19 maddede demokrasi, 45 maddede AK Parti ile neden olmayacagi…
CUMHURIYET Halk Partisi Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu, dün sabah bir basin toplantisiyla partisinin ‘demokrasi manifestosu’nu açikladi. Ama bu açiklamasini yapmazdan önce de Adalet ve Kalkinma Partisi ile neden bir ‘baris süreci’ ve nihayetinde demokratiklesme olamayacagina dair partisinin görüslerini açikladi.
Baktiginizda CHP’nin demokrasi manifestosu, her biri ya bir ya iki cümlelik 19 maddeden olusuyor. Esasen çok sayida önemli öneriyi ve temenniyi de içeriyor bu manifesto. Tek büyük sorun, bir bütünsellik içermemesi önerilerin. Sanki akla gelen ilk seyler yazilmis gibi. Bir felsefi tutarlik arayisi yok. Ama bu önemli degil; önemli olan CHP’nin kendisini (sadece bu 19 maddeden ibaret biçimde de olsa) demokratiklesme perspektifiyle baglamis olmasi.
Böyle diyorum ama Kemal Kiliçdaroglu bu 19 maddeyi açiklamazdan önce 11 maddelik gibi duran ama alt maddeleriyle topladiginizda 45 madde eden bir baska bildirge daha açikladi. Bu ilk metin, daha çok ‘çözüm süreci’ adi verilen sürece iliskin kaygilari dile getiren, CHP’nin neden farkli düsündügünü çok anlatmadan CHP’nin farkini ortaya koymaya çalisan ve en çok da ‘çözüm’ün neden Ak Parti iktidari ile olamayacagini söyleyen bir metin.
Gerek iki metnin uzunluklarinin karsilastirmasindan, gerekse cümleler için harcanan emekten, ‘Demokrasi, Hukuk ve Toplumsal Baris için CHP’nin Önerileriyle Öncelikleri’ baslikli toplam açiklamanin aslinda ‘Hayir’ diyen ilk bölümünün CHP’nin daha fazla vaktini ve özenini aldigi belli.
Bu enteresan bir tutum. Önce ‘Neden olmaz’i anlatip sonra da olmasi gerekenleri siralamak yani.
Bazilari, ‘Iktidar yerine muhalefeti elestiriyorsun’ diyerek kiziyor ama elimde degil, bu tutumu ve bu bakis açisini görünce elestirmekten baska bir sey gelmiyor aklima.
CHP’nin metninin analizine uzun uzun girecek degilim ama sunu söylemem lazim: Siyaset, iktidar olmak veya muhalefet olmak için degil, vatandaslara hizmet etmek için yapilan gönüllü bir faaliyettir.
Elbette iktidar olmak, yapmak istediginiz hizmetleri gerçeklestirmek için çok önemli. Ama yine de amaci hiç unutmamak lazim: Siyaset iktidar olmak için degil hizmet yapmak içindir. Iktidar araçtir, hizmet ise amaç.
CHP’nin metninde temel sorun bu gibi gözüküyor: Bunu onlar (Ak Parti) yaparsa ne olur, ben yaparsam ne olur? Onlar ne kazanir, ben ne kazanirim? Onlara kazandirmazsam ben kazanabilir miyim?
Oysa konustugumuz sey, iktidar olunabilirse hizmet yapilmasini saglayacak olan en temel altyapi olan demokratiklesme ve özgürlesme. Ülkeye demokrasi ve özgürlükleri getirme, siyasi hesaplasmanin, oy kaygisinin, iktidar olma veya mevcut iktidari yipratma hesaplarinin bir araci haline geldiginde, ister istemez CHP gibi düsünüyorsunuz. Zaten, temel felsefede CHP gibi düsünmeyen partiye rastlamak pek olasi degil ülkemizde.
Ama bu da bir kisir döngü. ‘Demokrasi getirecegim’ diyen oy kaygisiyla hareket ediyor, karsisindaki de, ‘Sen getirme iktidar olursam ben getiririm’ diyerek onu engellemeye çalisiyor. Ve bu arada demokrasi ile özgürlükler hiç gelmiyor, gelemiyor.
CHP sadece 19 maddelik ‘Demokrasi manifestosu’ ile yetinseydi de bugüne kadar parti sözcüleri tarafindan zaten sözlü olarak dile getirilen bu itirazlarini yazili hale hiç getirmeseydi, belki bu demokratiklesememe kisir döngüsünün kirilmasi için bir ümit belirecekti.
Korkarim CHP, AK Parti’ye ‘Memlekete demokrasi lazimsa onu da biz getiririz’ dedirtmek ve kendi belirledigi çerçeve kadar demokrasi-özgürlükler verip sonra da alkislanmayi istemesi için gereken malzemeyi verdi.
Bu da bu ülkenin son on yilinin drami esas olarak.
Mümkün olanin en aziyla yetinip bir de bu kadarini bile verdigi için verene sükretmek, kendimizi hep borçlu hissetmek yani…
———————————————-
Hürriyet-11 Mayis
Ismet Berkan