30 Mart 2014 seçimlerinde HAK-PAR’in aldigi sonuçlar

Daha önce çesitli açiklamalarimda da degindigim gibi 30 Mart seçimleri Partimiz açisindan esitsiz kosullarda gerçeklesti. Bir kere hazineden yardim alan bir parti degiliz. Bu basli basina bir haksizlik. Ikinci olarak, hazineden yardim alan partilerin arkasinda büyük medya destegi, onlarca TV ve gazete var. Üstelik, benimle söylesi yapmak için daha önce adeta yarisan televizyon ve gazeteler tam da seçim dönemine girerken, son 3 aydan bu yana, tümü birden sözlesmis gibi bize kapilarini kapadilar. TRT dahil, bir tek ulusal kanal beni ve arkadaslarimi davet edip söz hakki tanimadi. Bu çok açik bir ambargo idi. Belli ki HAK-PAR’in görüslerinin kitlelere ulasmasini istemediler. Böylece sistemin gerçekte kimden, hangi partiden çekindigi, hangi görüslerden korktugu bir kez daha açik olarak görüldü; ak koyun kara koyun belli oldu. (Öteden beri bize bühtanda bulunanlar ise seçim boyunca kanal kanal konuk edilip bol bol konusabildiler).
Biz de seçim otobüsümüzle, kiraladigimiz az sayida seçim araciyla, seçim bildirgemiz, el ilanlari ve afislerle sesimizi kitlelere duyurmaya çalistik. Bu sinirli olanaklara ragmen kanimca iyi bir seçim çalismasi yaptik.
Bizim açimizdan olumsuzluk bu yarisin son derece esitsiz kosullarda cereyan etmesinden ibaret degildi. Seçimin daha baslarinda AK Parti ile ana muhalefet arasinda yasanan gerilim ülkede zaten var olan kutuplasmayi akil almaz biçimde büyüttü. AK Parti bu gerilimle seçmenin büyükçe bir bölümünü kendi çevresinde kilitlerken, diger bölümü de, yere ve duruma göre onun karsisindaki en güçlü partiye yöneldi. Bu parti pek çok yerde CHP ve MHP, Kürt illerinin bir bölümünde ise BDP oldu. Seçmen bu psikoloji ile oy verdi: ‘AK Parti kazansin’ ya da tam tersine, ‘AK Parti gitsin!’
Söz konusu kutuplasma nedeniyle bize sempati duyan, programimizi begenen, normal kosullarda bize oy verebilecek pek çok insan, tercihini kazanma sansi olan partilerden birinden yana yapti; yani dogruya degil, güçlüye oy verdi.
Engeller bundan da ibaret degildi. BDP, bizi engellemek için baski, tehdit ve saldirinin yani sira, etik olmayan diger birçok yönteme, yalana ve iftiraya basvurdu.
Son olarak, sandiktan çikan oylarin önemli bir kesimi ya tutanaklara yansimadi, keyfi biçimde iptal edildi veya sandik basindaki görevlilerin siyasal tercihine uygun olarak baskasinin hanesine yazildi, ya da daha sonraki sürçlerde (il ve ilçe seçim kurullarinda, hatta YSK’da) iç edildi. Örnegin benim oy kullandigim sandikta (Mamak, 29 Ekim Ortaokulu, 1089 nolu sandik) HAK-PAR’a hiçbir oy çikmamis görünüyor Dogubeyazit ilçesinde Belediye Meclisi Üyemiz birlestirme tutanaginda 461 oy almis görünürken, daha sonra ne olduysa 282 oy birden yok oluvermis ve bu sayi 179’a düsmüs!
Özet olarak seçimler bu kosullarda gerçeklesti ve bu ülkede ‘demokratik seçimler’in ne menem bir sey oldugu bir kez daha görüldü.
Öte yandan, sandiktan Yüksek Seçim Kurulu’na uzanan süreç içinde birhayli budanmis da olsa, YSK’ya yansiyan sonuçlari aldik. Bazi yerlerdeki itirazlar üzerine sonuçlar degisse bile bu, partilerin aldigi oy yüzdelerinde fazla bir degisiklik yaratmaz. Biz de bu sonuçlara bakarak aldigimiz oyu degerlendirebiliriz.
