Ismet Serif Vanli: Lozan’da bir ulu çinar
Ismet Serif Vanli Kürt Kültür Mirasi Dernegi (AFKICV) Baskani Ihsan Kurt, 9 Kasim günü Lozan’da hayata gözlerini yuman Kürt siyasetçi ve bilim insani Ismet Serif Vanli’yi vefatinin 40. gününde anlatti.
‘Ismet Serif Vanli, gülümsemeyi yüzünden hiç eksik etmedi. Üniversite hastanesinin morgunda nur yüzüyle toprakla bulusmayi beklerken, yüz hatlarinda kendisiyle barisik, güvenli ama görevini tamamlayamamis bir insanin kaygilari okunuyordu, zira ugruna 70 yil mücadele ettigi ülke halen özgür degildi.
Bir dostun, bir yakinin anisini hakkini vererek anlatmak çok zordur. 87 yillik ömrünün tam 70 senesi direnisle geçmis, umudu özgür Kürdistan olan Ismet Serif Vanli’yi yazabilmek gerçekten de çok zor. Temmuz 1987’de tanistigim ve benim üzerimde manevi emegi olan, sarf ettigi her kelimeyi not almak istedigim örnek insani, gazetedeki bir makaleye sigdiramayacagim…
‘Mamostem’, ‘Oncle Ismet’i (Ismet Amca) görme ve yakindan tanima sansina erisemeyenlere anlatacagim…
Ismet Serif Vanli (Cherif Vanly kimlikte), kökleri Kürdistan’da ekilmis, Lozan’da boy vermis asirlik bir Kürt çinari… Sonbahar günlerinde Leman gölü kiyisinda çinarlar sari, kirmizi, yesil Doga renkten renge dönüsürken, o da Alp Daglarina bakan bir hastanenin 8. katinda yasama gözlerini yumdu.
“Lozan’a gidip hukuk okuyacagim ve Kürdistan’i parçalayan bu antlasmayi da orada degistirecegim ” Bu fikir, Vanli’nin gençligine hakim olmaya basladiginda henüz 17 yaslarinda Sam’da bir lise ögrencisiydi. Futbol oynadigi ‘Kürt Mahallesi’nin takiminda Arap ve diger halklarla maçlarda karsilasirken kimligini taniyor. Ayni yillarda Memduh Selim, Ekrem Bey, Kadri Bey, Cemil Pasa, Osman Sebri ve Kamuran Bedirxan gibi sürgündeki Kürt aydin ve siyasetçilerinin sohbetlerine katiliyor, Dersim ve Agri katliamlarinin anilarini dinliyordu, bu Kürt aydinlarindan. Osmanli hakimiyetindeki Suriye’de dogmus olan babasi bütün askeri egitimini de imparatorlugun askeri okullarinda yapmisti. Kürtçe’nin yani sira Arapça, Farsça, Fransizca ve Türkçe’ye hakim Muhammed Serif Vanli, ikisi kiz dört çocuguna oldukça disiplinli bir egitim verir.
Yasama 65’inde veda etmeden birkaç yil öncesine dek Dera Zor bölgesindeki Kürt asiretlerin koordinasyon ve kontolünden sorumluydu. Kürt ulusal sorunuyla hiçbir iliskisi olmayan babasi, Ismet Serif’in Xoybun liderleriyle görüsmesini istemiyordu. Annesi Xeyriye Xanim, Dera Zor bölegesinde taninan Ala Res asiret liderinin kizidir
Diplomasi ve hukuk tutkusu
“Kürtler yigit ve korkusuz ama kalem kullanmayi bilmezler yeterince” derdi. Bu yüzden sadece makaleler yazmadi, önemli olay oldugunda basina ve devlet yetkililerine Kürtlerin haklari konusunda mektuplar yazardi. O bir tarihçi, hukukçu, siyasetbilimci ve diplomatti. Direnisi hep mesru gördü ama diplomasinin de çok önemli olduguna inandi. Henüz lise son siniftayken, hukuk, tarih ve siyaseti iyi bilen bir diplomat olmak istiyordu. Suriye’de Kürt liderlerini dinlediginde, “Diplomasi ve uluslararasi iliskilerin zayifligindan dolayi kan kaybettigimizi anladim. Iyi kavga ederiz, kanimizi veririz. Kan akitiriz, ama iki satirla derdimizi anlatmaya gelince tikaniriz” derdi.
