Makale

‘Askeri kirdiran Enver Pasa’: 100. yilinda Sarikamis’i anmak

Bundan tam 100 yil önce, Sarikamis’ta bir insanlik drami yasandi. Her yil oldugu gibi, bu yil da Sarikamis felaketi yine bir ‘kahramanlik destani’ veya ‘vatan savunmasi’ lakirdilariyla ve militarist bir üslupla anilacaktir. Geçen yil, Erzurum Valisi Ahmet Altiparmak Sarikamis’ta sunlari söylüyordu: ‘Türkü, Arabi, Kürdü, Çerkesi her kesimden insanin tek bir amaci vardi, buraya gelerek düsmana karsi bu topraklari korumakti… bu topraklarda mücadele edenlerin tek amaci Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlügüne kasteden düsmanlardan kurtarmakti… Bayrak inmesin, ezan dinmesin diye verilen bu mücadeleyi dinlerken tüylerimiz diken diken oluyor… Hafizasi olmayan bir milletin gelecegi olamaz.’ Sn. Vali’ye ders vermek bize düsmez ama, bazi noktalarin altini çizmek gerekiyor:

1. Sarikamis harekâti, kesinlikle bir savunma savasi degildir. Son derece amatörce hazirlanmis, birsaldiri harekâtidir. Enver Pasa ve yanindaki akli evveller, Rus ordusunu çevirerek imha etmeyi planliyorlardi.

2. Evet, Osmanli toplumunun degisik kesimlerinden her unsur (Türk, Kürt, Arap, Çerkes vs.) orduda bulunuyordu, ama baskalari da vardi! Örnegin, Sarikamis’ta Ruslara esir düsen 83. Alay KumandaniBinbasi Ziya (Yergök) anilarinda Köprüköy Savaslarinda bacagindan yaralanan Erzurumlu Tegmen Vahan Pastirmaciyan’in kahramanca savastigini anlatiyor. Tasnak Partisi Mebusu Karekin Pastirmaciyan’in (kod ismi, Armen Garo) kardesi olan Vahan Efendi’nin ‘savasta gösterdigi yararlik nedeniyle’ 18 Eylül 1915’te Enver Pasa tarafindan maas artisi ile ödüllendirildigini arsivlerden ögreniyoruz.

3. 1914 yilinda Sarikamis’ta telef edilen askerlerin 1923’te kurulan ‘TC’nin bütünlügüne kastedenlere karsi’ savastigini söylemek biraz zor! Eger, devletlû takimindaki ‘hafiza’ buysa, bendeniz gelecek hakkinda çok endiseliyim!

SARIKAMIS FACIASININ EVVELIYATI

23 Ocak 1913 tarihinde etrafindaki fedaileri ile darbe yapan Yarbay Enver Bey liderligindeki Ittihatçilar, kisa zamanda bir dikta rejimi kurdular. Muhalif siyasetçileri ve gazetecileri gemilere koyup Sinop’a sürgün ettiler. Dikta rejimlerinde ‘elestiri’ bitince, ilk olarak ‘ortak akil’ yok olur. Yandaslik, kayirmacilik ve çalismadan yükselmek norm hâline gelir. Atamalarda kidem ve liyakat ilkesi unutulur. Enver Bey’in engellenemeyen yükselisi de söyle: Önce Sultan Resat’in yegeni Naciye Sultan ile evlenerek saraya ‘damat’ olur. Evlilik sayesinde kendisini ‘Pasa’ yaptiran Enver Bey, 33 yasinda Harbiye Naziri olarak atanir. Hemen orduda temizlik hareketine giriserek, 1100 muhalif subayi ordudan atar. Almanlarla gizli anlasma imzalayan, 29 Ekim 1914 günü Rus limanlarina saldirarak ülkeyi savasa sokan Ittihatçilar, Turanci fetih hayallerine kapilirlar. Hesapta, Osmanli Ordusu Kafkasya’ya girip Müslümanlari ayaklandiracakti!

