Haber

HAK-PAR Parti Meclisi; Siyasi çözüm ve diyalog kanallari açilmali

Hak ve Özgürlükler Partisi(HAK-PAR) Parti Meclisi 20 Mayis 2017 tarihinde Van ‘da toplanarak gündemindeki konulari görüstü ve asagidaki bildiriyi kamuoyu ile paylasmayi kararlastirdi.

Basina ve kamuoyuna;

Kürt sorununu barisçil demokratik bir biçimde, adil bir çözüme kavusturmak yerine; israrla sürdürülen geleneksel inkâr ve bastirma siyaseti, Türkiye’yi hem içeride sürekli bir gerilim içinde tutmakta, iç barisi tehdit etmekte, militarizmi güçlendirmekte, demokratiklesmesini frenlemekte hem de komsulariyla, müttefikleriyle, tüm demokratik dünya ile iliskilerini negatif bir yönde etkilemektedir.

Kendi egemenlik alaninda Kürt sorununu çözmeyen Türkiye, sinirlari disinda Kürtlerin her kazanimini, mesru haklarini elde etme mücadelesini de tehlike, beka meselesi olarak algilamakta ve 1.Dünya savasi sonrasi Kürtlerin aleyhine olusan statükoyu korumak için çirpinmaktadir.

Suriye sinirina ek olarak Iran sinirina da duvarlar örmekte, içeride rutin hale getirilen askeri operasyonlarla, OHAL yönetimi altinda özgürlük alanlarini daraltmakta, sürekli olarak Güney’de, son günlerde de Bati Kürdistan topraklarinda sürekli olarak hava operasyonlari yapmakta,gizli açik askeri müdahalelerde bulunmakta, Kürt korkusu ve karsitligi nedeniyle ABD, AB ülkeleri hatta Rusya ve tüm komsulari ile karsi karsiya gelmektedir.

Artik dünya eski dünya degildir.1.Dünya savasinin ardindan emperyalist güçler tarafindan olusturulan ve Kürtlerin kolektif haklarinin gasp edildigi, bölge devletlerinin insafina terk edildigi statüko çöküyor ve Ortadogu yeniden sekilleniyor. Basta Güney Kürdistan olmak üzere Kürtler her parçada mesru haklarini elde etmek için mücadele ediyor.
Kürt meselesi simdiden uluslar arasi bir boyut kazanmis durumda.

Türkiye bu degisimin önüne geçemez. Durduramaz.

Katliamlara, soykirimlara, asimilasyonlara, çok uluslu bir cografyada zorla tek ulus yaratma siyasetine dayali köhnemis statükoyu yeniden insa edemez.

Yapilmasi gereken Kürt sorununun ulusal bir sorun oldugunu kabul ederek, içeride Kürtlerin mesru haklarini teslim etmek, sorunun adil ve barisçil demokratik çözümünün kanallarini açmak, basta Güney Kürdistan olmak üzere sinirlarin disindaki Kürtlerle dostça iliskiler gelistirmektir.
Kürtlerin mesru haklarini elde etmeleri, Kürt meselesinin adil çözüme kavusturulmasi bir tehlike veya beka sorunu yaratmaz. Aksine bu meselenin çözümü Türkiye’yi de güçlendirecek, Ortadogu’da kalici bir barisin tesis edilmesinin yolunu açacaktir.

Ortadogu’da baris, huzur ve kalkinma ancak Kürdistan sorununun adil çözüme kavusturulmasiyla mümkün olacaktir.

Türkiye’yi yönetenler, 16 Nisan referandumunun ardindan baslayan ‘Partili Cumhurbaskanligi sistemi’ nin insasi sürecini, BAAS türünden otoriter bir yapi olusturmak için degil, basta Kürt sorunu, Alevi sorunu olmak üzere temel yapisal sorunlarina çözüm üretecek bir imkana dönüstürmelidir.

Aksi halde kaybeden sadece Kürtler olmayacak, çözümü ertelenen,bastirilan ve kangrenlestirilen sorunlar bir bütün olarak Türkiye’yi enfekte etmeye devam edecektir.

Kürt halki savas istemiyor. Barisçil demokratik adil çözüm istiyor. Savasta, çatisma ve terörde israr edenlerden yüzünü çeviriyor.

PKK silahli mücadeleyi sonlandirmali, hükümet de Kürt meselesini PKK ye endekslemekten, Onun silahsizlandirilmasina indirgemekten vazgeçmeli, tüm Kürt kesimlerini kapsayan siyasi çözüm ve diyalog kanallarini açmalidir.

Kürt halkinin barisçil demokratik seçenegi olan HAK-PAR Kürt meselesinin diyaloga dayali, barisçil, demokratik,adil çözümü için üzerine düseni yapmaya hazirdir.

Öte yandan dost ve düsman cephelerin her gün yeniden sekillendigi Suriye’de savas hizindan pek bir sey kaybetmeden devam ediyor. Henüz ortada sorunun çözümüne yönelik her hangi somut proje de yok.
Ne Suriye rejimi, ne rejim karsiti muhalefet ne de sürecin önemli aktörleri olan büyük devletler Suriye’nin gelecegi ve Bati Kürdistan’in durumu hakkinda ortaya somut bir proje koymus degiller. BAAS rejimi de, büyük devletler de PYD eliyle Kürtleri kendi politikalari çerçevesinde savasa sürmekten geri durmamaktadirlar.

Son olarak ABD, PYD’ye dogrudan silâh yardimi yapacagini. ISID’in kalesi olan Rakka’yi PYD güçleriyle kurtaracagini açikladi. Kurtarilacak bu kent tekrar Araplara teslim edilecek. Binlerce Kürt gencinin ölüme gönderilmesi ile sonuçlanacak bu operasyon sonrasi Kürtleri ISID yenilse bile çok uzun sürecek Kürt Arap çatismasi bekleyecektir. Kürtler kendi topraklarini savunmali, kendi topraklarinda ulusal birliklerini saglamaya ve kendilerini yönetecek ulusal kurumlasmalari saglamaya yogunlasmali, baskalarina teslim edilecek kentlerde ölüme yürümemelidir.

HAK-PAR olarak Güney Kürdistan’da Sayin Mesud Barzani tarafindan yürütülen Irak’tan barisçil bir sekilde, diyalog ve müzakere yoluyla ayrilma siyasetinin hem bir hak, hem de bir zorunluluk oldugunu düsünüyor ve destekliyoruz.

Irak merkezi hükümetleri, Sii ve Sünni Araplarin ve Kürtlerin baris içinde birlikte yasamalari için gerekli, çagdas politikalari üretemedikleri gibi Kürt bölgesine karsi sorumluluklarini da yerine getirmediler.

Anayasanin geregi olan adimlari atmayarak, Irak’ta baris içinde birlikte yasamak için gerekli zemini hazirlamadilar. Bu gün en makul ve gerçekçi çözüm Kürtlerin de diger milletler gibi ayrilip, kendi devletlerini kurmalaridir.

Bu sürecin, provokasyonlarla, zorluklarla, tehlikelerle, hatta fiili saldirilarla dolu çok çetin bir süreç olacagina kusku yok.

HAK-PAR olarak Güney Kürdistan’in bagimsizlik referandumu için tüm Kürtleri dayanisma içinde olmaya davet ediyoruz.

20 Mayis 2017

HAK-PAR
Parti Meclisi

Dengê Kurdistan

Back to top button