‘Birlikçilik’ üzerine – 3
Güç birligi
Öte yandan bir de örgütsel birlikten ziyade ‘güç birligi’ çagrilari kamuoyunu mesgul etmektedir.
Olan oldu, bu kadar örgüt, hareket, inisiyatif ortaya çikti, daha da çikacagi görülüyor. O zaman bu duruma bir çare bulalim!
Ne yapalim?
Madem bir birine bu kadar yakin kadrolar bir parti çatisi altinda bulusamiyor, hatta ayni partide uzun süre mesai harcayanlar da ayrilip baska yapilar olusturuyor o zaman hayati bu ‘siyasilere’ uygun hale getirelim, bir ‘platform’ olusturalim!
Her ne kadar güç birlikleri görece geçici, belirli bir amaca yönelik bulusmalar olsa da bu öyle olmamali, çok daha kapsamli olmalidir.
Öyle ki bu platform sadece belirli alani degil hemen her alani kapsayan, her gün ortak eylem ve etkinlik yapan, bos zamanlarini da toplantilar ile geçiren, tipki ‘parti’ gibi çalisan bir yapi olmalidir (!)
Adi ‘güç birligi’ olmali esasen kendisi tipki çok baskanli PARTI gibi bir sey olmali!
Bu yapinin öyle altindan kalkabilecegi mütevazi hedefleri de olmamali. En azindan ‘ulusal birligi’ ‘ulusal kongreyi’ hatta devletlesmeyi hedeflemeli!
Ta ki kartlari yeniden karmayi gerektiren, söylenen, yapilan her seyi unutturan seçim süreçleri gelip çatincaya kadar
Evet, ayni partide olup ‘birligi’ basaramayanlar, ayrilanlar bari ‘güç ve eylem birlikleri’ yapsinlar.
Dogrusu, bu öneri ilk bakista kulaga hos gelmektedir.
Yerden göge kadar hakli bir öneridir; güzeldir, olmasi gerekendir.
Peki bu konuda HAK-PAR gerekeni yapmadi mi?
Simdi bu konuyu irdeleyelim;
Gündemde yine ‘ Kürdistani partiler arasinda güç birligi yapilmali’ çagrilari vardi.
Bu nedenle HAK-PAR Genel Baskani Fehmi Demir 7 Haziran 2015 seçimlerinden aylar önce Diyarbakir’da PAK, KADEP, KDP-T, KDP-BAKUR ve ÖSP baskanlari ile telefon ile görüstü ve bir toplanti çagrisi yapti.
Toplanti yerine giderken bize düsüncelerini de açikladi, heyecanli ve umutluydu.
‘Kendini ‘Kürdistani’ olarak tanimlayan bu partilerin bir araya gelmemesi için bir neden yok. Seçim süreçleri toplumda politikaya ilginin, arayisin arttigi bir dönemdir. Biz kimileri gibi dayatma içinde olmayacagiz. ‘Gelin bizi destekleyin’ demeyecegiz. Süreci bastan sona birlikte götürelim diyecegiz. Sayet önerimiz kabul edilirse inisiyatif, dernek ve kanaat önderlerine de birlikte gidecegiz. Adaylarin tespitinden, seçim bildirgesinin yazimina, sloganlardan, eylem ve etkinliklere kadar her seyi birlikte yapacagiz.’
Birakin Kuzey Kürdistan’da ‘Kürdistani’ güçlerin birligini, dört parçada ulusal birlik için çabalayan bu arkadaslarimizin tutumu ne oldu?
ÖSP toplantiya bile katilmadi.
Digerleri toplantiya Genel baskanlar düzeyinde katildi.
Rahmetli Fehmi Demir, mealen ‘HAK-PAR seçimlere katilma hakki olan bir partidir. Biz bu imkâni sizlerle paylasmak, birlikte hareket etmek istiyoruz. Süreci bastan sona birlikte götürelim, eylem ve etkinlikler içinde yakinlasalim. Bu süreç, daha güçlü ve kalici birliktelikler için de bir zemin olsun’ dedi.
Toplantiya katilanlar bu öneriyi memnunlukla karsiladilar ve organlarinda tartisip kararlarini ileteceklerini söylediler.
