2024-10-07
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Necla Çamlibel
 
Yeni bir kuşak, Z kuşak
2021-07-07 21:11
Necla Çamlibel
Kimi alır siyah kuşak, kimi beline sarar altın kuşak, kimi alır beyaz bir kuşak, yaz kuşağı, kış kuşağı, akşam kuşağı, sabah haber kuşakları hiç biri değil benim anlatacağım kuşak. Bir sonraki yüz yılın gidişatını belirleyecek gibi görünen. Birçoğunuzun yaşamının tam ortasında yer alan. Etli canlı, hayalleri olan yeni bir kuşak Z kuşağıdır beni kendisine hayran bırakan. Bu makalemde de onlarla ilgili düşüncemi sizlerle paylaşacağım.

Eski dünya yıkılacak yeni bir dünya kurulacak sözüne aşinasınız. Yeni dünyada, yeni gençler ve kimisinin Z kuşak diye tanımladığı kuşaktan bir tane de ben de olduğu için. Onlardaki bu değişimi sizlerle paylaşmanın, hem kendimiz; hem de onları bir nebze de olsa anlamanın ve birçok ailenin özellikle son bir yılda kendini çok daha hissettiren bu „sorunlu“ ve Türkiye"deki partilerin oylarının peşinde olduğu kuşakla ilgili düşüncelerimi bu makalemde sizlerle paylaşacağım.

68 kuşağı, 70 kuşağı... sonrası ve 90-94; sonrasında oluşan bu kuşak nasıl bir kuşaktır. Altın, gümüş değerinde mi? Yoksa?

Önceki kuşaklar üzerine söylenecek incelenecek çok yönü olduğu düşüncesindeyim. Umudumuz o ki, ülkemiz özgürleşince, devletimizin kurumları bununla ilgili gerekli inceleme ve araştırmalar yapar. Daha sağlıklı bilgileri sonraki kuşaklara ulaştırır.

Zaman çok hızlı geçiyor. İnsan ömrü 100 yıla kadar uzun bir süre gibi görünse de, yüzyıllardır dünyadaki zulüm, eşitsizlik, adaletsizlik halkımız üzerinde de sürdürülüyor. Zaman, ezilmişleri dinlemeden ilerleye dursun. Bu mücadeleyi yürüten kuşaklar da, çok büyük değerler yaratılar. Benim üzerinde durmak istediğim, yeni dünya düzeninde, Z kuşağı biz Kürtler açısından, kendi ulusal sorunlarına diğer ulus devletleri olan halklar gibi mi bakmalılar? Bakmayacaklarsa bu konuda yeni kuşağımız kendini bu düzene nasıl hazırlıyor? Siyasal yapılar bu kuşakla nasıl bir bağ kurmuş durumda. Ve en önemlisi Z kuşağı nasıl bir dünya için kendini hazırlıyor?

Karın tokluğuyla yaşama tutunan idealistler yerine, şimdi yeni dünya düzenine hızlı adaptasyon sağlayan daha farklı idealistler mi geliyor? Bu kuşakla gerek muhalefet gerek hükümet partileri ve yine yüzde on barajını aşamayıp, kendi emek ve çabalarıyla, „Türkiye"ye demokrasi Kürdistan"a özgürlük“, Kürt halkının çıkarlarını koruyan, Kürdistan partileri buna ne kadar hazır? Bu kuşakla, doğru-sağlıklı bir iletişim içinde miyiz?

Bir kez daha hep beraber sesli düşünelim sevgili okuyucularım. Acaba kendimiz ve çocuklarımızla veya birlikte yaşadıklarımızla hayatı paylaştıklarımızla, ya da hayatımıza dokunanlarla ne kadar doğru bir iletişim içindeyiz?

Anne babalardan büyüklerden etrafımızdaki sosyal çevremizdeki olan tüm insanlardan ne çok nasihatler ne çok ilgi alanınıza girmeyen, sorularla her biriniz çok karşılaşmışsınızdır.

Bunların en klasik olanları; karşımızdaki gence olanla iletişim kurmanın ilk yolu sanki; kaçıncı sınıf hangi okula gidiyorusun? Ya da okul nasıl gidiyor. Dersler nasıl, kız erkek arkadaşların var mı? Hangi milletten. .. hiç bu günkü z kuşağını ilgi alanına girmeyen sıradan lüzumsuz gördükleri soruları biz sormaya devam ediyoruz.

Onlara ne olmak istiyorsun dediklerinde henüz karar vermedim diyenlerde var. Aile ve mahalle baskısıyla doktor avukat, mühendis bakkal, fırıncı, şoför … ailede konuşulup hep iyi makam iyi bir gelecek için sanki doktor olmadan mutlu olunmuyormuş anlayışı. Ne çok genci yaşamın en güzel yaşaması ve üretken olması kendi olması gerektiği zaman diliminde, baskı altına alınıyor, at yarışına tabi tutuluyor.

