Makale

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ YAKLASIRKEN!

Yeni bir dünya kadinlar günü yaklasirken, genelde kadin sorunlari, özelde Kürt kadinin sorunlari güncelliginden hiç bir sey yitirmemistir.

Kabaca bir göz atacak olursak;

Bölgemizde nüfusun büyük bir çogunlugu Kürtlerden olusuyor. Egitim seviyesi düsüktür. Kadinlarimizin egitim seviyesi, daha da düsmüstür. Erkek egemen toplum, ataerkil bakis açisi kizlarin okula gönderilmesini hele yüksek ögrenim görmesinin önünde büyük bir engel olmaktadir.

Bölgemizde yoksulluk iyilesemeyen bir hastalik halini alinca, aileler de kizlarini okula gönderme imkani bulamiyor. Durum bu olunca, dogru dürüst Türkçe konusmayi bilmeyen kadinlarimiz, kisitlanan, yasaklanan anadillerinde kendilerini ifade edemediklerinden dolayi zorluk çekiyorlar. Bu yüzden de kamu kurumlarinda sorunlarini dogru dürüst dile getiremiyorlar.

Vahim olan ve hala asilamayan diger bir konu ise, kadina karsi uygulanan siddet, erkekler için bir hak gibi görünüyor.

Hemen hemen her kadin, az, çok fiziki ya da manevi siddete maruz kaliyor. Esleri, sevgilileri veya kardesleri tarafindan sokak ortasinda infaz edilen, siddete ugrayan kadin manzaralari bu ülkede hiç bitmedi. Töre veya namus cinayeti seklinde cereyan eden bu durum, toplum tarafindan mesru görülüyor. Yasalarla siddet yasaklanmis olsa dahi, fiili yasamda yasalar gerektigi gibi uygulanmiyor. Ya da siddete karsi öngörülen yaptirimlar yetersiz ve etkisiz kaliyor.

Bölgemiz ayni zamanda insanlik suçu sayilan çocuk gelinler bölgesidir. Daha 12 yasini doldurmamis kiz çocuklarimiz gayri resmi evlendiriliyor. O yasta kocaya ve aile erkeklerine itaat ögretiliyor. Yoksul kesim kizlarini erken evlendirmekle, bir nevi çocugun masrafindan kurtuldugunu düsünüyor, üstlenmesi gereken tüm sorumlulugunu ise evlendirdigi kisiye yüklüyor..

Yoksulluk ve cehalet ayni zamanda kiz çocuklarinin çocuk yasta evlenmelerini tesvik ediyor. Böylece gelir dagilimindaki adaletsizlik, issizlik ve yoksulluk erkekler için bir sorun iken, kadinlar için daha da büyük bir soruna dönüsüyor.

Kadinlarimizin aile içindeki emegi is olarak görülmüyor. Ev kadini sosyal güvenlikten yoksundur. Halen orta çag zihniyeti ile kadin erkegin esit degil, adeta kölesi gibi muamele görmektedir. Medeni Kanunun kadina sagladigi haklar sosyal yasama yansimiyor. Bu tutucu, muhafazakar toplumsal cinsiyet ayrimini besleyen zihniyet terk edilmelidir. Kadin erkek esitligi yasamda yer bulmalidir.

Sonuç olarak Kürtçenin resmi dil olarak kabul edilmemesi, okumamis, özüne uygun egitim almamis kadinlarimizi sagir ve dilsiz duruma düsürmüstür.

Bugün dünyanin pek çok ülkesinde birden fazla resmi dil vardir. Rusya ve Hindistan’da otuzun üzerinde resmi dil var. Çin de 51 resmi dil kabul edilmektedir. Federal bir statüye sahip Güney Kürdistan da bile küçük azinliklarin dilleri resmi dil olarak kabul görmüs, ayni zamanda anadillerinde egitim hakkina sahipler.

Pek çok Kültüre ev sahipligi yapan Türkiye de (Anadolu’da) tekçi anlayisla tek resmi dilin dayatilmasi, Kürt kadini üzerinde de agir etki ve tahribatlar yaratmistir.

Yaklasan 8 Mart dünya kadinlar günü kutlanacaksa, hem toplumumuzu hem de yetkili makamlari Kadin sorunlari konusunda daha duyarli olmaya davet ediyoruz. 02.03.2019

Zelal Kiran HAK-PAR Van Tusba Ilçe Baskani

Zelal Kiran

Balkêş e ?
Close
Back to top button