2024-03-29
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Ali Kızılay
 
Feodal kuşatmaya HAK-PAR'la karşı durmak
2014-03-27 19:13
Ali Kızılay
Seçimlere bir haftadan az zaman kaldı.Bu seçimin benim için en önemli yanlarından biri de medeniyetlerin,dinlerin,inançların,halkların sevgiyle kucaklaştığı Mardin"imizin HAK-PAR’la tanıştığı bir seçim olmasıdır.Doğrusu Mardin’i HAK-PAR’sız,HAK-PAR’ı Mardin’siz düşünmek bana eziyet veriyordu.

İstanbul’da Mardinliler Derneği yönetim kurulu uyesi olarak çalıştığım dönemde MAREV ve Midyatlılar Derneği yöneticileriyle işbirliği halinde Mardin milletvekillerini, belediye başkanlarını çağırırdık. Sen Mardin için ne yaptın? Belediye başkanı olduğun yerleşim alanına ne tür hizmetler gerçekleştirdin? gibi yüzlerce hemşehrimizin huzurunda adeta sorguya çekerdik. Diyeceğim, İstanbul gibi mega metropolde bile siyasetin ve siyasetçilerin halk adına izlendikleri uyarısı değerli hemşehrilerim sayesinde yaşam bulmuş. İşte bu sayede şiddetin ve şiddet eksenli rant siyasetinin harabeye dönderdiği Mardin’in tarihi dokusu koruma altına alınıp SİT alanına dönüşmesi bu çabalar sonucu gerçekleşti. Bu anlamda birlikte çalıştığımız Opet mali işler müdürü Seyfullah Atçı, Mar-Tur yönetim kurulu başkanı Musa Çaktır, Hacı Fehim Adak’ın yeğeni laborant Betül Adak,Toro işhanı sahiplerinden Alaettin Oktay, kuyumcu Emmanuel Özaltın,Mardinlilerin her sıkıntısını omuzlamaktan kaçınmayan, örnek davranışları bizim için sembol kadar önemli Hacı Şehmus Altunkaya,deneğimizin ilk başkanı ve her zaman fahri başkanı olarak kalacak kadim dostum Kadri Patır’ı burada saygıyla anıyorum.

Bilindiği gibi mazlum bir halkın en büyük sıkıntısı, siyaset arenasında siyaseten temsiliyetsizliktir. Siyaset arenasında siyaseten temsil edilmek de bilinç, görgü, edep, halka karşı derin saygı, sabırlı olacak kadar cesur, cesur olacak kadar da saygılı ve sabırlı olmayı gerektirmektedir. Aynı zamanda siyaset, söylem ve eylemlerin örtüşmesiyle toplumda değer edinir. Bir toplum ne zaman bilinç üretecek düzeye erişir, dinamik bir etkiyle eskiyi değiştirici toplumsal bilince evrilebilirse toplumsal aydınlanma o zaman yaşanır. Mardin, toplumu değiştirecek bilinç ve ileriyi görme öngörüsü bakımından Türkiye ortalamasının çok üstündedir.

Bilindiği gibi Mardin kırsalı toprağa dayalı üretim ilişkileri bakımından feodal kuşatma altındadır. Hazindir ki bu feodal kuşatma ile derin devlet arasındaki karşılıklı satın alma mantığı siyasetini de kuşatmış. Bu kirli ağların iç içe geçmiş halinin en büyük korkusu kırsalın çağa uygun değişim-dönüşüm sürecini yaşamasıdır. Dünya siyasetinin hızla kendini yenilediği, Kürt sorununun uluslar arası normlara uygun olarak çözme şartlarının olgunlaştığı günümüzde,dünya konjöktörünün gereği olarak yaşanan toplumsal ve yapısal dönüşümden tekrar Kürtleri soyutlamak ve yaşatılan körleşmenin devamı için feodal kuşatma görünür görünmez yüzlerle birleşerek tezgahlar peşindedir. Ancak unuttukları bir şey var. Kürtler, cumhuriyet tarihinden bu yana mahrum bırakıldıkları siyaseti, tabandan yükselen öz dinamikleri ve özgür iradeleriyle HAK-PAR’la siyaseti öğreniyor. Çünkü feodalizm zorbalığından kurtulmak istiyor. Bu nedenle özellikle medeniyetlerin ve inanç mozaiğinin başkenti, eşsiz mimarisiyle dünyanın ilk taş kentinde siyasi yarış silahlı kabileliğe, jitem tetikçiliğine kol kanat geren ergenekon bileşenleriyle AKP arasında değil, AKP ile HAK-PAR arasında geçmeli.

Otuz yıl önce köylü ailelerin % o4’ü ekilebilir toprakların tamamına sahip iken köylü nüfusunun %96’sının bir mezar kadar toprağı yoktu. Kürt köylüsünün adil bir toprak reformuyla tanışmaması için hiyerarşik bir düzen içinde koruculuk ve Jitem dayatıldı, masum insanlar bile keyfi olarak katledildi. Menfaat karşılığı tetikçilik gelişti. Yoksul köylünün barınakları yakıldı, tek geçim kaynakları hayvanları telef edildi.Toprak beklentisi içindeki dört milyon yoksul köylü bu nedenle göçe zorlandı. Köylülük yaşamından koparılıp kent varoşlarında yaratılmış gettolara zorlandı. Bugün albenisi yüksek binaların arasındaki çöp konteynirlerinde erken yaşlanmış insanlarımız yiyecek arar hale gelmiş.Yaşanan bütün acılara rağmen koruculuğun lağvedilip suça bulaşan korucuların hak ettikleri şekilde cezalandırılmalarının, suça bulaşmayanların aklanarak topluma entegre edilmelerinin, böylece köye dönüş projesinin yaşam bulmasının önü Kürtler adına yapılan siyasetle kesiliyor. Oysa Kürt siyaseti olgunlaşmadan Türkiye’de siyaset normal bir rota izleyemiyorki.

Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum. Kürtler artık siyasetin kirli yüzüyle yüzleşmeli. Mardin de yüzleşmeli.

Print