2024-03-28
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Nazlı Ilıcak
 
Güleriz ağlanacak halimize
2014-09-26 11:29
Nazlı Ilıcak
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 49 rehine iade edilir edilmez “başarılı operasyondan” dolayı MİT’i tebrik etti. Tabii operasyon denilince, herkesin aklına silahlı bir müdahale geldi. Sonra, sonucun, temas ve müzakereler ile alındığı anlaşıldı. Tevil etmek maksadıyla, “siyasi operasyon kastedildi” gibi açıklamalar yapıldı. Oysa “harekât” şeklinde tercüme edebileceğimiz “operasyon” kelimesi, ani bir baskını, tek seferlik geniş çaplı bir müdahaleyi gösterir. Uzun zamana yayılan bir dizi görüşme, “operasyon” diye adlandırılamaz.

Sözgelimi, suçlulara karşı polis bir operasyon düzenler, ev sarılır ve şüpheliler teslim alınır; asker hudut ötesi operasyon gerçekleştirir… Belli ki, IŞİD ile ya da onların arkasında bulunan yerel aşiretlerle bir süredir konuşuluyor; MİT bu güçleri ikna etmeye çalışıyor.

Kaldı ki, ilk ifadelerin aksine, takas yapıldığı da ortaya çıktı. İlk gün, Dışişleri ya da MİT yetkilileri gazetecilerin sorularına, “Fidye yok, takas yok” cevabını vermişti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Velev ki takas olsun” açıklamasıyla, bir pazarlık neticesi rehinelerin Türkiye’ye döndüğünü söylemiş oldu. Zaten iktidara yakın bazı gazeteciler de, IŞİD’in önem verdiği birkaç militanının iade edildiğini yazdı.

***
Hükümetin, büyük bir hezimeti başarıya çevirmeye çalıştığı ortada. Hezimet, Musul Konsoloshanemiz’in baskınını önceden fark edememekten kaynaklanıyor. Çocuk ve kadınlar da dahil birçok konsolosluk görevlisi, 101 gün süreyle, çok olumsuz şartlarda teröristlerin elinde kaldı. Her gün ölümle burun buruna ve korku içinde yaşadılar. Bunun hesabını henüz kimse vermedi. Olay, hiç değilse mutlu sonla neticelendi diye kendimizi avutabiliriz. Lakin buradan lütfen bir “kahramanlık öyküsü” devşirmeye kalkmayalım. Ayrıca, rehine krizinin bitmesinde ABD’nin rolü olduğunu düşünüyorum. Zira zamanlaması bir hayli manidar. “Türkiye’nin mazereti kalmasın” diye, rehinelerin serbest bıraktırıldığını düşünüyorum. AK Partili Şamil Tayyar bile itiraf ediyor: “IŞİD operasyonuna Türkiye’nin katılmama gerekçelerinden biri rehinelerdi. Bu kritik süreçte serbest bırakılması, CIA’nin bir hamlesidir.”

Tayyar, sonradan sözlerine açıklık getirdi: “IŞİD, CIA’nin Truva Atı’dır. Kurtarma operasyonu çatışmasız, başarıyla sonuçlanıyorsa, CIA operasyona engel olmadı. IŞİD’e yönelik operasyondaki rezervini kaldırdı demek istedim.”

Netice itibariyle, ABD yardım etmeseydi, rehinelerin iade edilmeyeceğini Şamil Tayyar da kabulleniyor.

Bakalım bundan sonra, -rehine mazereti de ortadan kalktığına göre- hükümet yetkililerimizin ağzından “IŞİD bir terör örgütüdür” cümlesini duyacak mıyız? Türkiye, koalisyonda hangi ölçüde yer alacak? Acaba, ülkemizi tehdit eden tehlikenin farkında mıyız? Yoksa “Sünni kardeşlik”, siyasi iktidarın bu canilere karşı anlayışlı davranmasında rol oynuyor mu?

Bu yılın nisan ayında, MİT Kanunu’nda yapılan değişiklikle, İstihbarat Teşkilatımız’a, ülke menfaatinin gerektirdiği hallerde, Dışişleri Bakanı’nın talebi, Adalet Bakanı’nın teklifi ve Başbakan’ın onayıyla, Türk vatandaşları haricindeki tutuklu veya hükümlüleri bir başka ülkeye iade yetkisi tanınmıştı. Öyleyse bu hak, neden daha önce kullanılmadı? Madem takas yapılacaktı, 100 gün geçmesi beklenilmeden IŞİD’e komutanları teslim edilebilirdi. Buradan da anlaşılıyor ki, sonuç almak için, araya ABD’nin girmesi gerekti.

AKTroller, “Güçlü MİT, güçlü Türkiye” diye yarı militarist tweetler atıyor. Gücünün nereden kaynaklandığını bilemiyorum ama IŞİD tehdidini sezemeyecek kadar öngörüsüz oldukları ortada.

Emine Erdoğan’ın göbek adı

Bu haber çok az gazetede yayınlandı. Hadiseyi en iyi şekilde değerlendiren Sözcü idi.

Emine Erdoğan’ın resmi Twitter hesabındaki İngilizce cümlelerin, Michelle Obama’nın hesabından “kes-yapıştır” yöntemiyle kopyalandığını gösteren haberden söz ediyorum: “Michelle Obama’nın profilinden kopyala-yapıştır yapan danışmanları, bir skandala imza attı. ABD’nin First Lady’si Michelle Obama, profilinde İngilizce olarak ‘Hesap danışmanlar tarafından yönetiliyor. First Lady’nin kişisel olarak yazdıkları -mo şeklinde imzalı’ denildi. (MO, Michelle Obama’nın adının ve soyadının baş harfleri.) Emine Erdoğan’ın danışmanları, aynı yazıyı kopyalayıp yapıştırınca, Emine Erdoğan, Twitter’a adım atar atmaz kullanıcıların alay konusu oldu.”

Böyle komik bir hadise karşısında Zaytung durur mu, o da hemen latife yaptı: “Emine Erdoğan’ın biosunun, zannedildiği gibi alıntı olmadığı, aslında göbek adının Michelle Obama olduğu açıklandı.”

***
Lafı geçmişken Zaytung’un başka esprilerini de sıralayayım:

* Ukrayna’da yolsuzluk yapan milletvekilinin vatandaşlarca çöpe atılması üzerine, Ankara’daki çöp konteynerleri tedbir amaçlı toplatıldı.

* Erdoğan’ın “O banka zaten batmış” sözüne, FED’den cevap geldi: “Pardon anlayamadık… Kime batmış!”

* Ve bir fotoğraf ile yorumu… Devlet görevlilerine şemsiye tutulmuş; gazimiz ise açıkta. Zaytung, ihmal gibi duran bu hadisenin “perde arkasını” açıklıyor: “Gaziler günü töreninde yağan rahmetten mahrum kalmaması için, gazimize şemsiye tutulmadı.”

Güleriz ağlanacak halimize.

----------------------------------------------

Bugün-23 Eylül


Print