bilgiler veriliyor.
Bütün bu kural, yasa ve teşvik edilen aşırı davranış biçimlerinin gerçeklerin üstünü örtmenin global bir anomalisi haline gelmesinde, sizce de, aşırı bir anormalik yok mu?
Covid-19 zaten vardı. Onu aktifleştiren ölçüsüz üretim ve yapay tüketim tutkusunun yol açtığı anarşi ve kirliliktir.
Covid-19 üzerinden Global düzeyde oynanan bu siyasi oyun ise açıkça gerçekleri insanlardan gizlemeyi hedefliyor. Korku ve panik yayan bir oyun…başı boş kitlesel histeri araçları!
Burada, bu global oyunda Covid-19"un kendisi anarşist bir araç olarak işlev görüyor.
Kuşkusuz kapitalistler Covid-19 ile mücadele adı altında kitleleri korku ve panik aracılığıla yeniden şekillendirme, daha kolay yönetip yönlendirme konularında devletleri ikna etmek için her türlü önlemi dayatmaktan geri durmuyor, durmayacaklar.
Yani?
Yani kapitalistler dünyayı değiştirmek istiyor!
Bu şekilde başarabilirler mi?
Ya da bulunduğumuz evrede insanların yaşamı bugünden farklı olarak sübjektif kural ve yasalarla planlanabilir mi?
Buna insanlar tam da düşünüldüğü gibi kolay boyun eğer mi?
Bana pek kolay olacak gibi gelmiyor…
Ahmed Kaymak /Amed
06.05.2020
|
|
|
|