Kürdistan için diplomasi yapma seklindeki gençlik idealini anlatirken gülümserdi. Babasinin Kürt meselesinden O’nu uzak tutmasina da hep tebessüm ederdi. Ocak 1948’de Lazkiye’den gemiyle Cenova (Italya) üzeri Lozan’a gelirken babasi limana kadar kendisini ugurlar. Oglunun siyasetle ilgilenmesinden memnun olmayan Muhammed Serif Vanli, yari alayli bir üslubla “Git bakalim Ismet diplomat olup, Uganda’ya Kürdistan’in Büyükelçisi olarak atanmadan dönme” der.
Lozan’da kendisini Nureddin Zaza ve Muhammed Metini karsilarlar. Zaza da Kürtlerde egitimli kadro eksikligi olduguna inananlardandir.
Beyrut yillari, Amerikan ve Fransiz üniversiteleri
Tayinlerle geçen hareketli ilkokul yasamindan ardindan Fransiz egitim sisteminin hakim oldugu Suriye’de 19 Ocak 1944’te lisenin matematik bölümünden mezun olur. Henüz ilkokuldayken babasi, O’nun insaat mühendisi olmasini istiyordu. Vanli o yillari anlatirken, “Sussuz Suriye topraklarinda yollar ve su kanallari yapacaktim” diyor. Lise diplomasiyla Ortadogu’nun Paris’i olarak nitelenen Beyrut’a gider.
Amerikan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi ve Fransiz St. Joseph Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’ne ayni anda kayit yaptirir. Kisa bir süre sonra birincisini birakir ve siyasete yönelir. Bu arada Lozan Üniversitesi’nde Pedagoji doktorasini Nureddin Zaza ve kimya bölümünden mezun arkadasi Muhammed Metini, israrla Serif Vanli’yi Lozan’a davet ederler. Bunun üzerine, o da uzun yillardir hayal ettigi bu yolculuga çikar ve 29 Kasim 1948’de Lozan’a gelir. Elinde siyasal bilimler lisansi var. Ama O önce hukuk okumaya karar verir, tarih boyunca hukuk magduru halki için… Egitimini bitirdikten sonra Lozan’da Aile Mahkemesi’nde katiplik yapmaya baslar, “19 yil resmi olarak bu isi yaptim. Zaman zaman ara verdim, seyehatlare çiktim. Hakim olma imkanim vardi, ama bana cazip gelmiyordu” diyor.
Bu esnada Lozan’da Carmen Thuillard’la tanisir. Inançli katolik bir aileden gelen Carmen, taninmis bir enstitüde bir güzellik uzmanidir. Iki yil sonra evlenirler ve 1957’de tek çocuklari Siyabend, Sam’a yapilan bir yolculuk esnasinda orada dogar.
Ihsan Nuri Pasa ile tanisma
Lozan’da kendilerinden baska Kürt yok. Bugünkü gibi kurumlar da yok. Ama özellikle Güney Kurdistan’dan ve Suriye’den birçok Kürdistanli genç Londra, Berlin, Paris ve ‘Dogu bloku’ ülkelerinde üniversite egitimi görüyor. Bu arada 1946’da Beyrut’tan ayrilmis olan Kamuran Bedirxan o dönem Paris Sorbonne Üniversitesi Dogu Dilleri ve Uygarliklari Enstitüsü’nde (INALCO), Kürt uygarliklari dersi veriyor. Bir Çek prensesle evli olan Bedirxan esinin intiharindan sonra, ders vermeyi birakiyor. Yerini 2 yil boyunca Ismet Serif Vanli dolduruyor (1959-61). Bu kanalla Moskova’ya giderek Qanatê Kurdo, Ordixanê Celîl ve Celîlê Celîl’le tanisiyor.
Ayni tarihlerde (1956), Nureddin Zaza ile birlikte KSSE’yi (Avrupa Kürt Ögrenci Dernekleri) kuruyorlar.