Daha önceki seçimlerde partilerin aldiklari oylar, il genel meclisi için aldiklari oylarin toplamina göre hesaplaniyordu. Ancak bu seçimlerden önce büyüksehir sayilan 30 büyük ilde (ki bu illerde 59 milyon kisi, yani ülke nüfusunun ezici çogunlugu, beste dördü yasiyor) il genel meclisi kaldirildi. Öyle olunca yeni sistemde partilerin aldiklari oylar farkli biçimde hesaplanacak. Örnegin büyüksehir sayilan iller bakimindan, büyüksehir belediye baskanina veya belediye meclisine verilen oylar hesaba katilacaktir. YSK’nin bu konuda nasil bir yöntem izleyecegi önümüzdeki günlerde netlesecek.
Partimiz 2014 yerel seçimlerine 55 ilde girdi. Bunlarin 27’si büyüksehir idi. Büyüksehir belediye baskanliklari ve belediye meclisleri için aldigimiz oylar söyledir:
Bu sonuçlara göre partimizin aldigi oy miktari, 27 ildeki büyüksehir belediye baskan adaylarinin aldigi oylarla diger 28 ildeki il genel meclisi adaylarinin aldigi oylarin toplami hesaba katildiginda 43 957 ediyor.
27 Büyüksehirdeki belediye meclisi adaylarinin aldiklari oylar ile diger 28 ildeki il genel meclisi adaylarinin aldigi toplam oy hesaplandiginda ise 44.485 ediyor.
Görüldügü üzere, her iki biçimde de sonuçlar birbirine çok yakin. Öte yandan, birçok ilde (özellikle büyüksehir olanlarda) belediye baskan adayimizin aldigi oy o ildeki il genel meclisi oylarimizin toplamindan fazladir. Bazi seçim çevrelerinde bunun tersi de söz konusu; yani il genel meclisi oylarinin baskan adayinin oylarindan yüksek oldugu durumlar da var. Böyle durumlarda hangi oy yüzdesi yüksekse onu esas almak dogru olanidir. Bu yöntem izlendiginde partimizin aldigi oylarin toplami 52.000 ediyor. (Bu toplama bile bir bölüm seçmen oyu yansimayabilir. Örnegin ilgili büyüksehrin tüm ilçe ve beldelerinde seçime katilinmamis ise, katilinmayan ilçe ve beldelerde büyüksehir belediye baskani için kullanilan oylar belediye meclisi oylarina yansimaz. Ki hiçbir büyüksehirde tüm beldeler için aday gösteremedik. Ancak bu türden oylarin hesabi mümkün degil, bu belki tahmin edilip toplama eklenebilir. Bir baska deyisle, Partimizin aldigi oylarin 52.000 rakaminin üstünde oldugunu söyleyebiliriz.)
Partimizin 2009 seçimlerinde 26.400 oy aldigi (farkli kaynaklara göre ise 29.000) düsünülürse bu seçimde partimizin oylari yaklasik iki misli artmistir.
2009 seçimlerinde 33 ilden seçime katilmistik. Söz konusu 33 ilin oylari bu seçimde 44.450’dir. Yani yari yariya artmistir. Yeni katildigimiz 22 ilin oylari da eklendiginde artis iki mislidir.
2014 yerel seçimlerindeki kutuplasmanin çok büyük oldugu, bundan dört partinin (AK Parti, CHP, MHP ve BDP) kazançli çiktigi, onlarin disindaki partilerin toplam olarak büyük oy kaybina ugradiklari düsünülürse, bu artisin partimiz açisindan küçümsenmeyecek bir basari oldugu açiktir. (Arastirmaci Tarhan Erdem’in yaptigi hesaplara göre 30 büyüksehirde AK Parti % 6,9, CHP % 5,4 oraninda oy arttirmis, MHP yüzde % 1,5 oy kaybetmis, BDP ise bu illerdeki oylarini korumus; buna karsilik diger partiler toplam olarak % 11’den fazla oy kaybetmisler, yine toplam olarak oylarin ancak % 5’ini almislardir. Bakiniz: Radikal Gazetesi, 3 Nisan 2014).
Buna ragmen birçok üye ve taraftarimiz gibi ben de bu oy oranini partimiz açisindan düsük buluyorum. Öte yandan daha iyi sonuçlar almak sadece iyi bir programa ve dürüst bir söyleme sahip olmakla olmuyor. Bu konjonktüre ve diger birçok etkene bagli.
Bu etkenlerden biri parti olarak kitleler içinde sistemli, kararli çalisma, örgütlenme, insanlari partimize kazanmadir. Bir baska deyisle daha iyi bir çalisma ve daha yaygin bir örgüt. Basari istiyorsak bunu hedeflemeliyiz.
Kemal Burkay
Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Baskani
5 Nisan 2014
Dengê Kurdistan