Haber

Dagtekin: Özgürlük yürüyüsümüz devam edecek ve er geç hedefine ulasacaktir

www.dengeazad.com’un Dagtekin ile yaptigi röportaji asagida sunuyoruz.

Denge azad– Partiniz HAK-PAR, 26 ekim 2014 tarihinde 6. Kongresini gerçeklestirdi. Izleyebildigimiz kadariyla bu kongrede farkli gelismeler yasandi. Üç Genel Baskan adayi ve iki farkli liste… Bu durumu bize açiklayabilir misiniz?

Dagtekin– Evet, bu gerçekten de HAK-PAR’in 12 yillik siyasal yasaminda ilk kez yasanan bir durumdur. HAK-PAR’in 2. Kongre süreci sayilmazsa, simdiye kadar HAK-PAR’in bütün kongrelerinde genel baskanlik ve benzeri sorunlar uzlasma ile asildi. Genel baskanlik meselesi tabanin ve partinin organlarinin kendi içinde tartismasi ile çözüldü. Bu tür konularin parti içinde bir kirilmaya yol açmamasi için herkes yapici ve sorumlu bir rol oynadi. HAK-PAR gibi çogulcu, demokratik ve farkli kesimlerin içinde yer aldigi bir parti, eger bugüne kadar varligini ve bütünlügünü koruduysa, bunu, bu uzlasma kültürü sayesinde sagladi.

Dengeazad– Peki, 6. Kongre öncesinde genel baskanlik sorunu ve yeni parti meclisinin nasil olusacagi konusu gündeme gelmedi mi? Bu kadar tecrübe sahibi partililerin içinde yer aldigi bir parti olarak neden bu dönemde de ayni yolu izlemediniz?

Dagtekin– Hayir, maalesef bu konu ne Parti Meclisi’nde ne de Baskanlik Kurulu’nda konusuldu. 6. Kongre’den önceki son PM toplantisi kongreden yaklasik bir ay önce yapildi. Bu toplantiya il baskanlari, disiplin kurulu üyeleri, kadin ve geçlik komisyonlari adina arkadaslar katildi. Kongreye iliskin genel baskanlik dâhil bazi temel konularin burada tartisilmasi ve bu konuya iliskin bazi yol ve yöntemlerin belirlenmesi gerekiyordu. Bana göre bu konu orada tartisilsaydi, mutlaka ortak bir yöntem ya da çözüm yolu bulunabilir, sorun bu asamaya gelmezdi.

Dengeazad– Daha sonra ne oldu peki, neden farkli adaylarla kongreye gitme ihtiyaci duyuldu?

Dagtekin– 6. Kongre öncesi son Parti Meclisi toplantisina, partinin isminin degistirilmesi ile ilgili gündem maddesinde yasanan tartismalar damgasini vurdu. Toplanti oldukça gerilimli geçti. Parti Meclisi toplantisi kongreye iliskin hiçbir konuyu örnegin olusturulacak komisyonlari, divani vb tartismadan son buldu. Toplanti bitiminden sonra, dönemin genel baskani Sayin Kemal Burkay ve birkaç kisi toplanip Sayin Fehmi Demir’in genel baskan adayligi konusunda anlastiklari haberi yayildi. Nihayet Fehmi bey söz konusu toplantidan çikar çikmaz adayligini telefonlarla partililere duyurmaya basladi.

Dengeazad-– Bu konu sizinle paylasilmadi mi, görüsünüz hiç alinmadi mi?

Dagtekin– Hayir. Dedigim gibi bu konunun esas olarak parti tabaninin görüsü de alinarak PM ve Baskanlik Kurulu gibi organlarda konusulmasi gerekiyordu. Ama ne adi geçen kurullarda tartisildi ne parti tabanina basvuruldu ne de bu konuda benim ve parti yönetimindeki diger arkadaslarin görüsüne basvuruldu. Baska bir deyisle HAK-PAR’in kurulusundan bugüne kadar emek sarf eden arkadaslarin çogunlugu dislandigi gibi parti tabani da dislanmis oldu. Sadece Özgürlük yolu geleneginden gelenler degil, farkli gelenekten arkadaslar da bu sürecin disina itildi. Dar kadrocu bir anlayis ile genel baskanlik sorunu kotarilma yoluna gidildi.

