HAK-PAR: YASASIN KADINLARIN HAKLI MÜCADELESI

Tüm kadinlarin isyan, direnis, dayanisma ve mücadelesinin en önemli günüdür 8 Mart.
Dünya kadinlarinin, emegi, bedeni, hayati ve gelecegi üzerindeki baskiya, sömürüye ve siddete son vermek için yürüttügü esitlik ve özgürlük mücadelesinin mesalesidir.
Hayatin yarisi ve yeniden üreteni kadinlar iken, kadina yönelik yönelik sosyal, siyasal, ekonomik ayrimcilik dünyanin dört bir yanini ahtapot gibi sarmis, yer yüzünün dört bir kösesinde yasayan kadinlar bu cinsiyetçi ayrimciliktan payina düseni almaya devam etmektedir.
Uluslararasi insan haklari ve kadina yönelik sözlesmelerce ‘garanti altina alinmis haklarina’, uluslararasi kuruluslar ve ulusal düzeyde ‘takip edilen’ uygulamalara ragmen kadina yönelik her türlü haksizlik günden güne artmakta, kadinin, erkege göre ikincil konumu, siyasette, ekonomide, egitimde, saglikta devam etmektedir. Yazili olarak ikrar edilen cinsiyetler arasi esitlik ve özgürlük sadece formel normlar olmaktan öteye gidememekte, toplumsal cinsiyet adaleti, firsat esitligi ve kadinin insan haklari saglanmamakta, kadin magduriyeti katlanarak artmaktadir.
Uluslararasi güç odaklarinin dünyayi paylasim mücadelelerinin bir eseri olarak özellikle cografyamiz Ortadogu’da ve dünyanin diger bölgelerinde sürdürülen savaslar öncelikli olarak kadinlari aglarina almakta, bizleri yoksullastirmakta, göçe zorlamakta, bedenlerimiz taraflar arasi süren savaslarin bir parçasi olarak objelestirilmektedir.
Biz Kürt kadinlari olarak , topraklarimizda cereyan eden haksiz savaslarin aci sonuçlarini Ezidi kadinlarimizin sahsinda iliklerimize kadar yasadik, bu haksiz savaslarin topraklarimizda da yürütülmesi nedeniyle yasamaya devam etmekteyiz.
Türkiye ise dünyanin birçok az gelismis ülkelerinden de geri bir tablo çizerek, cinsiyet esitsizliginde bir uçurumun kiyisinda dolanmakta, 144 ülke arasinda 131. Siralarda seyretmekte, gittikçe de bu oran diger ülkelere göre artmaktadir. Devlet büyük bedellerle kazanilmis sosyal hizmetleri yavas yavas ortadan kaldirmakta, sosyal devlet sorumlulugunu savsaklayarak kamu hizmetlerini özellikle kadin aleyhine yürütmekte, çocuk, yasli, hasta bakimini kadinlarin sirtina yüklemekte, diyanet görevlilerinin kadinlari birer cinsel objeye indirgeyen söylemlerine göz yumarak kadinlarin toplumsal, sosyal, ekonomik ve siyasal hayata katiliminin önüne engeller koymaktadir. Ailenin kutsiyeti söylemi altinda kadina ve çocuga siddet, cinsel istismar ve cinsel saldiri suçlari mesrulastirilmakta, çocuk yastaki evlilikler cesaretlendirilmekte, kadinlarin hukuksal kazanimlari tek tek budanmaktadir. Kadinlar ucuz is gücü deposu olarak görülmekte, güvencesiz ve insan onuruyla bagdasmayan çalisma kosullari, issizlik kadinlarin diger sorunlarinin yaninda bas siralari isgal etmeye devam etmektedir.
Ülkenin temel sorunu olan Kürt sorununa devletin ‘güvenlik eksenli’ yaklasimi, makul hiçbir gerekçeye dayanmayan OHAL ve KHK’lar tüm toplumun ve kadinlarin demokratik haklarini budamakta, yasanabilir demokratik, barisçil bir toplumun önüne supap olarak tikamaktadir. Bu politika ve uygulamalar en insani hak ve özgürlük taleplerini bastirmis, ülkeyi yari açik bir cezaevine çevirmistir.
Biz HAK-PAR olarak diyoruz ki;
Kadinlarimiz,bu hayata mecbur degil, onlara dayatilan bu yasami ret ediyoruz.
Kadin emegi ve alin teri ile elde ettigi haklarinin gaspini ret ediyoruz.
Kadinlar basta olmak üzere ülkenin ezilen, sömürülen, ötekilestirilerek yok sayilan her kesimin haklarindan yanayiz.
Antidemokratik, toplumsal cinsiyetçi tüm uygulama ve politikalara karsiyiz. Hiçbir inancin, irkin, milliyetin, etnik kimligin, cinsiyetin digeri üzerindeki baski ve tahakkümünü kabul etmiyor, toplumsal adaletin demokraside, barisçil politika ve uygulamalarda oldugunu savunuyoruz.
HAK-PAR olarak, kadin hayatlari ile ilgili yapilacak yasal düzenlemeler ve uygulamalarda kadinlarin görüslerinin alinarak bu dogrultuda esitlikçi politikalarin uygulanmasini talep ediyoruz.
HAK-PAR olarak biz;Türkiye’de 20 milyonu asan nüfusuyla Kürt halkinin bu yüzyilda kendi diliyle egitim görememesini, resmi islemlerde dilini kullanamamasini evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde bir insan hakki ihlalidir. Acilen Kürt halkinin ana dili olan Kürtçenin resmi dil olarak kabul edilerek, Kürtçenin yasal ve idari her zeminde kullanilmasinin önündeki tüm engellerin kaldirilmasini, Kürtçenin egitim dili olmasini ivedilikle talep ediyor ve bunun takipçisi olacagini bu vesile ile bir kez daha basin yolu ile kamuoyuna bildiriyoruz.
Kadina karsi her türlü ayrimciligin ortadan kalktigi, toplumsal cinsiyet esitliginin mutlak olarak saglandigi bir dünya özlemiyle tüm kadinlarin Dünya Kadinlar Gününü kutluyoruz.
Yasasin 8 Mart
DÜNYA EMEKÇI KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN
Yasasin kadinlarin hakli mücadelesi.
HAK-PAR BASIN BÜROSU
Dengê Kurdistan