Makale

‘Sir küpüm’ mü?, ‘sir küpü’ mü?

Hakan Fidan’in, bir siyasi partiden yani iktidardaki AKP’den, haziran seçimlerinde vekillik için adayligini koymasindan sonra Cumhurbaskani Erdogan’in alenen yaptigi baskiyla yeniden MIT Müstesarligi görevine atanmis olmasi, etik açidan dogru olmadigi gibi hukukî tartismalari da beraberinde getirdi.

Türkiye’de yargi ve polis teskilati dahil pek çok kurumun, iktidarin arka bahçesi haline getirilip, yap boz tahtasina dönüstürüldüklerini, dolayisiyla demokratik degerlerin zedelendigini biliyoruz. Bir devletin, ulusal çikarlari ve güvenligini koruma adina son derece hassas bir islevi olan istihbarat örgütü MIT’e de partizanca yaklasilip, bu kurumun yipratilmakta oldugu görülüyor.

MIT eski müstesar yardimcisi sifatiyla deneyimli bir istihbaratçi olan Cevat Önes, görüsmemizde, AKP’den adayligini koyan Fidan’in artik siyasi kimliginin kesinlik kazanmis olmasina ragmen yeniden teskilatin basina dönmesini etik bulmadigini vurgularken, kamuoyunda bu kurumu daha da tartismaya açarak, yipratacagina isaret ediyor.

Fidan’in, AKP’den vekil adayligina Basbakan Davutoglu sicak bakarken Erdogan’in, israrla karsi çiktigini biliyoruz.

Önes, Fidan’in eski görevine dönüs yapmasinin, Erdogan’in AKP üzerindeki etkinliginin devam ettiginin bir diger göstergesi olduguna isaret ederken, ‘Erdogan’in dedigi oldu.’ diyor.

Askerin hakimiyeti altindaki MIT’in basina Fidan’in getirilmesiyle, iktidarin sivillesme hamlelerine bu kurumda da ivme kazandirmasi bekleniyordu. Ama sivillesmenin yerini artan biçimde anti demokratik uygulamalarin almasiyla birlikte MIT’ten de eski sancili günlere dönüsün isaretleri gelmeye basladi.

MIT, Suriye’deki radikal unsurlara silah tasidigi iddiasiyla durdurulan ‘MIT TIR’larinin,’ sorusturulmadan serbest birakilmasi, Roboski/Uludere’de 34 vatandasin, F 16 uçaklariyla bombardiman edilerek öldürülmelerine giden süreçte yaniltici istihbarat verdigi iddialari ya da Suriye’nin Türk F 4’lerini düsürmesindeki istihbarat zaafiyetleri gibi örnekleri artirilacak pek çok olayla ilgili saibe altinda kaldi. MIT’i zan altinda birakan olaylarin sorusturulmalarinin engellenmis olmasi, kurumu, toplumda daha da sorgulanir hale getirirken, ‘eski günlerin korku iklimi dönüs mü yapti?’ gibisinden endiselerin de kaynagi oldu.

1991 yilinda Sovyetler Birligi’nin dagilmasiyla sona eren Soguk Savas döneminin belki de en aci tecrübelerinden biri, istihbarat ve güvenlik örgütlerinin, kendilerine verilen benzeri görülmemis yetkileri, muhalif hareketleri bastirmak için kullanmis olmalari dolayisiyla da dönemin otoriter devlet yapilarinin merkezi bir yapisina dönüsmüs olmalariydi.

Bu aci tecrübeden ders alan medeni ülkelerde, her ne kadar islevleri gizlilik esasina dayali da olsa istihbarat örgütlerinin, demokrasilerin korunmasinda hayatî olan faaliyetlerinin denetim altina alinmasi için yasal düzenlemeler yapildi.

Demokratik devletlerde, istihbarat kurumlarinin, siyaseten tarafsiz kalmalari, dolayisiyla hiçbir partiyle ilisiklerinin olmamasi gerekir.

Türkiye’de MIT Kanunu üzerinde yapilmis olan yasal degisiklikler, demokrasilerdeki genel egilimlerin tersine bu kurumun, muhaliflerin bastirilmasinin da bir araci haline getirildigi görüntüsü veriyor. Ve de zaten, Fidan’in, artik alenen iktidar partisinin vekil adayligina soyunarak bir siyasî görüs ile bu kadar iç içe olduktan sonra yeniden MIT’in basina atanmis olmasi, kurumu partizanlik odagi yaftasindan kurtaramayacak.

Devletin sir küpü olmasi gereken MIT’in, Erdogan’in, ‘Sir küpüm.’ tanimiyla sahsa hizmet ettigi izlenimi ise bir hayli ürkütücü. [email protected]

———————————————

11 Mart

Lale Kemal

Back to top button