Tüm dikta rejimlerinde ‘çapsiz’ liderler, kendilerini ‘dev aynasinda’ görürler. Yeteneksizliklerini de herkesi susturarak, siddetle örtmeye çalisirlar. Savasin basinda Alman Ordusu, Tannenberg’de Rus 2. Ordusu’nu çevirme harekâti ile imha etmisti (26-30 Agustos 1914). Savasi yöneten Alman generalleri Erich Ludendorff ve Paul von Hindenburg, Almanya’da milli kahraman olurlar. Enver Pasa, ‘yahu, benim neyim eksik’ demis olmali ki Osmanli Genelkurmayindaki Almanlar, benzer bir çevirme harekâtiniSarikamis’ta tekrarlamayi planlarlar. Bu operasyonla Bati’da Almanlarla savasan Rus ordusunun Kafkaslara birlik kaydirmasini saglayarak Almanlarin elini rahatlatmayi da hesapliyorlardi. AmaTannenberg Savasi yaz aylarinda ve engebeli olmayan bir cografyada kazanilmistir. Enver Pasa ve çevresindekiler, Osmanli askerine eksi 30 derece sogukta, 2000 rakimli sarp daglari, 60 cm. karda asarak Rus ordusunu arkadan çevirme emrini verirler. Böylece, araziyi hiç tanimadan hayata geçirilen saldiri harekâti sonucunda, 50.000 askerin çogu ‘mermi bile atmadan’ donarak ölmüstür.

ASKERI KUMAR PARASI GIBI HARCAMAK

Yasanan insanlik draminin birinci sorumlusu, operasyonu bizzat yönetmeye kalkan Enver Pasa ve yine saraydan Behiye Sultan ile evlenerek ‘Albay’ olan yardimcisi Hafiz Hakki Bey’dir. Sarikamis’ta esir düsen 9. Kolordu Kurmay Baskani Binbasi Serif (Ilden) Bey’in deyimi ile, bunlar ‘askeri, ceplerindeki kumar parasi gibi’ harcamislardir. Atatürk’ün, kâtibi Yusuf Hikmet Bayur’a yapmis oldugu Sarikamis degerlendirmesi söyledir: ‘[Enver] hesapsizdir, fikir ve kararlarin nasil tatbik edilecegini düsünmeyi teferruat sayar; askerlikte genel bakimdan bilgisizdir, çünkü tabur, alay vs. gibi birliklere sira ile komuta etmeden, en çok Makedonya ile Bingazi’de çete ve asiret vurusmalarinda bulunduktan sonra sirf siyasal destekle en yüksek makamlara erismistir… Bu yüzden Enver, bir tümen veya bir kolorduya herhangi bir hareketi emrettigi vakit, o hareketin yapilabilmesi ve beslenebilmesi için nelerin gerektigini hiç düsünmezdi ve bu emirleri âdeta bir çavusa 40-50 kisi ile bir tepeyi tutmasi emrini verir gibi verirdi. Sarikamis yikimi bu biçim kit anlayistan dogmustur.’

Evet, bundan tam 100 yil önce Allahuekber Daglari’nda donarak ölen ve Sibirya’daki esir kamplarinda asagilanan Osmanli askerlerini rahmetle anmak boynumuzun borcudur. Ama askerleri ‘kumar parasi gibi harcayan’ çapsiz komutanlari ve Napolyon bozuntularini da yerli yerine oturtmaliyiz. Macera arayan ve fetih rüyalari görenleri bugün ‘kahraman’ olarak sunmak, Sarikamis sehitlerine karsi yapilabilecek en büyük saygisizliktir. Ayrica, unutmayalim, Ittihatçilik ölmedi! Farkli biçimlerde yasiyor hâlâ…

***

Binbasi Osman Siddik’in yazisi

Bütün dikta rejimlerinde yasanan rezillikler basina konan sansürle halktan gizlenir. I. Dünya Savasi sirasinda uygulanan askerÎ sansür sayesinde Sarikamis felaketi unutturulmaya çalisilmistir. Ama 2 Kasim 1918 gecesi Ittihatçilarin yurtdisina kaçmalarindan sonra, ortam rahatlar. Sarikamis’ta savasan 9. Kolordu, 29. Topçu Alayi Kumandani Binbasi Osman Siddik Bey (1878-1927) de ilk olarak 14 Kasim 1918 tarihli Âti gazetesinde Sarikamis hezimetini sansürsüz anlatmistir.

