‘Kral çiplak’

Dünkü Newroz kutlamalarini izlerken, çogunuzun bildigi; Hans Christian Andersen’in ‘kral çiplak’ hikayesi direk aklima geldi. Hikaye deyip geçmedim. Hikaye ve özlü sözlerdende alinacak çok ders olduguna inaniyorum. Dün alanlarda yapilan kutlamalarla ilgili görüsümü yine siz sayfa arkadaslarimla paylasmanin sessiz düsünmekten daha iyi olacagi kanisina vardim.
Ulusal bayramimizi alanlarda kutlamak, seyrangahlara çikip davul zurna esiliginde, yakilan ateslerin üzerinden atlamak, keyifle kutlamak ulusal duyarliliga sahip her bireyin gönlünden geçer. Geçer geçmesine de, bu süreçte dünyayi kasip kavuran bir belaya ragmen bu organizasyonu yapmak. Neye kime hizmet edecekti? Hiç lafi uzatmadan. Kral çiplak hikayesine geçeyim.
Ülkenin birinde giyimine düskün, kendini begenmis bir kral varmis. Kendini çok akilli sanan kral, giyim kusamdan baska bir sey düsünmezmis.
Günlerden bir gün komsu ülkenin krali kendisini ziyaret etmek istedigini bildirmis. Elbette ki, bizim kralin ilk aklina gelen yine ne giyecegi olmus. Hemen adamlarini çagirtmis.
‘Tüm dünyaya haber gönderin’ demis. ‘Öyle bir elbise istiyorum ki, dünyada bir esi daha olmasin. Bana böyle bir elbise dikecek terziyi zengin edecegim. Misafirlerimi karsilarken bu elbiseyi giyecegim.’
Kisa bir süre sonra, haber her yana yayilmis. En iyi terziler, ellerindeki kumaslarla, saraya gelmisler. Hepsi yapacaklarini krala anlatiyormus. Ama kral anlatilanlardan hiç birini begenmiyor; ‘Çok daha güzel olmali !’ diye bagirip duruyormus. Sonunda çok genç bir terzi çikmis kralin karsisina. ‘Sen ne getirdin bakalim’ diye sormus kral. Terzinin genç ve tecrübesiz durusu kralin umudunu iyice kirmis. ‘Benim getirdigim çok özel sayin kralim’ demis genç terzi. ‘Size öyle bir kumas dokuyup, öyle bir elbise dikecegim ki, sizden önce kimse böyle bir elbiseyi giymemis olacak.’
Kral bu sözlere çok sasirmis. ‘Ancak bir sartim var’ demis genç terzi. ‘Giysiyi bitirene kadar isimize hiç kimse karismayacak.’ Kral aradigini bulmanin sevinciyle kabul etmis bu sarti. Hemen iki kese altin verip; ‘Çabuk olun o zamana!’ diye emretmis.
Genç terzi hemen baslamis çalismaya. Ertesi gün iki kese altin daha istemis kraldan. Kral hiç itiraz etmeden vermis altinlarini. Aradan günler geçtikçe, kral genç terzinin dokudugunu söyledigi kumasi merak etmis. Sonunda dayanamayip, çalistigi odaya girmis. Genç terzi tezgahin basinda haril haril çalisiyormus. Kral sessizce bir süre izlemis, bir sey göremeyince; ‘Demek bunca zamandir bos oturdun ha!’ diye kükremis. ‘Kese kese altinlari ben bosuna mi verdim sana!’ Terzi sakin ve kendinden emin; ‘Saygideger kralim’ demis. Bu kumasi sadece akilli insanlar görebilir. Bakin ne kadar da güzel oldu. Öyle degil mi?’ Kral ne diyecegini sasirmis. Aptal durumuna düsmemek için; ‘Evet evet çok güzel’ demek zorunda kalmis ve hizla çikmis odadan.
Kralin elbisesi memlekette kulaktan kulaga dolasir olmus. ‘Sadece akillilar görebilir!’ Insanlarin meraki bunu duydukça daha çok artiyormus. Sonunda tören günü gelmis. Halk toplanmis, hazirliklar bitmis. Terzi krali soymus ve gerçekten varmis gibi üzerine bir elbise giydirmis. Sonrada karsisina geçip;
‘Çok sik oldunuz efendim’ demis. ‘Muhtesemsiniz.’ Kral genç terzinin bu iltifatlari karsisinda, aynada gördügü çiplak bedene hiç aldirmadan; ‘Eline saglik, çok güzel olmus’ demis.
