2024-03-29
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Hüseyin Şahin
 
İttifaklara burun kıvıranlar
2014-07-31 23:10
Hüseyin Şahin
Bir önceki yazımda kısa da olsa, “ittifak“ konusuna değinmeye çalıştım. Yızımı da Ahmedê Xani´den bir örnekle bitirmiştim. Ahmedê Xani"nin İttİfaklar konusundaki serzeniş ve haykırışını, bundan tam 300 yıl evvel Mem û Zin Destanı"nda dile getirmişti.

Araştırmacı - yazar Mehmed Emin Bozarslan “Jin Dergisi“nin tanıtımı için, 20 yıl önce Berlin"e gelerek bize konuk olmuştu. Kendisini Duran Kara´yla birlikte Schönefeld havalimanına giderek karşıladık. Onu şahsen tanımıyorduk, fakat değerli çalışmalarından hep haberdardık. Havaalanına giderken D. Kara bana sordu “nasıl biri, tipi boyu posu, şekli, sen tanıyor musun, ya rezil olursak tanımadığımız anlaşılırsa” v.s gibi. Ben de hiç istifimi bozmadım ve dedim ki, “sen dernek başkanısın, senin bilmen ve tanıman gerek, yoksa rezil oluruz”. Uçak indiğinde Duran arkadaşımızın rengi de atmıştı. Yolcular çıkmaya başladığında cebimdeki “Dengê KOMKAR” gazatesini çıkararak fotoğrafını gösterince, “oh be rahatladım” diye derin bir nefes aldı ve “sen de her zamanki gibi çok tedariklisin” diye de ekledi.

O yıl KOMKAR Almanya"da bir ilke daha imza atmıştı. KOMKAR birçok konferansın yanısıra, M.E. Bozarslan tarafından verilen, JİN Dergisi, Kurdistan Gazetesi, Mem û Zin destanı gibi çalışmalarına ilişkin değişik zamanlarda birçok konferans gerçekleştirdi. Konferansların hepsi başarılı geçmiş ve Mehmed Emin Bozarslan"a yeni çalışmalarında önemli katkıları olmuştu. Mehmed Emin Bozarslan da tanıdığım bilge kişilerden Cigerxwîn, Mehmet Bayrak, Kemal Burkay, Yılmaz Çamlıbel gibi çalışmalarında titizdi. Kampsamlı çalışmalarına uzun yıllar ayıranlardandır. “Biliyor musun sevgili Hüseyin bu gördüğün ""Jin Dergisi""ni 9 yılıda tamamlayabildim. Bundan sonraki çalışmalarımda da zamanımın çoğu bu türden araştırma ve derlemellerle geçecek. Şu an elimde Mem û Zin destanı ile ilgili kapsamlı bir çalışmam var, onu da gün yüzüne çıkarabilirsek, orada Ahmedê Xani"nin ittifaklar konusundaki serzenişlerine tanık olacaksın” dedi. 2000 yılında Mem û Zin destanı konferansı için Berlin"e geldiğinde ilk işim Ahmedê Xani"nin Mem û Zin destanında, bundan asırlar evvel ittifak üzerine sarf ettiği sözcükleri aramak oldu. Bu sözler Destanın arka kapağındaydı, bulup okumak kolay oldu. Sonra Sayın Bozarslan"la bu konu üzerine sohbette sorunun bugün de güncelliğini koruduğu kanaatine vardık. O güne kadar her nekadar “ittifak” kelimesini bilsem de, pek kulanmadığım kelimelerden biriydi. Bizler daha çok “BİRLİK , YEKİTİ” kelimelerini kullanırdık. İttifak 2000li yıllardan buyana politik arenada sıkça kullandığım terim haline geldi ve benden ittifak sözcüğüne karşı içten içe bir sempati gelişti...

