Makale

Bask denince akla ETA gelmemeli

Ayrilikçi Bask terörist örgütü ETA’nin silahlari birakma karari Türkiye’de heyecan yaratti. Kisa bir süre önce ‘kalkip PKK’nin çözümü için ETA’yi, IRA’yi örnek almak yanlis. Sosyolojik olarak ve diger unsurlar açisindan birbirlerinden farklilar’ diyen Basbakan Erdogan bile buna dahil.
Hak-Is Genel Kurulu’nda konusan Erdogan ‘Ispanya’da ETA 48 yil sonra silah birakti. Iktidar, muhalefet ve STK’lar bir olmazsa bu süreç daha uzayabilir. Sagduyu ile hareket etmeliyiz’ demis. Ancak, ETA’yi sonunda Basklar nezdinde bile ‘anlamsiz’ kilan temel unsurlara daha gerçekçi bir açidan bakmakta yarar var.
Otonom Bask Bölgesi hükümetinin AB Islerinden Sorumlu Bakani Mikel Anton 2007’de Ankara’yi ziyaret etmis, TBMM’de ve çesitli sivil toplum kuruluslariyla görüsmeler yapmisti. Ziyareti sirasinda kendisiyle bir söylesi gerçeklestirmistik.

Büyük otonomi
Bu söylesiden bile Türkiye’deki durumla Ispanya’daki durumun niçin karsilastirilamayacagi anlasiliyordu. Zarragoitia’ya ‘Bugün Bask bölgesi ne denli otonom?’ diye sormustuk. Yaniti söyleydi:
‘Avrupa’daki benzeri örneklere oranla çok büyük otonomiye sahibiz. Kendi kurumlarimiz var. Parlamentomuz var. Yasa yapma yetkimiz var. Vergi koyup toplayabiliyoruz. Kendi saglik ve egitim sistemimiz var. Dil ve kültürümüz açisindan durum 30 yil öncesi gibi degil.’
Bu tür seylerin Türkiye’de ‘ayrilikçik’ olarak görüldügünü hatirlatmamiz üzerine de söyle konusmustu:
’19’uncu yüzyilda her milletin bir devleti olmasi gerekiyordu. Günümüzdeyse ‘milliyetçi’ olmak bir devletin olmasini gerektirmiyor. Bunu paylasilan ‘bir beraberlik hissinden kaynaklanan bir olgu’ olarak görmek de mümkün. Bu beraberlikleri düzenlemenin de degisik yollari var.’
‘Otonom’ statülerine ragmen Madrid tarafindan verilen sözlerin hepsinin tutulmadigini da vurgulayan Zarragoitia, bu nedenle siyasi mücadelelerinin sürdügünü söylemisti. ETA’nin bunun neresinde olduguna dair sorumuza da su yaniti vermisti:

Totaliter örgüt
‘Her seyden önce bu demokratik olmayan totaliter ve siddet kullanan bir örgüt. Aldigi destek de nüfusun yüzde besinden az bir kesimden geliyor. Bask halkinin agirlikli bölümü tarafindan reddedilerek kinandigini rahatlikla söyleyebilirim. Yöntemlerini düsündügünüzde savunulacak veya herhangi bir seye referans olabilecek bir konumda degiller. Bu nedenle Bask deyince akla hemen ETA gelmemeli.’
Bu sözlerle de Ispanya ve Türkiye arasindaki ‘sosyolojik fark’ hemen göz batiyor.
Zarragoitia’nin sözünü ettigi ‘otonomi,’ Türkiye’nin mevcut haleti ruhiyesi açisindan olabilecek bir sey degil. Geçmiste kismen bile olabilseydi PKK belasi bugüne kadar Güneydogu’daki durumdan bu denli nemalanamazdi.
Nitekim Bask eylemlerini de nihayetinde anlamsiz kilan buydu. AKP ‘Demokratik açilimi’ ile bu ‘açigi’ çok gecikmeli olarak gidermeye çalistiysa da, yetersiz kalmasi ve kötü planlama nedeniyle bu Bask örnegi yaninda amatörce bir girisim oldu. Sonunda sonuç getirecegine ters tepti.

BDP yapamaz
Öte yandan siyasi platformda mücadelelerini sürdürmeye kararli olsalar bile Basklarin, Zarragoitia’nin belirttigi gibi, ETA’yi en sert sekilde kinamalari da bizde BDP’nin yaptigi veya yapabildigi bir sey degil. Bunun da Kürt milliyetçiligi açisindan ‘olabilirliligi’ yok. Özetle Türkiye’nin ‘sosyolojik yapisi’ buna da el vermiyor.
Uzun lafin kisasi Ispanya’daki siyasi yapi ile Türkiye’deki yapi arasinda daglar kadar fark var. ETA’nin yenilmesinde iktidar, muhalefet ve STK’larin isbirliginin payi olsa bile, bu isbirliginin mahiyetini ve siyaseten aldigi sekli iyi anlamak gerekiyor.
Franco sonrasi Ispanya liberal demokrasi açisindan tam anlamiyla ‘uçtu.’ Ispanyollar da bugün Avrupa’nin en liberal demokrasilerinden birine sahipler. Mevcut yetersiz demokrasimizle bile Araplara örnek olarak gösteriliyor olabiliriz. Ama Türkiye ile Ispanya arasindaki en temel ‘sosyolojik’ farkin bu konuda yattigini görmeliyiz.
Bu nedenle ETA’nin silah birakmasina yüzeysel açidan bakip elmalarla armutlari karistirmamak lazim.
———————————–
Milliyet-24 Ekim

Semih Idiz

Back to top button