Dengeazad– Parti isminin degistirilmesi ile ilgili tartismadan söz ettiniz. Bu konuda neler yasandi, bunu bize anlatir misiniz?

Dagtekin– Evet, böyle bir konu birkaç nedenle partinin gündemine geldi. Birincisi suydu. PSK bir süre önce kongresini yapmis ve legale çikma karari almisti. PSK söz konusu kongrede, kendi adiyla legale çikmak yerine HAK-PAR üzerinden bu geçisi yapmayi bir seçenek olarak önüne koymustu. Çünkü PSK kadrosunun çogu HAK-PAR’da yer almis ve onun bugüne gelinmesinde önemli bir rol oynamisti. Bu bir sir degildir ve bu gerçegi hem HAK-PAR içindeki kadrolar hem de kamuoyu biliyor. Bu nedenle legaliteye çikisi öncelikle HAK-PAR üzerinde gerçeklestirmeyi daha gerçekçi bulmustu. Ayrica bütünlüklü bir dönüsmeyi hedeflemisti. Bunun için önerdigi sey HAK-PAR’in bundan sonra Kürdistan ismiyle yola devam etmesiydi. Bu onun katilimi için zemin hazirlayacakti. Daha somut olarak, parti isminin Kürdistan Hak ve Özgürlükler Partisi olarak degistirilmesi öneriliyordu. PSK’nin HAK-PAR’a katilimini kolaylastirmak için bu isim önerisi gündeme geldi.

Diger yandan Kürt ve Kürdistan ismi ile siyaset yapmak, zaten yillardir bütün Kürtlerin hedefi ve öncelikli gündeminde bulunuyor. Biz HAK-PAR olarak yillarca kamuoyuna sundugumuz demokratiklesmeye iliskin görüs ve belgelerimizde Kürtlerin kendi kimlikleriyle örgütlenmesinin saglanmasi talebi var. Ayrica geçen zaman içinde Kürt ve Kürdistan kavramlarina iliskin önemli bir mesruiyet zemini olustu. Kürdistan ismi ile partiler kuruldu. Bütün bu gelismelere bagli olarak Kürdistan ismi ile siyaset yapmak artik bir ihtiyaç olarak kendini dayatiyor. HAK-PAR hem ismi hem de siyaset yapma tarzi ile daha açik ve net bir Kürdistani durus sergilemelidir diye düsündük/düsünüyoruz. Bunu, artik fiili olarak uygulamak gerekir.

Dengeazad– Bu öneri partide nasil karsilandi?

Dagtekin– Bu konuyu parti organlarina getirmeden önce dönemin genel baskani Sayin Burkay ile konustuk. Bu konunun gündeme gelis biçimi ve izlenecek yöntemle ilgili görüsüne basvurduk. Genel Baskan bu önerinin getirilmesini ve tartisilmasini makul gördügünü söyledi. Kürdistan ismine iliskin LP bakimindan belli kaygilari olmakla birlikte, bu konunun sirayla BK, PM ve son olarak da kongrede tartisilip sonuca baglanabilecegini dile getirdi.

Genel Baskan ile yaptigimiz bu görüsmeden sonra konuyu BK toplantisina getirdik. Baskanlik Kurulu’nda üç kisinin karsi görüsüne karsilik dokuz üye Kürdistan ismi lehine görüs dile getirdi.

Daha sonra bu konu Parti Meclisi’ne getirildi. Parti Meclisi’nde dikkat çeken sey, Kürdistan ismi önerisine karsi oldukça sert bir tutumun sergilenmesi oldu. Tartisma ortami gerdirildi. Konu, isim degisikliginin nedenleri ile birlikte getirileri ve götürülerinin tartisilmasi gerekli dogal mecrasindan çikartildi. Uygar bir tartisma ortamindan uzaklasildi. Sonuçta bu gerilimli tablo içinde söz konusu öneri çogunlukla reddedildi.

Dengeazad– Siz bu konudaki sertlesmeyi ve karsi direnci neye yorumluyorsunuz? Neden Kürdistan isim önerisi HAK-PAR gibi bir partide kabul edilmedi?