“Bu projenin temel fikri, Nureddin Zaza’ya aitti. Ilk kongreyi yaptigimizda Suriye ve Irak Kürdistan’indan Avrupa’da okuyan 16 kisi katildi. Herkes kendini komünist olarak görüyordu ve çesitli partilere üyeydiler. Amacimiz bir toplum örgütü kurmakti. Ama demokratik bir örgüt. Ne Irak ne de Suriye komünist partilerinin etkisinde bir örgüt olmaliydi. Zaza o zaman Suriye PDK’nin sekreteriydi” diyor Vanli. Aslinda Serif Vanli o dönem de sömürgeci egemen ulusun etkisinde olmayan, Kürtlerin bagimsiz demokratik örgütlenmelerinden yanaydi. 14 Temmuz 1958’de Irak’ta General Kasim iktidara gelince, Rusya’da sürgün olan Mustafa Barzani, Kurdistan’a döner. Bu umut ve heyecan yurtdisinda okuyan Kürt aydinlarini da etkiler ve KSSE Londra’da ikinci kongresini yapar. Ismet Serif Vanli, 40 aydinin katildigi bu kongrede baskan seçilir. Ayni yil Moskova’da toplanan Uluslararasi Ögrenci Kongresi’nde, “Kürtler, kayitlara Kürt olarak geçmedikleri için” Serif Vanli ve arkadaslari protesto ederler. Iki yil sonra Berlin’de toplanan KSSE’in onur konugu Iran’da sürgün olan Agri direnisinin efsanevi lideri Ihsan Nuri Pasa’dir.
General Kasim’a ders
Ismet Serif Vanli’nin siyasi iliskilerde ilkesi mesruiyet ve hukuki güvencedir. Bütün siyasal iliskilerinde bunu öne çikarir. O, uzun vadeli düsünen bir stratejisti. 1958’de General Kasim’in, Sovyetler Birligi sayesinde Irak’ta monarsiyi devirmesi Sovyetler Birligi ve Dogu bloku ülkelerinde büyük cosku yaratir. Bunun üzerine iki yil önce Moskova’da yapilan “Uluslararasi Ögrenci Kongresi”, “devrimi selamlamak için”, bu kez Bagdat’ta toplanir. KDP Politbürosu, Mustafa Barzani, Celal Talabani, Ibrahim Ahmed ve bütün diger parti kurmaylari, Bagdat’ta yeni rejimle Otonom Kürdistan’in gelecegini ve anayasa üzerine müzakerede bulunuyorlar.
Serif Vanli, Tahsin Emin Hawramani ve Kemal Fuad da, KSSE temcilcileri olarak Bagdat’a davet edilir ve General Kasim’la görüsürler. Irak Komünist Partisi’nin ev sahipligi yaptigi kongrede konusan Vanli, yeni anayasada Kürt dili ve kültürü “Kürt ulusal dili ve kültürü” olarak metne geçmedigi ve Arap ulusunun bir unsuru olarak yerlestirildigi için elestirir ve bunun ‘Uluslarin Kendi Kaderini Tayin Hakki’ ve ulusal azinliklarin kültürlerinin korunmasi konusunda Leninizm ve Stalinizmle de çelistigini savunur. Kürtler arasinda ve kirk ülkeden gelen delegeler tarafindan destek alan Serif Vanli ve arkadaslarinin bu çikisi, Irak rejimi ve Komünist Parti’nin “Milliyetçilik yapiyorsunuz” tepkisine yol açar. Ismet Serif Vanli ‘Personne Non Grata’ yani ‘Istenmeye Adam’ ilan edilerek 24 saat içinde Irak’i terk etmesi istenir.
Irak rejiminin kararina uymak istemeyen Vanli, Kürdistan’a gitmek ister fakat Celal Talabani, “Kürdistan’da seni koruyamayiz. Sana birsey olursa, Irak Hükümeti ve Kürtler karsi karsiya gelir. Müzakereler suya düser” der.
Bunun üzerine Serif Vanli ve arkadaslari Avrupa’ya dönerler.
