2024-03-28
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
 
HAK-PAR: YAŞASIN KADINLARIN HAKLI MÜCADELESİ
2018-03-07 10:55


Tüm kadınların isyan, direniş, dayanışma ve mücadelesinin en önemli günüdür 8 Mart.

Dünya kadınlarının, emeği, bedeni, hayatı ve geleceği üzerindeki baskıya, sömürüye ve şiddete son vermek için yürüttüğü eşitlik ve özgürlük mücadelesinin meşalesidir.
Hayatın yarısı ve yeniden üreteni kadınlar iken, kadına yönelik yönelik sosyal, siyasal, ekonomik ayrımcılık dünyanın dört bir yanını ahtapot gibi sarmış, yer yüzünün dört bir köşesinde yaşayan kadınlar bu cinsiyetçi ayrımcılıktan payına düşeni almaya devam etmektedir.

Uluslararası insan hakları ve kadına yönelik sözleşmelerce “garanti altına alınmış haklarına”, uluslararası kuruluşlar ve ulusal düzeyde “takip edilen” uygulamalara rağmen kadına yönelik her türlü haksızlık günden güne artmakta, kadının, erkeğe göre ikincil konumu, siyasette, ekonomide, eğitimde, sağlıkta devam etmektedir. Yazılı olarak ikrar edilen cinsiyetler arası eşitlik ve özgürlük sadece formel normlar olmaktan öteye gidememekte, toplumsal cinsiyet adaleti, fırsat eşitliği ve kadının insan hakları sağlanmamakta, kadın mağduriyeti katlanarak artmaktadır.

Uluslararası güç odaklarının dünyayı paylaşım mücadelelerinin bir eseri olarak özellikle coğrafyamız Ortadoğu’da ve dünyanın diğer bölgelerinde sürdürülen savaşlar öncelikli olarak kadınları ağlarına almakta, bizleri yoksullaştırmakta, göçe zorlamakta, bedenlerimiz taraflar arası süren savaşların bir parçası olarak objeleştirilmektedir.
Biz Kürt kadınları olarak , topraklarımızda cereyan eden haksız savaşların acı sonuçlarını Ezidi kadınlarımızın şahsında iliklerimize kadar yaşadık, bu haksız savaşların topraklarımızda da yürütülmesi nedeniyle yaşamaya devam etmekteyiz.

Türkiye ise dünyanın birçok az gelişmiş ülkelerinden de geri bir tablo çizerek, cinsiyet eşitsizliğinde bir uçurumun kıyısında dolanmakta, 144 ülke arasında 131. Sıralarda seyretmekte, gittikçe de bu oran diğer ülkelere göre artmaktadır. Devlet büyük bedellerle kazanılmış sosyal hizmetleri yavaş yavaş ortadan kaldırmakta, sosyal devlet sorumluluğunu savsaklayarak kamu hizmetlerini özellikle kadın aleyhine yürütmekte, çocuk, yaşlı, hasta bakımını kadınların sırtına yüklemekte, diyanet görevlilerinin kadınları birer cinsel objeye indirgeyen söylemlerine göz yumarak kadınların toplumsal, sosyal, ekonomik ve siyasal hayata katılımının önüne engeller koymaktadır. Ailenin kutsiyeti söylemi altında kadına ve çocuğa şiddet, cinsel istismar ve cinsel saldırı suçları meşrulaştırılmakta, çocuk yaştaki evlilikler cesaretlendirilmekte, kadınların hukuksal kazanımları tek tek budanmaktadır. Kadınlar ucuz iş gücü deposu olarak görülmekte, güvencesiz ve insan onuruyla bağdaşmayan çalışma koşulları, işsizlik kadınların diğer sorunlarının yanında baş sıraları işgal etmeye devam etmektedir.

Ülkenin temel sorunu olan Kürt sorununa devletin “güvenlik eksenli” yaklaşımı, makul hiçbir gerekçeye dayanmayan OHAL ve KHK’lar tüm toplumun ve kadınların demokratik haklarını budamakta, yaşanabilir demokratik, barışçıl bir toplumun önüne supap olarak tıkamaktadır. Bu politika ve uygulamalar en insani hak ve özgürlük taleplerini bastırmış, ülkeyi yarı açık bir cezaevine çevirmiştir.

Biz HAK-PAR olarak diyoruz ki;

Kadınlarımız,bu hayata mecbur değil, onlara dayatılan bu yaşamı ret ediyoruz.

Kadın emeği ve alın teri ile elde ettiği haklarının gaspını ret ediyoruz.

Kadınlar başta olmak üzere ülkenin ezilen, sömürülen, ötekileştirilerek yok sayılan her kesimin haklarından yanayız.
Antidemokratik, toplumsal cinsiyetçi tüm uygulama ve politikalara karşıyız. Hiçbir inancın, ırkın, milliyetin, etnik kimliğin, cinsiyetin diğeri üzerindeki baskı ve tahakkümünü kabul etmiyor, toplumsal adaletin demokraside, barışçıl politika ve uygulamalarda olduğunu savunuyoruz.

HAK-PAR olarak, kadın hayatları ile ilgili yapılacak yasal düzenlemeler ve uygulamalarda kadınların görüşlerinin alınarak bu doğrultuda eşitlikçi politikaların uygulanmasını talep ediyoruz.

HAK-PAR olarak biz;Türkiye’de 20 milyonu aşan nüfusuyla Kürt halkının bu yüzyılda kendi diliyle eğitim görememesini, resmi işlemlerde dilini kullanamamasını evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde bir insan hakkı ihlalidir. Acilen Kürt halkının ana dili olan Kürtçenin resmi dil olarak kabul edilerek, Kürtçenin yasal ve idari her zeminde kullanılmasının önündeki tüm engellerin kaldırılmasını, Kürtçenin eğitim dili olmasını ivedilikle talep ediyor ve bunun takipçisi olacağını bu vesile ile bir kez daha basın yolu ile kamuoyuna bildiriyoruz.
Kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kalktığı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin mutlak olarak sağlandığı bir dünya özlemiyle tüm kadınların Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz.

Yaşasın 8 Mart

DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN

Yaşasın kadınların haklı mücadelesi.

HAK-PAR BASIN BÜROSU


Print