Dagtekin– Bazi arkadaslar iyi niyetle ve kendi görüs açilarindan bu ismi kullanmayi erken bulmus olabilirler. Onlar için söylenecek bir sey yok. Ama yaratilan gerilim ve sorunun nedeni baska. Bence, HAK-PAR’da yasanan kirilmanin esas nedeni, HAK-PAR’in bundan sonra izlemesi gereken Kürdistani durus ile ilgili sergilenen farkli yaklasimlardir. Bazi arkadaslar, Kürdistan isim önerisine sadece karsi çikmakla kalmadilar. Ayni zamanda bu isim degisiklik önerisini PSK’nin bir dayatmasi olarak lanse etmeye çalistilar. Olusturduklari bu algi üzerinden Kürdistan isim önerisine karsi bir blokaj olusturdular. Bu oldukça yanlis ve gerçekle ilgisi olmayan bir algiydi. PSK’li kadrolarin HAK-PAR içindeki varligi ve etkinligi bir sir degildi. Bu kadrolarin su veya bu nedenle dile getirdikleri görüs ve önerileri dayatma olarak nitelendirmenin hiçbir dogru tarafi yoktu.Ilginç olan suydu ki, böyle bir ‘dayatma’ suçlamasi farkli geleneklerden gelen arkadaslardan degil, yasamlari PSK ile özdeslesmis insanlardan geldi.

Bir noktanin altini daha çizmek istiyorum. Söz konusu arkadaslar kongre sonrasinda PSK’yi itibarsizlastirmaya dönük bir dil kullanmaya basladilar. Bu hem üzücü hem de düsündürücü bir durumdur. Kongre gününe kadar partide genel baskan yardimciligi ve partinin tüm organlarinda görev yapmis arkadaslari emekleri, birikimleri ve katkilari bir yana birakilarak bir çirpida ‘odak’ (her ne kastediliyorsa) girisimli bir ekip olarak adlandirmak tek kelimeyle yaziktir..

Dengeazad– Peki diger geleneklerden dediginiz arkadaslarin tutumu ne oldu?

Dagtekin– O arkadaslarin tümü Kürdistan isim önerisi lehinde tutum sergilediler. HAK-PAR olarak bu ismi kullanmanin bir hak oldugunun yani sira PSK’nin legallesmesine de yardimci olunmasi gerektigini söylediler. Önyargidan uzak, yapici bir tutum sergilediler. Bu tutumlarini kongrede yaptiklari konusmalarda da dile getirdiler.

Dengeazad– HAK-PAR’in isim degisikligine iliskin tartismanin kongrede yasanan gelismelerle nasil bir iliskisi oldu, bunu bize anlatir misiniz?

Dagtekin– Evet, isim degisikligine karsi sergilenen blokaj genel baskanlik aday belirleme sürecine de yansidi. Kürdistan ismi konusunda benzer durus sergileyen ve bu öneriyi PSK’nin dayatmasi olarak nitelendiren arkadaslar, hem PSK kökenli kadrolarin büyük bir bölümünü hem de diger geleneklerden gelen arkadaslari dislayarak genel baskan adayi belirleme yoluna gittiler.

Dengeazad– Peki sizin tutumunuz ne oldu, daha sonra neden farkli bir adayla kongreye gitme ihtiyaci duydunuz?

Dagtekin– Sözü ettigim tarzda bir adaylik belirleme yöntemi parti tabaninda rahatsizliga yol açti. Bu tarzda, dar bir ekiple, parti organlarini dislayarak bir aday dayatmayi yanlis bulduk. Ikincisi, Kürdistan isim tartismasinda sergiledikleri tutum nedeniyle söz konusu arkadaslarin HAK-PAR’i daha da daraltacaklari açikti. Yaklasik 15 gün boyunca bu konu tabanda tartisildi. Agirlikli egilim, partinin alternatifsiz birakilmamasi yönünde oldu. Parti tabanindaki bu egilim ve gelen talepler üzerine Bayram arkadasimiz aday oldu ve biz de onu destekledik.

Dengeazad– Peki, M. Celal Baykara hangi gerekçeyle aday oldu, bu konuda bildiklerinizi bizimle paylasir misiniz?

