2018 seçimlerine giderken
2019 da yapilmasi gereken milletvekilligi ve cumhurbaskanligi seçimleri ani bir kararla 24 Haziran 2018 e çekildi. Türkiye olaganüstü hal rejimi altinda seçimlere gidecek
HAK-PAR bu seçimlere ‘parti olarak’ katilamayacak.
Önüne hukuk disi ve tamamen keyfi bir sekilde, tüm il ve ilçelerde yeniden örgütlenme zorunlulugu konan HAK-PAR hazirliklarini tamlayamadi.
Örgütlenmesindeki eksikleri giderebilmek için hem büyük, özverili bir çaba hem de yeterli zaman gerekliydi.
HAK-PAR tüm örgütlü yapisini yeniden kurgulamak zorunda kaldi. Hizli bir sekilde yeni il ve ilçe teskilatlari kurdu, kongrelerini gerçeklestirdi. Dogrusu önemli mesafeler de kat etti. Ancak seçimlerin 2019 da yapilacagina göre planlamasini yapan HAK-PAR açisindan seçimlerin 9 ay kadar erkene alinmasi yeterli örgütlenme hedefine ulasmasi için ciddi bir darbe oldu.
Ancak telaslanmaya hele hele paniklemeye hiç gerek yok.
Bilindigi gibi siyasî partilerin seçimlere katilabilmesi için 41 ilde ve o illerin ilçelerinin üçte birinde örgütlenmesi, büyük kongresini yapmasi gerekir. Aslinda HAK-PAR bu sartlari yerine getirmis ve seçimlere katilma hakkini da elde etmisti.
Nitekim son yapilan 2015 Haziran ve Kasim seçimlerine de katilmis, 29 parti ile yarisarak 8.Parti olmayi basarmisti.
Ancak parlamenter sistemden, cumhurbaskanligi sistemine geçen Türkiye’de AKP iktidari, önümüzdeki seçimleri mümkün oldugunca garantiye almak için toplum mühendisligine soyundu; Bir yandan OHAL rejiminin imkanlarini kullanarak tüm muhalefeti baski altina alip, seslerini duyulmaz hale getirdi, kimi yöneticilerini hatta muhalif aktivistleri ceza evlerine yolladi, akil almaz baskilarla yildirmaya çabaladi: Diger yandan Yüksek Seçim Kurulu ve Yargitay eliyle yeni ve tamamen keyfi, hukuk disi bir uygulamayi yürürlüge koydu. Seçimlere girecek partileri eledi. Sadece 10 partinin seçimler girmesine olanak sundu.
Bu partilerin dördü bu gün parlamentoda bulunan partiler; AKP-CHP, MHP ve HDP. Digerleri ise Saadet Partisi, Demokrat Parti, Vatan Partisi, Büyük Birlik Partisi ve Bagimsiz Türkiye Partisi ile son anda seçimlere girme izni verilen HÜDAPAR.
Türkiye’nin en eski partilerinden DYP ve DSP dahil 29 parti, hukuk disi uygulama ile yapilacak Milletvekilligi ve Cumhurbaskanligi seçimlerine katilmalari engellendi. . HAK-PAR’da bu partilerden biri maalesef.
Her ne kadar Cumhurbaskani adayi gösterme, %10 barajina asarak Parlamentoya milletvekili göndermek gibi ‘yakin ‘bir hedefi olmasa da HAK-PAR’in seçimlere girme hakkinin gasp edilmesi elbette kötü oldu. Ancak bu dünyanin sonu degil.
HAK-PAR, (sayet o da erkene alinmaz ise) 2019 da yapilacak yerel yönetimler, yani belediye seçimlerine ‘parti olarak’ katilma hedefini gerçeklestirebilir.
Bu seçim atmosferini ustaca kullanarak eksikliklerini tamamlayabilir.
Seçimlere katilma hakki elde edilse de, edilmese de, önüne bin bir tuzak ve engel konsa da HAK-PAR tüm zorluklari asmak, örgütlenmek, örgütlülügünü saglamlastirarak gelecege hazirlanmak zorunda.
Zira HAK-PAR bir dava partisidir. Hedefi, varlik nedeni sadece seçimlere katilmak degildir. Elbette seçimlere katilmayi önemser, onu kitlelerle bulusmanin, Kürt halkinin taleplerini siyasal gündeme tasimanin, ulusal bilincin güçlendirilerek örgütlenmesinin bir araci olarak görür.
Ancak Kürtlerin varligini da, kazanimlarini da beka sorunu olarak algilayan, legal demokratik alani her firsatta Kürtlere kapatmaya çabalayan, Anayasasindan, Siyasi Partiler Yasasina kadar tüm yasal mevzuati Kürt karsitligi üzerine sekillendiren, bu gün seçimlere katilma engeli, yarin çok daha farkli engel ve baskilar üretecek bir rejim altinda oldugunu da unutmaz.
HAK-PAR tüm engelleri de asarak, kökleserek, örgütlülügünü güçlendirerek, yeni taktikler bularak hedefi dogrultusunda ilerlemesini sürdürecektir.
HAK-PAR 2002 yilinda kurulmus ancak hemen hakkinda kapatilma davasi açilmisti. Bu kapatilma davasi 6 yil sürmüs, HAK-PAR hukuk mücadelesini kazanarak yoluna devam etmisti.
Yine yoluna devam edecek, Kürt yurtsever hareketinin toparlanmasinin odagi olacaktir.
HAK-PAR legal demokratik zeminde sosyalist, milliyetçi, liberal, demokrat, Islamci ve benzeri farkli kesimlerden gelen Kürt yurtseverlerinin bulustugu, birlikte yeni bir kimlik insa etmeye koyulduklari bir partiydi.