Kral yeni elbiseleri ile çikmis saraydan. Disarda toplanan halk krali çiplak görünce çok sasirmislar. Ama kimse cesaret edip krala gerçegi söyleyememis. Birden küçük bir çocuk haykirmis; ‘Kral çiplak!!!’ Ardindan cesaretlenen halk, saskin bakislarla krala bakmislar. Kral geç de olsa gerçegi böyle aci bir sekilde anlamis.’
Nezaketen veya ayni düsünmesek de insanlarin birbirlerin düsünce ve bakis açilarina zaman zaman saygi duyar. Ben de bu hikaye ve kisa bir eklemeyi siz sayfa arkadaslarimla paylastigiklarimla, sosyal, siyasal ve kültürel yasama bakis açilariiz ve tercihlerimiz farkli olmasina ragmen. Kiminizle kardesiz, kiminizle yoldas, arkadas, dost, akraba, kuzen… bu yaziyi yazarken özellikle hiç birinizi incitmek amaçli olmadigini. Siz okuyucu ve sayfa arkadaslariminda, bu hikayeyi ön yargisiz okumanizi rica ediyorum. Yani yaziyi okudunuz. Size ters geldi. Benim gibi düsünmemek en dogal hakkiniz. Ancak, içten içe öfkelenmeden önce, derin bir nefes alin. Sizin gibi düsünmek zorunda olmayan birinin karsisindaki okuyucusuna kiymet verdiginden. Böyle bir açiklama ve nezaket gösterdigimin özellikle siz okuyucularima hatirlatmak isterim.
Herkesin bazen çikip kral çiplak diyebilecegi onca sey var ki, bunu dillendirmek sanirim duyarli olan her bireyin isi olsa da, her zaman dillendirmenenin kimi, sosyal, siyasal ve kisisel nedenlerden dolayi, gizli kapilar arkasinda kral çiplak diyenlerin fazla, alanen söyleyenlerin sayisi az da olsa, ben de bugün kral çiplak diyorum.
Evet, hepimizin bir yillik bir süredir içinde yasadigi yeni dünya düzeninin tahlilini yeniden burada yapmayacam. Ancak, dün sosyal medayadan ve Rudaw tv de izledigim. Kürdistan’in kuzey parçasindaki alanlarda yapilan Newroz kutlamalarina bakinca. Bu hikayi anlatmanin ve bundan sonra olabileceklerinin sorumlulugunu bu Newroz’u düzenleyenler alabilecekler mi sormak isterim. Virüs yayilma olasiliginin çok oldugu bir zaman diliminde, herkesin kendini korumaya almakla sorumlu degil mi?. Etrafindaki iletisimde ve yanyana gelebilecek olanlarin hassas daha bilinçli ve dikkatli olmasi gereken bir dönemde. Aniden sokaklari kullanarak, meydanlara çikarak hak adalet arayisi ne kadar saglikli bir tercihtir. Hepimiz kendimize soralim. Sahsen böylesi bir süreçte tek kisinin ölümüne yol açacak bir çalisma yapmak neye hizmet ederse etsin, bana çok da dogru ve mantikli gelmedigidir.
Kaldigi odasinda yasamini sürdüren, bir lider için miydi? Kayyim atamalarina karsi durus muydu? Parti kapatilmasina karsi durus muydu? Zindanlarda olan degerli sahsiyetler için miydi? Her gün siddete ugrayan, öldürülen kadinlarin korunmasi ve her türlü siddetin ve Türkiye’deki anti demokratik siyasi anlayisina ve uygulamalarina karsi durus muydu? Bunlar hak hukkuk adalet, güzel özgür bir gelecek istemleri olan her demokrasi özgürlük yanlisi; parti, sahislarin istekleri. Ancak sunu sormak isterim: Birçok insana Kovid-19 virüsünün yayilmasina sebebiyet verecegi neden göz ardi edildi?
Simdi sorabilirsiniz? Sorun ne? Sorun Virüsü bulastirmanin ihtimalinin sifir olmadigi, aksine yüksek oldugu bir zaman diliminde böyle organizasyonlarin halkimiza veya mücadeleye nasil bir katiki veya insanlara nasil bir kayip ve zarari verecegini görebilmektir. (Umarim ben yanilirim) gelecek günlerde taniklik yapacagimizdir.
Böylesi bir organizasyon ve kutlama, bile bile kitleleri tehlikeye atmak ve onlarin virüse yakalanma riskini çogaltmayacak mi? Bu riski göze alanlari kutlamak yerine, bir kez daha düsünmelerinin insanimiza daha yararli bir hizmet olacakti. Dün alanlarda Kral çiplakti.
Necla Çamlibel