Makale

‘Kaos ortamini takiben ordu darbesi’ ihtimali (2)

Bu yazinin geçtigimiz pazartesi (19 Aralik) kaleme aldigim birinci bölümünde, eski askeri savci Ahmet Zeki Üçok’un Twitter’dan yaptigi, Türkiye’de kaos sürecinin baslatildigini, sayet Cumhurbaskani Erdogan ülkede ‘birligi’ saglayamazsa emir komuta zinciri içinde bir darbe olacagi uyarisini ele almaya baslamistik.

O yazida önce Üçok’un Twitter mesajlarini ayrintilandirdigi bir radyo programinin (Sputnik, Yavuz Oghan’la söylesi) kayitlarini aktarmis, ardindan da emekli askeri savcinin bu uyarisinin ardindan sosyal medyada yürütülen uçsuz bucaksiz spekülasyonlarla ilgili kendi kanaatimi sizlerle paylasmistim. Hatirlayacaksiniz, bu spekülasyonlar agirlikli olarak ‘Cumhurbaskani’na ve AK Parti’ye tehdit’ noktasinda yogunlasiyor, ‘darbe’ ihtimalinden sözetmenin bizatihi kendisinin ‘kaos’ yaratmaya matuf oldugu dile getiriliyordu.

Birinci bölümde, Ahmet Zeki Üçok’un Cumhurbaskani hakkindaki olumlu, darbe yapacagini söyledigi komuta kademesi hakkindaki olumsuz degerlendirmelerini sahit göstererek, bu suçlamalari akla yakin bulmadigimi söylemistim. Üçok’un tam bu siralarda böyle bir uyarida bulunmasinin anlami üzerine kendi kisisel kanaatimi ise su üç noktada toparlamistim:

‘a) Ahmet Zeki Üçok, ulusalciliga yakin eski bir asker olarak kendisini Cumhurbaskani’na mevcut komuta kademesinden daha yakin buluyor.

b) Bir darbe ihtimaline inaniyor fakat böyle bir darbeyi desteklemiyor.

c) Darbe uyarilarini ‘kaos’ yaratmak için degil, benimsedigi anti-Amerikancilik ve ulusalcilik çizgisi dogrultusunda Cumhurbaskani’ni bir seye zorlamak için yapiyor.’

Birinci bölümün sonunda, ikinci bölümde hem bu ‘sey’in ne oldugunu hem de Ahmet Zeki Üçok’un 12 Eylül öncesini ve onu izleyen darbeyi hatirlatarak öne sürdügü ‘kaos ve darbe’ formülasyonunun günümüz için de geçerli olup olmadigina dair kendi degerlendirmelerimi dikkatinize sunacagimi söylemistim… Simdi sira oraya geldi.

Ulusalcilarin iktidar ortakligi talebi

Ordu dahil devlet bürokrasisi içindeki anti-Amerikan, anti-Bati, anti-NATO duygularin giderek artan ölçüde Dogu Perinçek’in liderligini yürüttügü Vatan Partisi (VP) bünyesinde kristalize oldugu artik açik bir gerçek. (Sivil-ulusalci kesimler henüz bu egilime kitlesel bir destek vermiyorlar, bu da çok açik; bunu anlamak için bu partinin bir türlü yükselmeyen oy oranlarina bakmak yeter.)

Ahmet Zeki Üçok’un darbe uyarisinin gerisinde yatan saikleri anlayabilmek için, devlet içindeki Avrasyaci güçlerin taleplerini siyasetin diline çevirerek kamuoyuna aktaran, basta Dogu Perinçek olmak üzere VP yetkililerinin mesajlarina bakmamiz gerekir.

Bu fasildan, Dogu Perinçek’in ve VP yetkililerinin, Ergenekon davasinin çökmesinin ardindan iktidar partisi ve Cumhurbaskani Erdogan’la ilgili degerlendirmelerinin büyük ölçüde degismis olmasi, dikkatle degerlendirilmesi gereken önemli bir parametre olarak çikiyor karsimiza.

VP’liler, iktidar ile ABD’nin ve Bati’nin ‘cephe cepheye’ geldigini savunuyorlar ve iktidari elestirmeye devam etseler de onun ‘Bati emperyalizmi’ne karsi yürütülen ‘milli mücadele’nin bir parçasi oldugunu dile getiriyorlar.

Fakat is burada kalmiyor. Emekli ya da muvazzaf ulusalci askerler ile devlet bürokrasisi içindeki öbür ulusalci kesimler, emperyalizme karsi güçlü bir cephe olusturulabilmesi için ‘gerçek millici güçler’ olan kendilerinin de iktidara ortak olmalari gerektigini öne sürüyorlar.

Bu talep, Dogu Perinçek’in hemen hemen bütün yazilarinda mündemiç. Perinçek’in, Ahmet Zeki Üçok’un ‘birlik olmazsa darbe olur’ uyarisindan hemen önce attigi tweet’ler de ayni fasildan:

‘Sunu herkes bilsin, bozguncular da hayâle kapilmasin: Üzerimize atilan bombalar, bize Büyük Karari dayatiyor. Büyük Karar, Vatan Bütünlügü ve Üretim Ekonomisi için Milli Hükümetin kurulmasidir.’

Parantez: Seçimsiz ‘Milli Hükümet’

Tam bu noktada genisçe bir parantez açarak, akliniza geldigine emin oldugum soruyu ben sorayim: ‘Ortada yüzde 50 oyla hükümet kurmus bir iktidar varken ‘Milli Hükümet’ de ne oluyor? Bu talebi dile getirenler bir erken seçim de önermediklerine göre ‘Milli Hükümet’ nasil bir süreç sonunda olusturulacak?’