Nihayet ikinci toplanti PAK Genel baskaninin ev sahipliginde yapildi.
Toplantiya bu kez KADEP de katilmadi!
Gerekçesi ‘biz HDP ile beraberligi düsünüyoruz. Toplantiya gelmemize gerek yok ‘ idi.
PAK ‘Biz seçim isbirligine henüz hazir degiliz’ dedi.
KDP Bakur’da ayni gerekçeyi tekrarladi. ‘Biz de hazir degiliz’
KDP-T ise ‘biz Parlamentoya karsiyiz. Bu nedenle seçim isbirligini gerekli görmüyoruz’ dedi.
‘Kürdistani’ güçler arasinda güç ve eylem birligi içinde yakinlasma firsati maalesef degerlendirilemedi.
HAK-PAR seçimlere tek basina girdi.
Federasyon önerisi dâhil Kürt halkinin temel taleplerini cesurca dile getirdi.
TRT de milyonlara Kürtçe de hitap etti.
Ve 60 bine yakin oy aldi.
Yenilenen 1 Kasim seçimlerinde de manzara degismedi ama HAK-PAR oyunu 110 bine yükseltti.
KADEP, ÖSP ve Azadi Inisiyatifi, DDKD ve BDP ile beraber ‘Kürdistani’ seçim blogu olusturdular.
Sonra bu ‘KÜRDISTANI’ blok olarak’Türkiyelilesme projesi’ ile yola çikan HDP ye destek olacaklarini ilan ettiler
Onlarin seçim kampanyalarina katilip, aday oldular, oy verdiler.
Kürt toplumuna adres olarak HDP yi gösterdiler.
Seçim bitince de destekledikleri HDP nin onlarla isi bitti. Bu ‘Kürdistani BLOK’ is ve güç birligine devam etmek yerine, yönlerini HDP disindakilere ve HAK-PAR’a çevirdiler.
HAK-PAR’a birlik için çagri yapmaya basladilar.
‘Gelin güç birligi yapalim!’
De hadi yapalim!
Söyle bir manzarayi gözünüzün önüne getirin lütfen;
‘Kürdistani’ güçler olarak güç birligi yapmis ve bir masanin etrafinda oturuyoruz;
Bir yanda her seçimde Türkiyelilesme politikasini önüne koymus HDP’yi destekleyen ÖSP ve KADEP’in baskanlari, diger yanda HAK-PAR eski genel baskani ve simdi KDP BAKUR’un basinda bulunan siyasi
Onun yaninda PSK’yi temsilen eski HAK-PAR genel baskani ve birkaç eski merkez yöneticisi
Tabi yine HAK-PAR kurucularindan ve eski genel baskan yardimcilari olup simdi PAK sözcüsü olan kadrolar ile eski HAK-PAR kurucularindan simdi Azadi Inisiyatifi sözcüsü siyasetçiler!
Yani neredeyse tümü eski HAK-PAR’in ‘en birlikçi’ kadrolari!
Sizce bu manzara normal mi?
Ayni masa etrafinda neredeyse tümü eski HAK-PAR kadrolari toplanacak ve bunun adi ‘Kürdistani güç birligi’ olacak!
Bu manzaradan saglikli bir sonuç çikar mi?
Seçimler gibi önemli bir süreçte güç ve eylem birligine ‘hazir degiliz’ diyen güçlerin daha sonra bu kadar ‘birlikçi’ bir tutum almalarini hangi önemli gelismeler sagladi?
‘Kürdistani’ ‘güç birligi’ adi altinda sayisiz eylem ve etkinlikte ortaklasacak çevreler, PKK/HDP’nin belirledigi gündemlerin pesinden sürüklenecekse, seçim sürecinde de ‘Türkiyelesme projesi’ ne destek olacaksa, bu güç birliginin anlami olur mu?
HAK-PAR’in il, ilçe örgütlerini, kadrolarini hedef alip ‘istifa’ etmeleri için çabalayan, kendi siyasi zeminlerini HAK-PAR’dan tirtiklananlar üzerine insa eden, HAK-PAR’in altini oymakla mesgul olan kimi siyasi kadrolarin, hizip hareketlerinin ayni zamanda, ‘birlikçi’ söylemlerle ortaya çikmalarinda samimiyet aramak dogru olur mu?