Sayın Bozarslan son 50 yılı hep üreterek geçirmiş ve bu geçen süre içerisinde 40´ı aşkın eser bize kazandırmıştır. Şuan elinde çok kapsamlı bir Kürdçe sözlük çalışması mevcut, o da yaklaşık on yıldır devam etmekte. ""Ah Husen Bıra ömrüm elverirse Türkçe"de bulunan tüm yabancı kelimeleri ayıracağım, gör bak geriye kaçtane Türkçe kelime kalacak. Türkler her dilin Türkçe"den türediğini söylerler. Örneğin, Amerikalılar Amazon kelimesini “amma uzundan”, Boston kelimesini bostandan ve İngilizler London kelimesini ""lan dön""den almışlardır” derdi. Evet Bozarslan boş olmadığı gibi aynı zamandada hoş bir insandır. Sayın Bozarslan bunları öylesine sır laf olsun diye söylemiyordu. Çünkü sayın Bozarslan birçok dil biliyor, bunlardan Türkçe, Farsça ve Arapçayı mükemmel bir şekilde kullanabiliyordu. Allah bu türden insanların ömrüne hep ömür katsın ki, başımızda eksik olmasınlar. Bu insanlar Kürt toplumunun bilgeleri ve kendilerini her alanda bu işe kurban edenlerdir.

Gelelim konumuza değerli arkadaşlar.

İttifaklar ve girişimleri konusunda PSK"nın geçmişten, günümüze değin sayısız girişimleri olmuştur. Bunlara bir kaç örnek verecek olursak kısacası şunlardır: 1980 öncesi UDG girişimi, 1980 sonrası, Faşizme Karşı Birleşik Direniş Cephesi, Tevger, Sol Birlik, Tevkurd, HEP, DEP gibi. Ayrıca PSK ve YEKBUN (eski Peşeng)in 2000"den sonra birlik kurma çalışmaları , 1983"lerde PSK nın KDP, YNK, İ-KDP ve Partiya Demoqrata Pêşverû Kurdî li Sûriye ile başlattıkları Ulusal Kongre girişimleri bunlardan en önemlileridir.

Görüldüğü gibi Kurdistan"ın dört parçasında PSK dışında ittifaklar konusunda kapı aşındırıp, girişimlerde bulunan ikinci bir örnek gösterilemez. PSK, Ahmedê Xani"nin örneğinde de olduğu gibi Kürt ulusunu kurtuluşa götürecek teşhisi iyi koymuştur. Dönüp dolaşıp ittifaklar konusunun önemine değinmiş, bununla da kalmayarak, örgütler arası çatışmalarda arabulucu olmuştur. Kürtler arası ittifak, günümüz koşullarında kendisini her zamankinden daha fazla yakıcı bir şekilde dayatmıştır. Bugün Güney Kurdistan"da deyim yerindeyse bağımsızlık için geri sayım başlamıştır. Dört parçada Kürt örgütleri arası diyalog ve ittifaklar bu işin sigortası olacaktır. İlk elden yapılması gerekenler, ittifak arayışları devam ederken, yurtiçi ve yurtdışında bu çalışmalr için merkezi bir koordinasyonun oluşturulması; bununla birlikte hem ülkede, hem de diasporada güçlü bir diplomasi ve dayanışma çalışması yürütülmelidir.

Sağlık sorunlarına rağmen, sayın Talabani"nin Kürdistan"a dönerek “bağımsızlığı” solumak istemesi önemlidir. Tam da bu süreçte, parti ve örgütlerimiz; Türkiye, İran, Irak ve Suriye rejimleriyle olan siyasi ilişkilerini yeni gelişmeler ışığında gözden geçirmeli ve politikalrını yeni döneme göre uyarmalılar. Bunu başardıklarında kimse onların ne yolunu, nede imanını saptırabilir. Yeter ki dost ve düşman bir birinden ayırt edilebilinsin. İttifak arayış ve girişimleri sümürgeci bölge devletleriyle değil, bilakis Kürtlerle olmalıdır. Bu başarıldığı zaman ne açılmayacak kilit kalır, ne de birileri artık Kürtlerin işine burunlarını sokabilirler.

Şu an kurulan ve kurulacak olan” eski örgütlerimizin yeni partileri” bir an evvel derdimize bir çare bulsalar fena olmaz. Kim bilir belki ittifaklar konusunda ceplerinde sihirli projeler taşıyorlardır.

Ayrışma değil “ittifak, ittifak inadına yine de ittifak” diyerek yazımı sonlandırıyorum.
Print