Barzani ile yollar ayriliyor
Lozan’daki ögrencilik yillarindan itibaren Barzani’ye hayranlik duyan Serif Vanli, kendisiyle ilk kez 1960’ta Bagdat’ta karsilar. Barzani, Ibrahim Ahmed ve Celal Talabani Bagdat’a yerlesmis General Kasim’la müzakere yürütüyorlardi. Ismet Serif Vanli 1964’ten 1975’e dek Mustafa Barzani’nin uluslararasi sözcülügünü yapti. Bunun resmi belgesini gösterirken Güney Kürdistan Hükümeti’ne sitem ediyordu. Esi Carmen, “Bir gün kapimizi çalmadilar” diye manali sessizligini bozuyor. Bütün çalismalarina ragmen ne KDP’ye ne de bir baska Kürt partisine üye olmadi. Mustafa Barzani ile yollari 6 Mart 1975’teki Iran- Irak arasinda yapilan ve ‘1961 Devrimi’nin bütün kazanimlarinin kaybedildigi ‘Cezayir Anlasmasi’ ile ayrilir. Anlasmadan sonra Tahran’a yerlesen Melê Mustafa Barzeni, “Kürt ve Arap halklari yoruldu. Silahli mücadele bitti, Pesmergeler direnisi birakip evlerine dönsün” dedi. Ayni zamanda yaptigi açiklamada Iran Sahi’ni “Bütün Ari halklarin babasi’ ilan eder. Bunun üzerine o ana dek halen Uluslararasi Sözcü konumundaki Serif Vanli, Sah Muhammed Riza için, “Iran Sahi Kürtleri sirtindan hançerledi” seklinde bati basinina demeç verir. Bunun üzerine Barzani, Tahran’dan yaptigi açiklamada Ismet Serif Vanli ile iliskilerinin kalmadigini bildirir. Böylece KDP ile kirgin ve sitemkar yillar baslar.
Suriye Baas Rejiminin ölüm fermani
Dedesi Serif, Van’nin bir köyünden Sam’a giderek yerlestigi için ailenin adi ‘Vanli’ olarak kaliyor.
Temeli Selahaddin Eyyübi tarafindan atilan Sam’in tarihi Kürt Mahalesi’nde dogan Serif Vanli, Isviçre’ye geldikten sonra ailesi ile iliskilerini sürekli sicak tuttu. Fakat, bir Muhabberat (Suriye Istihbarati) elemaninin Kürt asiretleriyle ilgili yaptigi ‘arastirma’ zoruna gider ve buna yanit niteliginde Suriye rejiminin Kürtlere uyguladigi zulmü teshir eden, “Suriye’de Baas diktatörlügü tarafindan Kürt halkina yapilan zulüm (The persecution of the Kurdish people by the Baath dictatorship in Syria)” baslikli bir kitapçik yazar. Bunun üzerine 1963’te Baasçi rejim, kendisini idama mahkum eder. Bu tarihten sonra, 1992’de PKK Önderi Abdullah Öcalan’in misafiri olarak davet edilene dek, Suriye’ye bir daha ayak basamaz.
Mütevazi bir yasam sürdürdü
Serif Vanli hep mütevazi bir yasam sürdürdü, ama dik durdu. 1970’te Lozan Üniversitesi’de siyasal bilimler doktorasini yapana dek hukuk lisansi sayesinde Lozan Adliyesi’nde katiplik yaparak geçimini sagladi. “Bu katiplik maceram tam 19 yil sürdü. Bir bürom bile yoktu ama çalisiyordum bir sekilde. Istedigim gibi isimi yapiyordum. Ama sonunda bir tercih yapmam gerekiyordu, ya hakim olacaktim ya da mücadele edecektim. Ben mücadeleyi seçtim” diyor Vanli. Esi Carmen de taninmis bir enstitüde güzellik uzmani olarak çalisiyor. 1970’te Fransizca yayinladigi tezi ‘Irak Kürdistan’inin Ulusal Varligi’, ‘1961 Devrimi’nin Incelemesi’ halen Kürdistan ve Ortadogu üzerine çalisan arastirmacilar için önemli bir kaynak teskil ediyor.
Lozan’da Baasçi suikast
Güney Kürdistan’da devrim çabalari maglup olur. Mele Mustafa Barzani Iran’a siginirken Baasçi rejim halk üzerinde terör estirir. Cezayir Anlasmasi’ndan sonra Iran’la Sat Ül Arab su yolu sorununu çözen Irak, Kürtlere de adalet dagitacagini ve haklarini taniyacagini beyan eder. Fakat Kurdistan’dan gelen haberler kaygi vericidir. Serif Vanli Cenevre’de olusturdugu bir heyetle Irak rejiminden izin alarak Agustos 1975’te Kürdistan’a gider. Bölgeyi dolasan heyet Bagdat’a giderek zamanin Iletisim Bakani Tarik Aziz, Gençlik Bakani Naim Haddad’la görüsür. Fransizca deyimle “Kalan mobilyalari kurtarmayi amaçliyorlardi.”