***

Sarikamis Hezimeti

(Emekli Topçu Binbasi Osman Siddik)

… Sarikamis muharebesinde bulunup da hayatlarini kurtarabilenlerin tümü dünyada hiçbir kumandanin uygun bulmayacagi sartlar altinda cereyan eden bu müthis mücadelede payina düsen vazifeyi yerine getirdigine emin olmalidir. Bedbaht 3. Ordu’nun strateji fikrinden her bakimdan yoksun bir tarzda idare edildigini görenlerin, hatirindan bizim aleyhimize neticelenen bu muharebenin hatirasi silinmeyecektir.

Rusya ile bizim aramizda çatismalar basladigi sirada, Hasan Izzet Pasa Kafkas Ordusuna kumanda ediyordu. Bu ordu, 9. ve 11. Kolordulardan olusuyordu. 4 Kasim 1914 tarihinde Rus Ordusu bizim hududun bes ayri noktasindan arazimize girdi. Hasan Izzet Pasa, bunun üzerine nesrettigi bir ordu emirnamesinde sinir bölüklerinin geri çekilmesini ve 3. Ordu’nun her bölügünün [kendi] hattinda savunma konumuna geçmesini emrediyordu. Fakat, fevkalade bir dirayet eseri sayilacak olan bu tedbire [Istanbul’daki] Genelkurmay Heyeti tarafindan onay verilmiyordu. Zamanimizin ‘en yeni bir askerî düsüncesi’ olarak, Genelkurmay tarafindan Hasan Izzet Pasa’ya ‘derhal Ruslara hücum etmesi ve ordunun saldiriya geçmesi geregi’ bildiriliyordu. Bunun üzerine, Osmanli Ordusu, Hasan Izzet Pasa’nin dirayeti ve zihin açikligi ile saldiriya geçti. 5-12 Kasim 1914 tarihleri arasinda, sekiz gün süren Köprüköy Muharebesinde Ruslar geri çekilmeye ve mevzilerini birakmaya mecbur olmuslardi. Bu Ruslarin tarihçe meshur Horum Düzü mevkiine çekilmelerine kadar devam etti. Hasan Izzet Pasa’nin askerî becerisi sayesinde agir agir, fakat pek güzel ilerleyen bu muharebe neticesinde Rus kuvvetleri kendi hudutlarina def edilebilmisti. Fakat 3. Ordu gerek asker ve gerek de hayvan sayisi bakimindan ve bilhassa araç ve gereç bakimindan pek büyük zararlara ugramis oldugundan, Hasan Izzet Pasa, Sol Cenahini, yâni Ahmet Fevzi [Big] Pasa [1871-1947] kumandasindaki 9. Kolordu’yu yavas yavas geri çekmeye mecbur olmustu.

Bütün Ordumuzun çekildigi mevzilerin ehemmiyetinden dolayi Ruslar tecavüze cesaret edememislerdir. Kolordu, bu saglam mevzilerde [iken] yardim kuvvetleri ve teçhizat da geldi. Yardim olarak, Samsun- Sivas arasinda konuslanmis olan 10. Kolordu gönderildi. Levazim da peyderpey gelmeye baslamisti. 3. Ordu Kumandanina [saldirmamakla] zayiflik gösterdigi söylendi. Bu azarlama, bize göre uygulama imkâni olmayan birtakim Alman askerî doktrinlerini kopya çekip, ona göre emir vermekten baska bir sey yapmayan Osmanli Genelkurmay Baskanliginin ne derece yoz ve ehliyetsiz oldugunu göstermeye yeter.

Enver Pasa, yaninda Osmanli Genelkurmayi’nin Baskani (Fritz Bronsart von Schellendof Pasa) oldugu hâlde Erzurum’a gitti. Pasa’nin maiyetinde atesli, fakat ise yaramaz, ‘ne olursa olsun’ hücum taraftari olan ve Alman askerî doktrinleri ile [asiri] dolu birtakim genç genç Pasalar da vardi. Iste bu genç zevatin kararlarinin sonucu olarak o meshur hücum yapildi ki bizim için sebep oldugu diger kayiplari gözardi ettigimiz zaman bile, yalniz insanca ugradigimiz telefat hatirdan çikmayacaktir: 60.000 kisi!