Sorunun cevabini ben biliyorum (çünkü bu soru daha önce de sorulmus, hep ayni cevap alinmisti): ‘Kurtulus Savasi’na liderlik eden hükümet seçimle mi gelmisti?’

Tam bu noktada, ‘Milli Hükümet’ talebinin çagristirdigi tekinsiz çagrisimlari da hatirlamak gerek…

Hatirlayalim: Adalet ve Kalkinma Partisi’ni (AK Parti) iktidara tasiyan 3 Kasim 2002 seçimlerine büyük umutlarla giren Dogu Perinçek’in Isçi Partisi (simdi Vatan Partisi) yüzde 1’in çok altinda kaldiginda da dile getirilmisti ‘Milli Hükümet’ talebi… O gece Ulusal Kanal’a çikan Dogu Perinçek, “Iktidar olamayacaklar, hep birlikte görecegiz” dedikten sonra, üç-bes aylik bir iktidarin mümkün oldugunu, ama “Milli Kuvvetler”in kesinlikle onlari devirecegini söylemisti. Perinçek, “Seçim sonuçlarina saygi duyma, halkin iradesi” gibi itirazlarin geçersiz oldugunu söyleyerek söyle devam etmisti: “Milletler de gaflete düser, yüzde 35 gaflete düsmüstür.’

Tabii bu sözler, o geceden ‘üç-bes’ ay sonra nelerin oldugunu yillar sonra ögrendiklerimizle birlestirince çok daha anlamli bir hale geliyor: 3 Kasim 2002’den ‘üç-bes ay’ sonrasi, tam olarak Birinci Ordu’daki Balyoz semineri günlerine (3-5 Mart 2003) denk geliyor!

O gün ‘darbe’ diyen ‘Milli Kuvvetler’ bugün ne diyor?

Dogu Perinçek o gün Amerikanci, NATO’cu ve gayri milli oldugu gerekçesiyle AK Parti’nin ‘Milli Kuvvetler’ (yani ordu ve devletteki ulusalci güçler) tarafindan bir darbeyle devrilmesini savunuyordu (daha da ötesi, belli ki ‘Milli Kuvvetler’in böyle bir hazirliginin oldugunu biliyordu).

Bugün ise durum farkli… Perinçek’e göre bugün Erdogan ve AK Parti, ABD ve NATO’ya karsi cepheden bir mücadele veriyor ve objektif olarak ‘Milli Kuvvetler’in bir parçasi… Kanaatimce, Ahmet Zeki Üçok’un çikisi iste tam bu noktada anlam kazaniyor… Bugün Dogu Perinçek’in, Ahmet Zeki Üçok’un ve benzerlerinin hedefi AK Parti’yi bir darbeyle devirmek degil, onu kendileriyle ittifaka zorlamak… ‘Amerikanci darbe olacak’ uyarilari da Erdogan ve AK Parti üzerinde psikolojik bir etki yaratarak iktidari ulusalcilara yaklastirmaya matuf…

12 Eylül öncesi: Benzerlikler, benzemezlikler…

Geldik cevabini aradigimiz son noktaya: Acaba Ahmet Zeki Üçok’un 12 Eylül öncesindeki ortami ve onu izleyen darbeyi hatirlatarak öne sürdügü ‘kaos ve darbe’ formülasyonu günümüz için de geçerli mi?

Üçok, ‘kaos ve onu takiben darbe’ senaryosunu izah ederken hep 12 Eylül öncesini ve darbeyi hatirlatiyor, ‘aynen öyle olacak’ diyor.

Ilk bakista ikna edici gibi görünüyor… 12 Eylül öncesinde oldugu gibi toplum iki cepheye ayrilir da sokaklarda iç savas benzeri bir tablo olusursa, toplumda darbe hayirhah bir çözüm gibi görülmeye baslanabilir ve böyle bir durumda ‘komuta kademesi’ durumdan vazife çikarma arayislarina girisebilir.

Ne var ki gerek darbeyi ‘kaçinilmaz’ hale getirecek ‘kaos ortami’nin olusmasini, gerekse de darbeye karar vermeyi mümkün kilacak kosullar bakimindan iki dönem arasinda çok büyük tecrübe farklari var. Bunlari gözetmeksizin, düz bir akil yürütmeyle ‘o zaman oldu, simdi de olur’ denebilir ama ikna edici olunamaz.

12 Eylül’den bugüne geçen 36 yillik sürede içerde ve disarda o kadar büyük iç çatisma ve iç savas tecrübeleri yasandi ki, kitlelerin, bunlarin yol açtigi yikiciliklari gözardi edip birbirlerinin kanini dökmeye girismeleri hiç kolay degil. Sirf Suriye iç savasina bakmak bile bunu anlamak için yetebilir.

Öte yandan bir darbeye karar vermek de artik 12 Eylül’de oldugu kadar kolay degil. Çünkü, birinci olarak ülkenin sorunlarinin bir cunta tarafindan bas edilemeyecek kadar karmasik oldugunu basta askerler olmak üzere herkes biliyor… Ikinci olarak da, bilhassa 15 Temmuz’dan sonra pabuç çok pahali.

Sonuç olarak: Ahmet Zeki Üçok’un, ‘kaos ortamini takiben askeri darbe’ formülasyonunun, yukarida özetledigim toplumsal tecrübeyi dikkate almadigi için geçerli olmadigini düsünüyorum.

Bir darbenin kosullari yok bugün… Fakat bu, birilerinin, içteki ve distaki onca korkunç tecrübeleri unutturacak kadar, insanlari birbirlerinin kanini dökmeye razi edecek kadar öfkeyle doldurma çabasindan vazgeçecekleri anlamina gelmez.

———————————————

Serbestiyet.com- 21 Aralik

Alper Görmüs

Back to top button