Rejimin amaci bu delegasyonu kullanarak Kürtlere iyi davranildigini dünyaya duyurmakti. Fakat Serif Vanli Cenevre’ye döner dönmez bir rapor yayinlayarak, yenilginin agir tahribatlarini, rejimin zulmünü uluslararasi kamuoyuna anlatir. Baasçilar buna sert tepki gösterirler. Mustafa Barzani ile de yollari ayrilan Serif Vanli, Cenevre’nin Irak Konsolosu Bay Tikrit, iki Irakli ve ‘Paris’ten dost bir Kürt’ kendisini Lozan’da Avenue de Leman’daki evinde ziyaret ederler. Iki saat süren ‘dostane’ bir sohbetten sonra, Konsolos Bay Tikrit, “Size yakinda taze Bagdat hurmalari yollayacagim” diyerek evden ayrilirlar. Birkaç gün sonra ‘Iki Irakli dost’ evine ziyarete gelirler. Onlari içeri alan Serif Vanli, kahve ikram etmek için sirtini döner dönmez tabancadan çikan iki ihanet kursununa hedef olur. Bir mermi yan tarafindan girer ve çikar, digeri boynundan girip kulaginin altindan çikar. Son günlerini geçirdigi hastanede iki ay tedavi gören Cherif (Serif) Vanli, sagligina kavusarak mücadeleye devam eder.
Birkaç yil sonra Iran’da Islam devrimi olur, Ayetullahlar iktidardadir artik. Humeyni özel davetle kendisini Tahran’a davet eder. “Cenevre’de uçaga binmek üzereyken Mustafa Barzani’nin, “Rahmetê Xwedê” vefat ettigini radyodan ögrendim.”
“Imam Humeyni’ye Kürtlere adaletli davranmasini önerdigini” söyleyen Serif Vanli’ya Hümeyni, “Onlara söyle Islam Cumhuriyeti’nin yolundan yürüsünler” der. Ben de basimi sallayarak tesekkür edip çiktim. Görüsme 15 dakika sürdü.”
Paris Kürt Enstitüsü ve Yilmaz Güney
Serif Vanli, Avrupa’da bos durmadi. Özellikle Paris ve Cenevre agirlikli önemli çalismalarda yer aldi. Birçok dünya liderine mektuplar yazdi, kimisinden yanit aldi, kimisi cevapsiz Kürtler gibi unutuldu. Birgün neden bu kadar mektup yazdigini, gerçekten empeyarlist ülkelerin devlet adamlarindan bir medet umuyor muydu? Bunu ögrenmek istedim. “Biz Kürtler kavga etmeyi, silah kullanmayi iyi biliriz, ama yazmayi, hukuki ve diplomatik yollardan hak arama konusunda zayifiz. Her ikisi birbirini tamamlar. Birçok insanimiz canini vermeye hazir ama bir gazeteye bir okur mektubu yazip tepkisini gösteremez” dedi. 1983’te, Cegerxwîn, Yilmaz Güney, Hêjar, Prof Qanatê Kurdo, Nureddin Zaza ve Kendal Nezan gibi sahsiyetlerle Paris Kürt Enstitüsü’nü kurdu. Bir yil sonra, Serafeddin Kaya, Serhat Faik Bucak, Ibrahim Ahmed’le beraber Kürt Hukukçular Ligi’ni kurarak, Paris’te “Kürt Insan Haklari Bildirgesi’ni’ yayinladilar. Bu belge, 1989’da Fransizca yayinlandi. Bildirgeyi özellikle Halepçe Katliami’ndan sonra yayinlayan Serif Vanli ve arkadaslari, BM Güvenlik Konseyi’nin bes daimi üyesi devletine basvurarak Kürtler için ‘Kendi Kaderini Tayin Hakkini’ talep etti. Zamanin Fransa Cumhurbaskani François Mitterand ve Ingiltere Basbakani John Major basvurularina yazili yanit verdi.