HAK-PAR içindeyken, kimi farkliliklari zaman içinde ortak akil olusturarak gidermek yerine, ‘KIRMIZIÇIZGIMDIR’ diyerek israrla ayrilik gerekçelerine dönüstürenlerin HDP söz konusu oldugunda ‘kirmiziçizgilerini’ bir tarafa koymalarini görmemezlikten gelmek, birlige hizmet eder mi?
Özetle üç ayri ‘birlikçi’ gruptan bahsedebiliriz;
Bir grup HDP/PKK cenahindan gelen hemen her çagriya uyarak, her önemli süreçte onlarla ortaklasiyor, Oradan çagri gelinceye kadar geçen süredeki boslugu ‘birlikçilikle’ degerlendirmeye çalisiyor.
Diger bir grup ise tüm enerjisini sadece kendileri için, yönetebilecekleri , istedikleri gibi degerlendirecekleri HAK-PAR’i ele geçirmeye, bu mümkün olmayinca çökertmeye, il örgütlerini istifa ettirmeye harciyor.
Üçüncü grup ise; gerçekçidir, samimi ve sabirlidir. ‘Yazboz tahtasi’ na çevrilmeyecek, bu gün kurulup yarin dagitilmayacak, istikrarli, halka güven verecek güç birliklerinin olusmasi için çabaliyor; bunun için henüz kosullarin olgunlasmadigini, mevcut parti, hareket ve hiziplerin ‘netlesmesi’, siyaseten kristalize olmasi, en önemlisi yüksek egolu siyasi kadrolarin kendilerini ‘egolarini’ pratikte test etmesi gerektigini düsünmektedir.
HAK-PAR Meclisi’nin de ‘Istikrarli bir birlik için henüz kosullar olgunlasmamistir’ söylemi bu gerçege isaret etmektedir.
HAK-PAR, Kürt siyasi kadrolarinin 1990 li yillardan bu yana neredeyse 25 yillik legal ve barisçil mücadele birikimleri üzerine insa edilmistir.
HAK-PAR ‘çizgi örgütü’ modellerini asip genis ve farkli geleneklerden gelen kesimlerin(Milliyetçi, liberal, sosyalist, Islamci kadrolari Kürt ve Kürdistan ekseninde bulusturan) bir arada çalismasina olanak veren ve kendini 13 yildir test eden bir projedir.
Kürt halkinin bu gün arayisi, istegi, talebi, ihtiyaci, etkisiz- küçük temsil mekânlari degil, derli toplu, güçlü ve demokratik bir seçenegin ortaya konulmasidir.
Bu seçenek bu gün su ya da bu nedenle farkli partilerde veya yeniden partilesme çabasi içinde olan kadrolarin emeginin ürünü olan, HAK-PAR’dir.
Tam da toplumumuzun yeni bir seçenek aradigi bir dönemde mantikli olan, dogru olan; hiç olmasa, yillarca bir arada çalisan kadrolarin sudan gerekçeler yaratarak ayrisma, yeni ve etkisiz yapilar olusturmalarini tesvik etmek degildir.
Yine dogru olan, ‘egolarinin tutsagi’ olan, bulunduklari kurumlari da ilk firsatta dagitmayi aliskanlik haline getirmis ‘ya benim dedigim olur ya da giderim ‘diyen bir avuç kadronun santajina boyun egmek hiç degildir.
Egip bükmeye, dolambaçli yollara tevessül etmeye gerek yok.
Dogru olan; demokratik çalisma prensiplerini içsellestirerek HAK-PAR’da bütünlesmektir.
Bu anlayisla, tüm yasanan deneyimleri de göz önünde bulundurarak, ‘istikrarli güç birlikleri’ için HAK-PAR samimi bir tutum içinde olacak, Kürt halkinin temel hak ve özgürlüklerini esas alan saglikli ve dogru bir zeminde güç birliklerini destekleyecek, tesvik edecektir.
Çünkü HAK-PAR’in kendisi bir birlik projesidir.
—-
Arif Sevinç