2024-03-19
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Metin Can
 
”Bir rüyam (hayalim) var” ve Anılar 4
2021-02-11 10:13
Metin Can
Tesadüf mü yoksa yaşamın akışı mı bilemem ama Kek Kemal Burkay’ın 3. ve 4. cilt anıları Avusturya’da korona salgınından kaynaklı, evde kal‚zamanına denk geldiği için okuma fırsatını buldum.

Arasıra kitapçılara uğrıyarak okumak istediğim birkaç kitap alır, zaman buldukça okurum. Bazı kitapları okumaya basladığında sayfaların içine kayb olursun, bir an önce bitirmek istersin, bazılarını da yarıda bırakırsın, ya dili ağır yada empati kuramazsın.

Bir çırpıda okuduğum kitaplardan biri de 1968 yılında öldürülen Amerika’lı insan hakları savuncusu, pasifist papaz Martin Luther King’in “Bir rüyam var” adlı eseriydi. Şidetsiz ama ölümüne direngen, davasına sadık mücadele eden bir karakter, rüyası ise çok saf, adil insana yaraşır, ayrımcılığın yaşanmadığı, demokratik, çoğulcu bir hukuk sisteminde birlikte yaşamak.

Kıvılcım : 1955’te Rosa Parks adındaki siyahi bir bayan otobüsebiner ve bir boş koltuğa oturur. Beyaz bir Amerika’lı koltuktan kalkıp kendisine yer vermesini emreder, fakat bayan aldırış etmez. (o dönemde beyazlar ve siyahların aynı bölumde olmaları yasak , bir beyaz otobüse bindiğinde siyah koltuğundan kalkıp beyaz Amerikalıya yer vermek zorundaymış) şöför de kadının kalkmasını ister.Polis çağrılır ve bayan tutklanır. Bu kadının örnek davranışı boykota dönüşür hatta otobüslere binmeme boykotuna kadar varır ve kıvılcım yayılır.

Yönetimi ellerinden tutan beyazların siyahlara yaptığı eziyetlerin, aşağılanmaların, zülümlerin, artık çekilmez hal aldığını, buna karşı daörgütlü mücadele edilmesini öngören M. Luther King’in şiddetsiz mücadelede ısrarı yöneticileri zora sokar. Bu nedenledir ki her türlü entrikalarla çalışmaları engellenir,içten bölüp bir kısmı şiddete yönlerdirilir, dahası M. L. King’e defalarca suikast düzenlenir ve 4 Nisan 1968 öldürülür.

Rüyası 2009’da Obama’nın 44. başkan seçilmesi ve 2013 Wasington’da heykeli dikilerek devam etmekte...

Ezilenlerin hikayeleri dünyanın neresinde olursa olsun birbirin benzer...

Kek Kemal Burkay’ın anılarının 3. cildi ile ilgili bır yazı yazmıştım. 4. Cildin tamamında olmasa da, çoğunda Viyana bölgesinde bir grup arkaşla aktiv olduğumuz dönemi kapsıyor. Kürt siyasetinin doruğa çıktığı, Öcalan’ın yakalanmasının yansımaları, kirli şavaşın tırmandırıldığı ve dezinformasyon kampanyaların olduğu dönemlerde verilen mücadeleyi belgeleriyle derli toplu aktarıyor.

Okumak ve anlamak bazen mahallemizde zor olsa da, okunması gereken bir eser. Kendimce bazı notlar alarak yorumdan ziyade sorular, eksiklerimiz, kısır politik takıntılarımız, şuçluyu başka yerlerde arama çabalarımız ve öngörülü politikadan nasibini alamıyan kadroların hantalığı...

Bilgi kirliliği ile donanmış topluluklarda temiz siyaset, demokratik yaşam ve davranış biçimlerinin kök salması zor. Böyle bir mücadele biçimi sabır, öngörü davaya sadakat gerektirir. Örgütlü çalışmalardan yorulan, dökülen ve dönenlere sık sık rastlanılır. Bu da mücadeleyi yavaşlatan nedenlerin başlıcasıdır.

Irkçılık, talan, zülüm, yıkım ve yalan bilgi ile donanmış devlet ve kurumları esir alınmış toplum, kitabın şuç teşkil edildiği ve okunmadığı (çok) diyarlarda, edebi yanı ağır basan bir siyasetçinin,ailesi de dahil yoldaşları( istisnalar hariç) ve kendi toplumunda istenilen düzeyde anlaşılmaması doğal mı veya adil mi?. Çok zorlu bir mücadele biçimi, ama böyledir.

Kendi deyimiyle, ’belki biraz kırgınım, ama asla pişman değilim...’ Gereken cevap bence verilmiştır.

Böylesi toplumlarda temiz toplum inşa edilir mi? Kirli ekonomik ilişkiler ağında diplomasi nasıl yürütülmeli?

Hem coğrafik, ekonomik hem de siyasi olarak paramparça edilmiş kürt halkının birlik çalışmalarına istenilen desteğin verilmemesi etkenmidir? Bu uğurda verilen emekler kendi örgütsel çallışmalarımıza aktarılsaydı daha verimli sonuçlar alınabilinir miydi?

Genelgelerde ön görülen çalışmaların yeterince uygulanmamasının başlıca nedeni ise kanımca davasının cidiyetini anlamayan kadroların (özverili arkaşlarımızın dışında) çoğunun eksikliğinin sonuçlarıydı, bende dahil.

Kürt dinamizminin yanlış ve zamansız eylemlere süreklenmesinin ve pasifize edilmesinin önüne nasıl geçilir? Platon un deyimiyle ‘siyaseti filozoflar yapmalı’ mı ? Bence de edebiyat dersini geçemiyenler siyasete alınmasınlar diye bir kural olsa fena olmaz.

Bütün bu zorluklara,eksikliklere, yanlışlara ve yetmezliklere rağmen, yine Kek Kemal Burkay’ın deyimi ile ‘ Sözde bitmemeli, çaba da’; taki ki rüyamız veya hayalimiz (özgür, demokratik, sosyal, bağımsız, federatif Kürdistan) gerçekleşene kadar...

Print