‘Ben de onlarin dilini ögrenmedim’
Kuzey Kürdistan’da 12 Eylül Askeri Cuntasiyla kesintiye ugrayan direnis yeniden alevlenmisti. Ismet Serif Vanli, gelismeleri ve gerilla mücadelesini heyecanla izliyor, Türkçe bilmiyor, “Ama Ankara’nin asimilasyoncu politikalarini yakindan takip ediyordum” diyor. Arapçaya hakim olan Serif Vanli, Farsça’da da biliyordu.
“Saddam Hüseyin Kürtlere karsi zehirli gaz kullandi ama dillerini yasaklamadi, Iran da yapmadi. Fakat Türk devleti, dil ve kültürlerini yasakladi. Bu yüzden ben de onlarin dilini ögrenmedim” Türkiye’ye tepkisini “Elhemdulillah Türkçe bilmiyorum” diyerek sakayla bu dili neden konusmadigini anlatir.
Van’a 1991’de yaptigi yolculuk, hafizasinda derin iz birakir. Dedelerinin dogdugu, soyadini tasidigi topraklari ve daha sonra Ehmedê Xanî’nin türbesini ziyaret eder. 1993’te Istanbul Kürt Enstitüsü’nün onur konugu olarak Türkiye’ye gider ve bu kurumun açilisina katilir. Türk devlet politikalarina tepki duydugu oranda da Kuzey Kürtlerine karsi kendini borçlu hissettigini sik sik vurgulardi. Kürtlerin kendi aralarinda ve çocuklariyla Türkçe konusmalarindan rahatsizligini her ortamda dile getiriyordu. Daha sonraki yillarda, Sürgünde Kürt Parlamentosu (PKDW), Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Baskanligi görevlerinde bulundu. Hastaneye kaldirildigi güne dek Kürt dili ve kültürü üzerine bir makaleyi yazmakla ugrasti.
Hep gülümsedi ve elestirel bakti
Sakindi, egitimli bir insanin bütün asaleti ve bilgeligini soyluca yansitiyordu. “Benim rüyam Kürdistan’in bagimsizligidir” diyen Ismet Serif Vanli’nin yasaminda politik fikirler agir basti, fakat siyasete ve siyasilere hep elestirel bakti. Ihsan Nuri Pasa, Mustafa Barzani, Celal Talabani, Ibrahim Ahmed, Abdullah Öcalan gibi en büyük Kürt liderleriyle tanisti, fikir alisverisinde bulundu. Onlari elestirdi ama onlarla beraber mücadele de etti. Elestirilerinde hep yapici, ölçülü ve diplomatik davrandi. Gülümsemeyi yüzünden hiç eksik etmedi. Üniversite hastanesinin morgunda nur yüzüyle toprakla bulusmayi beklerken yüz hatlarinda kendisiyle barisik, güvenli ama görevini tamamlayamamis bir insanin kaygilari okunuyordu, zira ugruna 70 yil mücadele ettigi ülke halen özgür degildi.
17 Kasim’da bini askin kisinin katilimiyla topraga emanet edilen Vanli’nin cenaze töreni dört parçadan ve diasporadan Kürtleri birlestirdi. Bütün Kürt parti ve örgütlerinin yanisira, Federal Irak Devlet Baskani Celal Talabani, Kürdistan Bölge Hükümeti Baskani Mesut Barzani’nin temsilcileri, KNK, PSK, KCK temsilcileri, Irak’in Isviçre Büyükelçisi ve bini askin Kürdistanli ve dostlari katildilar.
(
) Hayali Kürdistan’a kendisinin deyimiyle Diyarbekir’e gömülmekti. Bu konuda, vefatindan kisa bir süre önce bir girisimde de bulundu. Türk makamlari olumsuz yanit verdi. Zaten 57 yillik hayat arkadasi Carmen de “Burada, benim yanimda kalmasini istiyorum” dedigin için Türkiye nezdinde israrci girisimlerde bulunulmadi.
O simdi Lozan’da Bois-de-Vaux mezarliginda Nureddin Zaza’yla ayni mekani paylasiyor. Her iki fidan, Kürdistan’dan yola çiktilar, Akdeniz’i astilar ve Alpler’e, Leman gölü kiyisinda, Lozan Üniversitesi karsisinda birer dev çinar olarak yeniden topraga döndüler. Anilari gelecek nesillere umut ve rehber olsun.
* Bu makalenin bir baska bir versiyonu Ismet Serif Vanli’nin vefatindan birkaç gün sonra degisik Kürd basininda yayinlandi.
Ihsan Kurt