Haber

Faili Meçhul davasi Ankara’da görüldü

Bir bölüm Kürt is adamina ve aydinlarina yönelik olarak islenen ve ‘Faili Meçhul’ denen cinayetlerle ilgili dava bugün Ankara 1. Agir Ceza Mahkemesinde görüldü. HAK-PAR genel Baskani Kemal Burkay ve arkadaslari da durusmanin ögleden önceki bölümünde bulundular ve dinleyici olarak izlediler.

Davanin 1 numarali saniklarindan Eski Içisleri Bakani Mehmet Agar ile Ibrahim Sahin rapor göndererek durusmaya gelmemislerdi. Tutuklu sanik Ayhan Çarkin ile öteki saniklarin tümü durusmada hazirdilar. Yakinlarini bu cinayetlerde yitirmis olan çok sayida kisi, kurbanlarin esleri, çocuklari, kardesleri ve diger yakinlari da durusmada hazirdilar.

Yaptigi itiraflarla bu davanin açilmasinda büyük rol oynayan Ayhan Çarkin, iddianameye karsi sözlü olarak yaptigi savunmada, 1990’li yillarda islenen söz konusu siyasi cinayetlerle ilgili olarak asil sorumlular, dönemin üst düzey siyasi ve askeri sorumlulari,örnegin cinayetlere onay veren o dönemin Milli Güvenlik Kurlu üyeleri, Devlet Baskani (Demirel) Basbakanlari (Çiller ve Yilmaz) üst düzey istihbarat görevlileri hakkinda dava açilmadigini, yalnizca tetikçiler hakkinda dava açildigini, delillerin toplanmadigini söyledi ve Kürt halkina karsi islenen insanlik disi uygulamalardan örnekler verdi.

Mahkeme zaman zaman saniklar ve avukatlari ile, magdurlar ve avukatlari arasinda gergin sahnelere sahne oldu. Ögleden sonra ise bu gerginlik daha da tirmandi ve salon bosaltildi. Durusma sonunda tek tutuklu Ayhan Çarkin da tahliye edildi ve tüm saniklar durusmadan vareste tutuldular.
12 Eylül döneminin ardindan yasanan faili meçhul cinayetler dönemi bu ülkenin tarihinde çok önemli bir dönemdir. Bu yillarda Kürt halkinin aydinlarina, is adamlarina, yurtseverlerine karsi akil almaz katliamlar yapildi ve faillerden hesap sorulmadi. Failler ‘meçhul’ yani bilinmeyen sayildi. Oysa failler hiç de meçhul degildi. Ayhan Çarkin’in da ifadesinde söyledigi gibi bu cinayetlere karar verenler, katilleri görevlendirenler ve koruyanlar o zaman da biliniyordu. Bu katliamin kararini en basta fiiliyatta devletin en üst kurumu olan Milli Güvenlik Kurumu vermisti. O dönemin cumhurbaskani Demirel, Basbakan Çiller, içisleri bakanlari ve ötekiler, en üst dereceli komutanlar, Olaganüstü Hal Valileri ve hiyerarsideki diger önde gelen kisiler bu insanlik suçunun sorumlulari idiler. Bunlar karar aldilar ve hiyerarsinin alt düzeyindekileri, yani tetikçileri bu isle görevlendirdiler. ‘Varin bildiginizi yapin, kimse bunun hesabini sizden sormayacak,’ dediler. Onlar da yapti. Insanlari evlerinden, isyerlerinden alarak tenhalarda kursuna dizdiler, bazen iskence ederek öldürdüler. Sözde bu isi ‘devlet’ için yaptilar, ama rant bölüsümü için kendi aralarinda vurustular. Çarkin’in deyisiyle sehit tabutlari içinde uyusturucu tasidilar…

Bir dönemin Emniyet Genel Müdürü ve daha sonraki Içisleri Bakani Mehmet Agar, ‘Riskini göze alarak binlerce operasyon yaptik’ derken iste bunu kast etti, ve kendisinden hesap sorulmayacagindan çok emindi.
Gerçi on yillar sonra, böylesine gecikmis olarak da olsa bir dava açildi ve bu davada Mehmet Agar da yargilaniyor. Ama öteki üst sorumlulardan bir sey soran yok. Agar’in disinda yalnizca bir avuç tetikçi yargilaniyor. Onlar da, her birinin adi onlarca cinayete karismis olmasina ragmen tutuklu bile degiller. Bu davadan bir sey çikar mi çok süpheli…

Belli ki bu ülkede son 40-50 yilda yasanan nice provokasyon, nice kanli cinayet açiga kavusmayacak. Darbecilerden, katillerden, iskencecilerden dogru dürüst hesap sorulmayacak. Açilan davalar göstermelik kalacak.

Böyle bir ülke demokrasi ve baris yolunda ilerleyebilir mi, çagdas uygarligi yakalayabilir mi? Zor! Özgürlük, demokrasi ve barisin yolu daha epeyce uzun görünüyor.
HAK-PAR Basin Bürosu
11 Temmuz 2014

Dengê Kurdistan

Back to top button