‘Kin ve intikam’mis
Üç noktanin altini çizecegim, ‘Balyoz’ ve diger Ergenekon dâvâlarina dair. Biri bugün, (sigdirabilirsem) ikisi Cumartesiye.
(1) Simdi bir de ‘kin ve intikam’ fasli çikti internette. ‘Balyoz’ kararlarina sevinenler kin ve intikam pesinde kosanlarmis. Özgürlük ve demokrasi degilmis mesele. Karsimizda birtakim zavalli insanlar varmis da, onlarin haline aciyip üzülmüyorsak, bu onlarin magdur, bizim gibilerinse zalim oldugunu gösteriyormus.
Anlamadigim bir sey var. Ocak 1943’te Kazablanka’da toplanip, hiçbir uzlasma kabul etmeyecekleri ve Mihver devletleri ‘kayitsiz sartsiz teslim’ oluncaya kadar savasacaklarini ilân edenler, dünyayi Fasizm ve Nazizmden kurtarmak yerine kin ve intikam pesinde mi kosuyorlardi?
1945 gelip de Almanya nihayet yenilgiye ugradigi, Sovyet ordulari Berlin’e girdigi, Hitler intihar ettiginde, Nürnberg’de savas suçlarini ve insanliga karsi islenen suçlari yargilamak için kurulan mahkeme, toplama kamplarinin, Yahudi soykiriminin ve 40-52 milyon arasinda tahmin edilen sivil ölümlerin hesabini sormak gibi hakli bir dâvânin mi takipçisiydi, yoksa siradan kin ve intikam duygulariyla mi hareket ediyordu?
Kamboçya’da Kizil Kmerler milyonlarca insanin kanina girdi. Pol Pot, Khieu Samphan, Ieng Sary, Ieng Thirit ve benzeri katillerin bir kismi öldü, bir kismi yasli masli demeksizin yargilaniyor. Yargilanmasinlar mi? Kasapliklari yanlarina kâr kalmasin; cezalarini alsinlar ve çeksinler ki insanlik bundan biraz olsun ders çikarsin demek, kindarlik ve intikamcilik mi oluyor?
Milliyetçilikleri ve cinayetleriyle Yugoslav halklarinin canina okuyan Miloseviç’lerin, Karadziç’lerin, Mladiç’lerin, Goran Hadziç ve benzeri canavarlarin yakasina yapisilmasi, bir evrensel adalet duygusu ve ihtiyacini degil de kin ve intikam âdîligini mi yansitiyor?
Yani ne, ‘Balyoz’cularin cezalandirilmis olmasina vah vah demem; ‘magdur oldular’ diye onlari bir de sevmem mi isteniyor acaba?
Kürtler magdur; dolayisiyla PKK hakli savas veriyor ve elestirilemez. Sanik aileleri üzgün; dolayisiyla onlar da magdur; yani onlara da hak verelim ve mahkeme kararini savunmayalim, öyle mi?
Örnekleri asiri bulduysaniz; bu serefli Türk subaylarinin Fasist ve Nazilerle, Kizil Kmerlerle ya da Sirp ve Hirvat generalleriyle ne ilgisi var diyorsaniz, onu da tartisalim biraz. Maazallah, ya kazansalardi ne olabilirdi; bunlari unuttuk mu, nedir? Yargilamalar sürüp tutuklamalar çogaldikça ve darbe tehlikesi iyiden iyiye uzaklasmis gibi olunca, gözümüze zararsiz gibi gözükmeye basladi galiba, bütün bu omuzu kalabaliklar. Ait olduklari ve gururla temsil ettikleri gelenegin, tarihte nasil bir katliam kapasitesi göstermis, bu açidan yetenegini ispatlamis oldugu aklimiza geliyor mu hiç? 1915? Dersim? (Seceresi Mustafa Muglali gibilerini içeren Çetin Dogan ve benzerlerinin eli asla kendi halkina kiymaya varmazdi türü apolojilere, ben nasil inanabilirim?)
O kadar çok mu geride kaldi Bati Çalisma grubu? Çevik Bir’in her yere ‘orduya sadakat’ yazdirmasi? Hursit Tolon’un elçiliklerde diaspora önde gelenlerini toplayip azarlamasi, masalari yumruklamasi? Büyükanit’in ‘iyi çocuklar’ vizyonu? Semdinli savcisina reva görülenler? Genelkurmaydaki haftalik basin toplantilarinda, hep hükümete alternatif ‘millî çizgi’ mesajlari verilmesi? Kibris’ta Denktas’a kayitsiz sartsiz destek, Kürt sorununda salt askerî ve polisiye tavir, Ermeni soykirimini inkâr baglaminda ileri geri söylenenler?
Her yil Harp Okullarinin açilis ve kapanis konusmalarinda topluma verilen degismezlik ve degistirilemezlik mesajlari? Basyazar ve genel yayin yönetmenlerinin, bunlari hayra yorumlayacagiz diye taklalar atmasi? ‘Atatürk Ilkeleri’ yerine ‘Atatürkçü Düsünce Sistemi’ni uydurdular diye, vay, bak, gördün mü ne kadar ilerlemisler kivaminda kaleme alinan övgüler? ‘Kanaat önderleri’nin bu kadar ezilmis; bu kadar alçalmaya, aza kanaat etmeye, yarabbi sükür demeye alistirilmis olmasi?
Basbug’un elli general ve amirali etrafina toplayip kamuoyuna parmak sallamasi? Saga sola gömülü LAW tanksavar silâhlarina, insani çildirtan bir fütursuzluk ve umursamazlikla ‘boru’ demesi? Ya Daglica ve Aktütün gibi bazi PKK baskinlari vesilesiyle, derin devlet içindeki bir kesimin Kürt savasinin bitmemesi ve siyasetin yeniden militarize olmasi ugruna, PKK içindeki bir kesimle isbirligi yaptigina dair ortaya çikan ipuçlari?
Özgürlük ve demokrasiden içten içe Hitler ve Mussolini kadar nefret eden bu astigi astik, kestigi kestik kisiler, ez kaza bir kere daha basa geçebilselerdi… Çok basit bir soru: Su Taraf ve Radikal Iki ve Zaman gazetelerini çikartan ve oralarda yazan ve bu gazeteleri okuyan insanlar olarak bizler, simdi ne olacaktik ve nerelerde olacaktik? Intikam mi dediniz; bir düsünün bakalim, asil onlar nasil intikamini alirdi, 2002 sonrasi iki üç yillik demokratiklesmenin! Cumhuriyet, Aydinlik, Sözcü ve Yeni Çag’dan ibaret (veya hepsi o hizaya getirilmis) bir basin düsünün. 2007’den dört yil önce, Hrant dahil yüzlerle sayilacak ‘faili meçhullasmis’larimizi kime anlatirdiniz?
Hele simdi Silivri’de bagirip çagiranlar, o zaman pasalarinin Cumhuriyeti ‘libos’lardan kurtarmasini kutlarken.
27 Eyl. 12, Taraf
Halil Berktay