|
Yalçın Doğan |
|
|
|
|
|
|
|
Die Linke: Kıyamet kopar da, belki örnek olur
|
2023-08-25 16:25
|
Yalçın Doğan
|
|
Onlar nerede, nasıl başarılı oluyor, nerede nasıl kaybediyor, araştırılıyor
"Kendi içinde tartışmalar yaşayan bir parti seçim kazanamaz. Bunu sokakta görüyorum." 2015’ten bu yana, Almanya’da Die Linke, Sol Parti’nin Parlamento Grubu Eş Başkanı DietmarBartsch bu sözünün arkasından ekliyor: "Sekiz yıldır buradayım, partiye artık bir katkımın kalmadığını düşünüyorum." Görevinden istifa ediyor. Parlamento Grubu diğer Eş Başkanı Amira Muhammed Ali aynı çizgide: "Partinin bu programla seçim kazanması mümkün değil, mutlaka bir değişime gitmesi gerekiyor." O da istifa ediyor. Eş Başkan HennigWellsow: "Partimin gerekli yenilenmeyi yapması için yeni yüzlere ihtiyaç var. Son seçimde halka verdiğimiz sözlerin çok azını yerine getirdik ve seçimi kaybettik." Wellsow noktayı koyuyor: "Umutlarına ve beklentilerine ihanet ettiğimiz seçmenlerimizden özür diliyorum ve görevimden istifa ediyorum." Derslerle dolu tavırlar, anlayana!..
https://media-cdn.t24.com.tr/media/library/2023/08/1692882953885-yalcindoganic.jpgSol Parti Parlamento Grubu Eş Başkanı DietmarBartsch
69"dan 39"a düştü
Die Linke... Almanya’daki Sol Parti... 2007 yılında eski Doğu Almanya’nın resmi partisi Almanya Sosyalist Birlik Partisi (SED) ile Batı Almanya’daki Emek ve Toplumsal Adalet Partisi’nin (WASG) birleşmesinden doğuyor. Demokratik sosyalizmi savunuyor. Almanya’nın NATO’dan ayrılmasını, AB’nin kendi içinde reform geçirmesini talep ediyor. 2013’te 64, 2017’de 69 milletvekili çıkartıyor. 2021’deki son seçimde milletvekili sayısı 39’a düşüyor. Bu seçim kaybıyla birlikte parti içinde tartışmalar alevlenirken... Başarısızlığın faturasını ödemek üzere, yönetimden istifalar birbirini izliyor. Ve bize hiç yabancı olmayan bir kavram, Die Linke içinde dile getiriliyor: "Değişim, yenileşme!.."
Parti içi sorgulama
Son seçimde oy kaybetmesinin ardından, bizde ara ki, bulasın, Die Linke sorguluyor: "Halk neden bize yönelmiyor?.. Biz neden iktidar olamıyoruz?.." Parti içinde çok uzun analizler yapılıyor. Sadece Almanya’da değil, Avrupa’da Sol’un Tarihi ve diğer ülkelerdeki sol partilerin aldıkları sonuçlar masaya yatırılıyor. Onlar nerede, nasıl başarılı oluyor, nerede nasıl kaybediyor, araştırılıyor. O araştırmayla birlikte, parti içinde görüş ayrılıkları netleşiyor, hatta parti bölünme krizine bile tutuluyor. Yine de, parti programı yeniden ele alınıyor.
Eylemli program
Program aynı zamanda partinin izleyeceği günlük siyasetin ana hatlarını veriyor: - Almanya’nın Ukrayna’ya silah göndermesini durdurmak. - Rusya’dan enerji ithalatına yeniden başlamak. - İklim değişikliğine karşı iktidarın uyarılması, o çerçevede "Sıcak Sonbahar" başlığı altında mitingler düzenlemek. - Almanya’ya gelecek göçmenleri sınırlamak. Ana hatları böyle de, vurgulanması gereken asıl konu şu: Eylem ve eylem!.. Her bir politikanın halka benimsetilmesi amacıyla mitingiler düzenlemek!.. Pasif tutumla, eylemsizlik haliyle muhalefet etmek bir işe yaramıyor. Bizimkilerin kulakları çınlasın!..
Modern sol
DieLinke’de günlük politikaların ötesinde, kalıcı bir çalışmayı beraberinde getiriyor. Şu anda DieLinke’nin üzerinde çalıştığı konu herkese ışık tutabilir: "Muhafazakâr iktidarların ağır bastığı, demokrasinin ağır yara aldığı ülkelerde Sol ne yapmalı?.. Kitleleri kavrayacak Modern Sol nasıl olmalı?.." Almanya’da 2024 seçimlerine yetiştirilmesi öngörülen çalışma çerçevesinde ortaya yeni bir Sol program çıkması bekleniyor. Kaybedilen seçim sonrasında sorumlular boş konuşmaları bir yana bırakıyor, program odaklı çalışıyor.
Güven kaybı
Parti yönetiminin bu süreçteki tavrı ne?.. İşte, mim konulacak yer burası. İç tartışmalarla parti güven kaybına uğruyor, ara seçimlerde oyları bir kez daha düşüyor. Partinin üst yönetimindeki istifaların nedeni de bu. Özetlersek... "Değişim ya da yenileşmenin" iki ayağı var DieLinke’de. Programın yenilenmesi, parti yönetiminin tümden değişmesi.
Dön baba dönelim
Bize dönersek... Bıktırıcı kısırlıkla, değişmeyen itiş kakış arasında önü tıkanmış bir halk... Kuraklık, iklim değişikliği gibi, gelecek kuşakları bile etkileyecek hayati sorunu ormanları keserek çözümsüzlüğü biraz daha derinleştiren bir iktidar... Bitmez tükenmez rant hırsıyla betonlara teslim edilen kentler, devamında susuzluk... O kentlerin yedeğindeki mafya bozuntularıyla huzura veda eden... Aşırı pahalılık, akıl almaz kira artışlarıyla her geçen gün biraz daha derinleşen sefalette yaşama sevincini kaybetmiş, her gün bin türlü yalanla oyalanan bir toplum... Ve halka en küçük bir umut vermeyen ana muhalefet, dana muhalefet zincirinde, körebe oynar gibi, ne söyledikleri, ne yaptıkları belli olmayan tabela partileri... Yazık hepimize!..
|
|
|
|
|
|
|