Çocuklarımız, bizim genleri taşıyor olabilir. Onlar bizim bahçemizdeki bir çiçek, bostanımızdaki birer hıyar veya meyve kesinlikle değiller. Onlar kendi başına koskoca orman da birer kendi başına dimdik durmayı beceren öz kişiliği gelişmiş bize benzeyen ama bizim gibi olmayan birer özgüvenli bireylerdirler.

Elbetteki onlar bizim çocuğumuz, evlatlarımız onlar için en iyisini istiyoruz. Geri kalmış, örf adet, tabularla büyüyen gençler mi olsunlar? Onlar biz değiliz? Biz de annemiz babamız gibi değildik. Bir yıl önce ektiğin çiçek bile önceki çiçek değil, milyonlarca ağacın yer aldığı ormandaki ağaçlar her gün değişiyor. Her gün kendilerine yeni şeyler katıyorlar. Vahşi insanlar da doğa kadar cömert, kendini dönüştürmesini becerecek kadar cömert ve adil olsa. İçindeki kin nefret ve olumsuz duygulardan kurtulmayı becerip, kötülüğün her türlüsünün çoğunlukta olduğu bir dünyada iyilik ve aydınlık ışık daha da çoğaltmaya ayırsa zamanlarını ne çok aydınlanır ve değişirdi yaşamlar.

Tüm fırtına, afet virüs hangi evrim hangi zorluk gelirse gelsin, ormandaki ağaç kendisi olmaya kendisi gibi filizler vermeye ve o filizler bir öncekiyle genetik olarak benzerlikler taşısa da artık gördüğümüz her çınar ağacı bir diğerine benzemez. Yazın sıcağı, kışın ayazında baharın fırtınalı poyrazından etkilense de ormandaki ağaçlar sağlamsa şekli şemali değişse de özü hep aynı direngenlikle yaşama tutunmaya devam eder. Kanımca yeni hayalleri ve önü açık z kuşağı tam da bu noktadadır.

Z kuşağının kendine ait, karakteri, yaşam felsefesi idealleri vardır. Bu toplumsal ve içinde yetiştiği ve kendini yetiştirip geliştire bildiği ölçüde yenilenmeye köhnemişlikleri üzerinden atabilir.

Yeni genç nesil, Z kuşağı kendine has özelikleri, davranışları olan. Kendine özgün bakış açıları olan, aileden ve toplumunda aldığı yanı sıra, artık sosyal medyaya ve teknolojik gelişmişlik yeni kuşağı , hızlı bir şekilde, yeni arayış, yeni buluşlara ve sorunlara çözüm bulmaya yönlendiriyor.

Her birimiz artık bıkmışızdır. Çocuklarımızın gençlerimizin zamanının çoğunu oynadıkları oyunlarla ve bilgisayar başında geçirmelerinden.

Bir nebze de olsa, onların daha güçlü olabileceklerini, bizlere benzemeyecekler tıpkı bizlerin bir önceki kuşağa benzemediğimiz yönlerimiz olduğu gibi. Bu zaten doğru olan değil mi? Yeni kuşak güçlü, donanımlı oldular mı, içsel bütünlüğü sağlamaları halinde ayakta kalabilir. Çürükler her halikarda yaşam içinde elenir. Bizlerin yapamadığını yeni büyümüş nesil, yeni dünya düzenine göre şekilleneceği sinyalleri oldukça fazla. Şahsen bundan oldukça memnuniyet duyuyorum. Kendi özgünlüklerini yaratıkları için.

Hayal etmekten, umut etmekten cesur yeni bir kuşak. Kırılmaları, kararları da kendilerine ait özgür Z kuşağı. Karın tokluğuna sırf değil. İstek ve arzularının ve hayallerinin peşinde gidecek yeni bir kuşak.

Yeni nesil içsel ve düşünsel gücünü iyi kullanacağa benziyor. Bırakılırsa özgüveni yerinde olan cesur ve meraklı yeni nesilin önü açık görünüyor. Yeni hayal ve yeni dünyaya yolculuklar için. Peki bu içsel güç nasıl oluşturuluyor. Ebeveynler olarak bizler onlara katkı sunabilir miyiz? Bunun yolu ne olmalı? Bir sonraki yazımda içsel güç ve o güce kavuşan Z kuşağının diğer nesillerden farklılıkları üzerindeki izlenimlerimi sizlerle paylaşacağım.

Değerli okuyucularım hepinize, sağlıklı ve keyifli, sevdiklerinizle kucaklaşacağınız güzel bir yaz diliyorum.
Print