Dagtekin– Isim degisikligi nedeniyle son parti meclisinde yasanan gerilim ve kutuplasmayi gören Sayin Baykara, daha o günden bu gidisin partiyi parçalamaya götürebilecegini hatta götürdügünü söyledi ve partinin selameti açisindan üçüncü bir seçenek olarak aday olmayi düsündügünü belirtti. Bu önerisini Fehmi ve Bayram arkadaslarin adayligi netlestikten sonra gelip bir kez daha dile getirdi. Bu önerinin degerlendirilebilecegini belirttik. Hatta olasi 3. Seçeneklerin tümüne açik olmak gerektigini ve buna açik oldugumuzu söyledik. Bunun üzerine Baykara bu öneriyi hem Sayin Burkay ile hem de yeni genel baskan Fehmi bey ile de paylasti ve oradan olumlu bir cevap alamayinca da bilinen süreç yasandi. Ayrica kongre günü bilhassa yurtdisindan gelen arkadaslarin 3. Seçenek yönlü girisimlerinin kimler kaynakli olarak sonuç vermedigi biliniyor.

Dengeazad– Bir konuda daha görüsünüzü ögrenmek istiyorum. Sayin Burkay yaptigi açiklamalarda HAK-PAR’in 6. Kongresi’nde hiçbir adayi desteklemedigini söylüyor. Baska yerlerde de aksi söyleniyor ve Burkay’in Demir’i destekledigi iddia ediliyor. Bu konuda ne dersiniz?

Dagtekin– Bu konuda benim bir sey söylememe gerek yok. Her sey kongre delegesinin gözü önünde yasandi. Hatta bu yasananlara kongreye gelen konuklar bile sahit oldu. Sayin Fehmi Demir’in listesini kim yapti, kimler bu konuda kulis yapti, hatta kimi üyelerimizi onlardan habersiz listeye koyan kimlerdi, bütün bunlar delegenin gözleri önünde yasandi. Neden gizleniyor ve açik davranilmiyor. Oysa demokratik bir kongre oldu deniyor, açiklik ve seffafliktan bahsediliyor. Bence, kamuoyu ve parti tabanina, olmus seyleri olmamis gibi göstermek dogru degildir.

Dengeazad– Peki farkli adaylarla seçime girildi, acaba ortak bir parti meclisi ile kongreye gidilemez miydi?

Dagtekin- Evet, daha önce herkes kendi listesini hazirladi. Ancak Kongre ortaminda

adaylar arasinda yapilan görüsmede PM seçimi için Fehmi arkadas çarsaf listeye karsi çikip ayri listeyi savununca ayri ayri hazirlanan listelerin çarsaf listeye dönüstürülmesi önerisinin hayat bulmasi mümkün olmadi. Aslinda böyle bir sonuç daha bastan tercih edilmisti.

Dengeazad– Gelinen durumu nasil degerlendiriyorsunuz. HAK-PAR’in gelecegini nasil görüyorsunuz? Bu konuda ne yapmayi düsünüyorsunuz?

Dagtekin– 6. Kongrede izlenen dislayici anlayis nedeniyle HAK-PAR büyük bir yara aldi. HAK-PAR’in bütünlügü sarsildi. 12 yildir birlikte yürümeyi basardigimiz belli basli kadrolar partinin disina çikti. Parti moral açidan güven erozyonuna ugradi ve en önemlisi iç ahengi zedelendi. Ama buna ragmen her sey bitmis degildir. Her seye ragmen HAK-PAR’in söz konusu yaralari sarip yoluna devam etmesi mümkündür diye düsünüyorum. Bu konuda en büyük görev dogal olarak yeni genel baskan ile yönetime düsüyor. Yeni parti meclisi, HAK-PAR’i girdigi bu daralmadan çikartmak için gerekli mahareti gösterecek mi? Parti içindeki kadrolarin görüs ve önerilerini dikkate alacak mi? Legal ya da illegal bütün Kürdistani birikimi kucaklayacak bir çizgi ve durus sergileyecek mi?

Ben kendi hesabima, HAK-PAR’in arzulanan açilimi yapmasi için üzerime düseni yapacagim. Ayni PM listesinde yer alan arkadaslarim olsun bize oy veren veya vermeyen sagduyulu delegelerin ve sagduyusuna inandigim parti tabaninin da benzer bir tutum içinde olacaklarina yönelik inancimi koruyorum.

Özgürlük yürüyüsümüz devam edecek ve er geç hedefine ulasacaktir.

Dengeazad– Eklemek istediginiz baska bir sey var mi?

Dagtekin – Tesekkür ederim.

www.dengeazad.com

Dengê Kurdistan

Back to top button