Ancak eskide kalan, kalmasi gereken mücadele araçlarinin, deneyimlerinin olumlu mirasini sahiplenirken ayni zamanda ‘eskinin’ aliskanliklariyla, ötekilestiren, araya duvarlar ören gelenekleriyle de mücadele etmesi gerekti.
Bu zor bir isti ancak daha zoru legal partide, demokratik çalisma tarzina uyumsuzlukla mücadele etmekti.
Eski, küçük ve etkisiz yapilanmalari içinde ‘bir sey’ olanlarin, yeni legal partide, uzlasarak birlikte olusturduklari hukuku önemsemeden, bir sey yapmadan, yine ‘bir sey olarak ‘ var olmak istemelerini, istifa dilekçelerini hep ceplerinde tasimalarini , ‘ya benim dedigim olur ya da istifa ederim ha!’dayatmalarini asarak kurumlasmak zorundaydi.
Yine Partiyi, çesitli entrikalarla, birileriyle pazarlik yapmak için kullanmaya çalisanlari elemek durumunda kaldi.
Neyse ki bu durum asildi ve bu olumsuz gelenegin kalintilari tümden ortadan kalkmasa da giderek silinmeye yüz tuttu.
Her seye ragmen HAK-PAR yeni bir kimlik olusturmada epey mesafe kat etti. Elbet çözmek zorunda oldugu pek çok sorun var ama Kürt siyaset sahnesinde ‘kendisini yaratanlarin’ disinda ve daha büyük, ve özgür bir aktör olarak var olmayi basardi.
Artik Kürt siyaset sahnesinde, geçmis yurtsever hareketlerin tüm olumlu mirasini sahiplenen, geçmisine saygili, her hangi bir gruba veya gruplara dayanmaksizin, kendi disiplinini olusturmus HAK-PAR var.
HAK-PAR yeni bir ‘siyasal kimlik’ olarak kendisini yurtsever, barisçil demokratik; milli bir hat olarak tanimlayarak yoluna davam etmektedir.
Hemen her seçim sürecinde disaridan ve çok daha tahrip edici bir sekilde içeriden saldirilara maruz kalsa da, küçük, sahsi çikarlar adina bölünme ve gizli pazarliklarla birilerine endeksleme çabalariyla bogussa da ayakta kalmayi, giderek büyümeyi ve seçimlere de katilarak Kürt halkinin özgürlük mücadelesinde kararli bir alternatif oldugunu göstermeyi basardi.
Bu gün de HAK-PAR, kurulus felsefesini, amacini, hedeflerini esas alarak 2018 seçimlerine giderken önceliklerini tespit edip, nasil bir yol izleyecegini belirlemistir.
Inaniyorum ki bu olumsuz gibi görünen kosullari avantaja çevirecek taktikleri de yaratici bir biçimde uygulamaya koyma becerisini gösterecektir.
HAK-PAR 2017 referandumunda, isabetli bir kararla ‘hayir’ diyerek ortaya koydugu ön görülü tutumu sürdürecek; 2018 seçimlerinde de, AKP ve MHP eliyle içeride ve disarida sürdürülen Kürt karsiti politikalara, OHAL ‘e, BAAS türünden asiri merkeziyetçi, tek adam rejimine, anti demokratik, fasizan gidise bir kez daha ‘hayir’ diyecektir.
Yine Kürt karsitligi konusunda iktidar blogu ile yarisan ve merkezinde CHP ile MHPden ayrilanlar tarafindan kurulan IYI PARTI’nin bulundugu blok ‘a da. Devletteki iç iktidar mücadelesinin bir aracina dönüstürülen ve bu bloga disaridan destek verme yönünde açiklamalar yapan HDP ye de hayir diyecektir.
Parti Meclisi program hedeflerine, Kürt halkinin özgürlük mücadelesinin ihtiyaçlarina uygun bir siyaset izleyerek seçimlere bagimsiz adaylarla girecektir.
Seçimleri önemseyen ve bu zemini Kürt halkinin temel taleplerinin öne çikarilmasi, demokratiklesme kanallarinin açilmasi, Kürt sorununun barisçil, demokratik çözümüne zemin yaratilmasi amaciyla degerlendirecek olan HAK-PAR hiçbir partiye eklemlenmeden hem cumhurbaskanligi için bagimsiz olarak kendi adayini gösterecek hem de milletvekilligi için bagimsiz adaylarla seçimlere girecektir
Yine kirli, karanlik, sözde ‘ittifaklara ‘ yönelerek, gelecegini karartmadan, temiz, kararli, tutarli, milli bir seçenek olarak hem bu günün gereklerini yapacak hem de gelecek seçimlere hazirlanacaktir.
Bu seçim, bir kez daha sirf vekil olmak için ‘Kürdistani’ mahallede olusturulan küçük gruplasmalarin, blokajlarin, estirilen cafcafli havanin ve döndürülen entrikalarin desifre olmasina da vesile olacagi için hayirli olacaktir.
HAK-PAR bu seçim sürecinden güçlenerek çikacaktir.
2018 ayni zamanda HAK-PAR’in kararli, istikrarli, milli bir seçenek olarak ilgi merkezi haline gelecegi bir yil olacaktir.
HAK-PAR’in Kürt yurtsever hareketindeki yapay daginikligin altinda yatan nedenleri hakkindaki uyarilarinin ne kadar yerinde oldugu bir kez daha görülecektir.
Seçimler bitecek, hayat da politika da devam edecek;
Savrulanlar kaybedecektir.
Arif Sevinç