‘Iç’ ve ‘dis’ ayirimi

Tayyip Erdogan son dört bes yillik sözleri ve davranislariyla, gerek yurt içinde, gerekse yurt disinda ortaya koydugu performansla, AKP iktidarinin erken döneminde dünyada yaratmayi basardigi olumlu havayi tamamen dagitti. ‘Dünya’dan söz ediyorum; Türkiye içinde onun bu performansinin çok sayida alicisi oldugunu biliyoruz. Bilmiyor idiysek, 1 Kasim sonuçlarina bakmak ögrenmek için yeterli.
Zaten bu ‘makas’ üstüne birkaç sey söylemek istiyorum: Erdogan’a yurt disinda puan kaybettiren davranislari Türkiye’de bunun tersine isliyor ve puan kazandiriyor. Bu hikâye, ‘van minüt’ episodundan beri bu sekilde devam edip gidiyor. Aslinda bu iki uç, birbirine siki siki bagli. Erdogan’a disarida kaybettiren davranis, içeride kazandiriyor. Bu demektir ki Türkiye’de ortalama insan bilinci, dünyadaki ortalama bilince yüz seksen derece aykiri çalisiyor.
‘Van minüt’ten 17 saniyeye getiren süreç nedir? Hangi bilinmeyenler arasinda böyle biçimleniyor?
Soru gidiyor, Türkiye’nin uzun yillar izledigi oldukça pisirik dis politikaya baglaniyor bence. Ama bunun da belirleyici bir baglami var: birkaç yüz yillik bir imparatorluk gelenegi ve aliskanligi. ‘Iyi ama, o imparatorluk çökeli çok olmadi mi? Bunun ‘aliskanligi’ kalir mi’ diye bir soru sorulabilir elbet. Hakli da olur. Ben bunu egitime veriyorum. ‘Sanli imparatorluk’ seçkinlerin dilinden düsmedigi için halka da yayiliyor. ‘Egitim’ derken yalniz okulda verilen egitimi kastetmiyorum. Bütün ‘ideoloji üreten aygitlar’in topluma agiz birligiyle üfledigi bir hava ve onun ürettigi bir genel ruh hali var. Orada, geçmisteki ’emperyal görkem’ hayaliyle bugünkü etkisiz konumun kompleksi karisiyor, iç içe geçiyor ve epey beter bir eriyik çikiyor ortaya.
Dolayisiyla bir adam gelip bu alisilmis gidise aykiri davraninca, toplumda hemen karsilik buluyor. ‘Iste, bekledigimiz adam!’
Bilinen örnektir ya, klasiktir, bir kere daha söyleyeyim. Fransa Cezayir’de olmadik isler yapiyor. Bir konu Birlesmis Milletler’de oylanacak. Türkiye Fransa’nin yaninda oy kullaniyor. Çünkü Cumhuriyet’in kurulusundan itibaren Bati dünyasi ile uyumlu bir siyaset gütmeye karar vermis. Bandung’a bile tam katilmiyor, ‘gözlemci’ gönderiyor.
Bana göre, Fransa ile birlikte oy kullanmak (yani, o baglamda) bir yüz karasi. Ben sosyalistim ve emperyalizme (bunun lami, cimi yok, besbelli) yardakçilik eden bir siyaseti utandirici bulurum. Tabii Islâmci bir görüsle bu olaya bakan biri de emperyalizmi filan karistirmadan ‘Din kardesi Cezayir’e karsi Fransiz gâvurunun yaninda yer almak’tan utanç duyabilir.
Onun için, örnegin Bush’un Irak serüveni sirasinda Meclis’in aldigi karar bence dogrudur, dolayisiyla onurlandirici bir karardir (Tayyip Erdogan’in bundan mutlu olmadigini hatirliyorum). Gerekçeler gene ayni: beni emperyalizme yardakçilik etmemek ilgilendiriyor. Bir baskasi ‘Din kardesi Irak’ diyebilir.
Simdi bu ‘din kardesi’ durumuna bir de ’emperyal özlemler’ eklenince, isin mahiyeti karisiyor. Ama Türkiye’deki ruh hali, insanlarin genel ideolojik yaklasimi, böyle bir karismaya fazlasiyla yatkin. Falancanin imparatorluguna düsman ama kendisi için bir imparatorluk umudu göründügünde, sonuna kadar gitmekte bir sakinca oldugunu düsünmüyor.
Dolayisiyla burada da, ‘Tayyip Erdogan kisiligi’ ile bu ‘Türkiye ortalamasi’ ruh hali arasinda bir uyum var.
Öyle saniyorum ki Tayyip Erdogan bu uyumun çok iyi farkinda. Bunu, hayalindeki ‘Baskanlik’ vb. için kullanisli bir mekanizma olarak görüyor. ‘Güç’, bu toplumda çok önemli, çünkü insanlar çok uzun zaman kendilerini güçsüz hissetmisler ‘hem birey olarak, hem de, dünya içinde Türkiye toplumu olarak. Ama güç iki türlü kullanilabilir: kimseden dayak yememek için güçlü olmak isteyebilir, güçlü olabilirsiniz. Bir de, birilerini dövmek için güçlü olmak isteyebilirsiniz. Türkiye’de birincisi isteniyormus gibi konusuyoruz ama gönlümüzde ikincisi yatiyor. Bu tehlikeli.
Mahallenin kahvesinde kabadayiliktan uluslararasi kabadayi statüsüne atlamak Türkiye’de puan kazandirir. Ama dünyada bir sey kazandirir mi, yoksa bunu yapan önderi ve onu alkislayan toplumu çok kötü serüvenlere sürükler mi? Dünya tarihi simdiye kadar hep ikincisinin geçerli oldugunu gösterdi.
—————————————————–
Taraf-20 Aralik
Murat Belge