Hasan Izzet Pasa, durumu protesto etti. Ve bu hücum tesebbüsünün her seyden evvel ‘katiksiz bir cinnet’ oldugunu söyledi. Fakat ihtimaldir ki zavalli orduyu büsbütün bu gençlerin eline birakmamak için, Karakilise vadisini dönmek suretiyle bizim ordunun sag cenahina harekât yaptirarak Ruslarin sol cenahini tehdit etmek sartiyla saldiriyi idare etmeyi kabul etti … Ne Enver Pasa ne de von Bronsart, Izzet Pasa’yi dinlediler. Izzet Pasa’nin Enver Pasa’ya ‘Pasa, ordu mahvolacak. Toplar kaybolacak’ yollu protestolarina kulak verilmeyerek ve [kendisine] tepeden bakilarak [söylediklerine] itibar edilmedi. Izzet Pasa’ya, 10. Kolordu ile hücum etmesi emri verildi. Izzet Pasa, bu cinnete katilmayi reddettiginden görevden alindi. Bu saldiri hareketi merhum genç Hafiz Hakki Pasa tarafindan da tabii ki becerilemedi. Sol cenahtaki, 10. Kolordu geçmesi zor bir arazide yürümeye mecburdu … Askerimiz yorgundu, çiplakti. Binaenaleyh zavallilar Ruslarin kursunundan ziyade, o havalinin sogugundan ölüyorlardi. Sahra toplari yerlere [karlara] saplandi kaldi. Kala kala, her tümenden ancak 1000’er kisi kalmisti. Top namina da elimizde kisa menzilli dag toplari vardi. Iste bu kuvvetle Sarikamis önüne geliyorduk!

Bu kiliç artiklarini dagitmak için Ruslarin bir hücumu kâfi gelecekti. Aç ve soguktan titreyen bu orduda, tabii ki manevi kuvvet de sarsilmisti. Hasankale’den Erzurum’a kadar ve Deveboynu denilen o kirli yer, hepsi soguktan ve açliktan telef olmus askerciklerimizle dösenmisti. Toplarimiz, Ruslarin eline geçmisti. Bereket versin ki bu toplar, düsmanlarimiz tarafindan aleyhimize çevrilememistir.

Bu facia manzaralari, sahidi olanlarin hatirindan çikamaz. Bu düsünülmeksizin yapilan fenaliklardan maksat, Enver Pasa tarafindan iddia edildigine göre, Ruslari Kafkasya’dan yardim kuvveti getirmeye mecbur birakmak, Türkistan ordusuyla iki Kazak firkasini bize çekmek imis! Hasan Izzet Pasa, burada sebebi nedir bilinmez, baslarinda Enver Pasa oldugu hâlde birtakim genç komutanlar tarafindan tam bir kayitsizlikla ile bir köseye atilmis gibi duruyordu. Enver Pasa ile dostu Osmanli Genelkurmayinin Baskani Bronsart, Hasan Izzet Pasa’yi asla takdir edemediler. Gariptir ki, Bronsart kendi memleketinde en büyük kurmay subaylardan sayiliyordu!

Bu söylediklerimiz, yemek masasinda anlatilan hikâyeler kabilinden degildir. Olaylara sahit olanlar bütün bu dediklerimizi tasdik ederler. Izzet Pasa gibi degerli ve tecrübe sahibi kisileri bir tarafa birakarak, evvellerince yerlerine geçen gençlerin emir ve komutayi ne suretle bozduklarini anlamakla beraber, bu yazimizin Izzet Pasa hazretlerinin ricasi sonucu kaleme alindigini da ifade edelim. Biz, su satirlarla Almanlarin kendi memleketlerine pek uygun olan harp planlarini alip kopya çekenlerin ve bunlar için beyhude zayiat ve telefat verdirenlerin, fikir ve hareketlerindeki sakatligi göstermek amacindayiz. Zavalli 3. Ordu, ona vücut veren insanlarin içine düstükleri sefalet, manevi kuvvetlerinin birdenbire erimesi ve sonuç olarak ugradigi hezimet sebebiyle denebilir ki tarihin en bedbaht ordularindan biridir.

(Transkripsiyon için Dr. Kahraman Sakul ve Dr. Emrah Safa Gürkan’a tesekkürler. Sadelestirme benimdir. ‘A.A.)

Prof., Istanbul Bilgi Üniversitesi

[email protected]

Ayhan AKTAR

Back to top button