Makale

Iki cephenin demokrasiye karsi çikisi!

AK Parti, MHP ve KCK’nin görüslerinin bir arada kayda geçmesini yararli gördüm..

Basbakan Yardimcisi Bülent Arinç, geçen çarsamba günü bütçe genel görüsmelerinde, muhalefetin elestirilerini hükümet adina cevapladi. Konusmanin bir bölümü Kürt meselesinin yönetim ve parasal kismi disindaki kimlik ve toplumsal konularina ayrilmisti. 2009’daki Kürt açilimindan sonra bu konusma, hükümetin yeni bir dönemi baslatma kararini yansitiyor gibiydi.

Bu konusmayi, Meclis’teki oylamadan iki tam gün geçtikten sonra, MHP Genel Baskani Devlet Bahçeli ve KCK (Koma Civaken Kürdistan) Yürütme Konseyi Baskanligi yazili açiklamalarla cevapladilar. Açiklamalarin geldigi gün Basbakan Yardimcisi Besir Atalay partisinin seçim çevresi kongresinde, ‘yeni bir demokratiklestirme paketi üzerinde çalisildigini’ söyledi. ANF Ajansi ayni gün aksamüstü de Atalay’a cevap yayimladi.
Yorumunu okuyucularima birakarak, bu konusma ve açiklama özetlerinin bir arada bulunmasinin yararli olacagini düsündüm:
Bülent Arinç’in konusmasi:
‘Türkiye’de yasayan bir insan ‘Ben Kürt’üm ve bu kimligimle iftihar ediyorum, benim bu gerçegimle taninmami istiyorum’ dedigi zaman bizim buna saygi göstermemiz, bunu kabul etmemiz gerekir. Geçmis dönemlerde inkârci ve asimilasyoncu bir inanç böyle yapmamis olabilir. Onlarin da Türkiye’nin bugün basina neler açtigini hepimiz çok iyi biliyoruz.

Kürtlerin varligi en az bin seneden beri bir gerçektir, bunu inkâr edemezsiniz. Bunu inkâr ederseniz 80 öncesine döneriz, 80 sonrasina döneriz.

O kimlige saygi duyacagiz, o kimligin bütün kültürel haklarini, anayasal haklarini verecegiz, taniyacagiz, diline saygi duyacagiz, hepsi böyle olacak.

Kürtçe konusmanin yasak oldugu günlerden cezaevinde islenen iskencelere ve sonrasindaki faili meçhul cinayetlere, ölüm listeleri yapilmasina kadar bütün bunlar bir kimligin inkâr edilmesiyle ortaya çikmis kötü sonuçlardir. Hayir, inkâr etmeyecegiz.

‘Ben Kürt’üm’ diyen bir insanin bu ülkede hepimiz kadar, en az hepimiz kadar hayat hakki, bilgi hakki, egitim hakki, dil hakki, kültür hakki, kimlik hakki ne varsa verecegiz!

Türk kimlikli bir siyasetçi ile Kürt kimlikli bir siyasetçi ayni partide birlikte çalisabiliyorlar. Iftihar etmemiz lazim, ben seviniyorum, bundan daha güzel bir sey olabilir mi?’ (21.12.2011, TBMM Tutanak Dergisi)
KCK Yürütme Konseyi’nin yazili açiklamasi:

‘… Eger Bülent Arinç’in sözleri bir cambazlik degilse neden pratik adimlar atilmamakta ve tam tezat pratik adimlarla Kürdistan’da katliam süreci derinlestirilmektedir? Eger ortalikta sömürgeci bir ikiyüzlülük ve hinlik yoksa önce önder Apo üzerindeki psikolojik iskenceye son versinler; Kürt siyasetçilerini, … Kürt gazetecilerini biraksinlar. … Bir taraftan Kürt halkinin önderligi, gerillasi …, bütün bunlar en alçakça yöntemlerle yapilirken, öbür taraftan ortaya çikip ‘Biz Kürtlerin haklarini verecegiz’ demektedirler. Bunun, yaptiklari ve yapacaklari alçakça katliamlarin üstünü örtmek ve Kürt halki üzerindeki kirli amaçlarini gerçeklestirmek için bir sömürgeci manevradan baska bir sey olmadigi açikça ortadadir.
Bütün Kürdistan halkini … AKP’nin gelistirdigi bu katliamci ve Kürt halkinin her seyini hedefleyen, özgür Kürt çizgisini yok etmeyi önüne koyan bu soykirimci politikalarina karsi duyarli davranmaya, sessiz kalmamaya çagiriyoruz. …’ (ANF; 24.12.2011; 11.09)

Devlet Bahçeli’nin Arinç’a cevabi: ‘Sahsi fikirlerinden ziyade mensubu oldugu AK Parti hükümetine ait, haddi, esigi ve siniri asan, son zamanlarin en vahim beyanlari arasinda yer alan sözler, sayet suursuzca seslendirilen bir görüs degilse hiyanetin adim adim ilerletilmesi olarak degerlendirilecektir. Basbakan Erdogan sonrasiyla ilgili beklenti içine giren Arinç, Türkiye üzerinde hesap yapan malum çevrelere pesinen taahhütte bulunmaktadir.

PKK’nin görüsleri ve kanli yüzlerin zorlamalari AKP tarafindan sahiplenilmis, Imrali, Kandil ve AKP’den olusan sacayak, Türkiye’yi Büyük Ortadogu Projesi’nin izdüsümüne dönüstürmek isteyerek açikça anayasa suçu islemektedir.

MHP var oldugu sürece, hiç kimse vatan topraklarindan pay alamayacak, federasyon ve demokratik özerklik özlemlerine ulasamayacak, milli ve üniter devlet yapisini bozamayacak, aziz milletimizi dagitamayacak ve Türkiye’yi yabancilarin insafina terk edemeyecektir.’ (www.mhp.org.tr; 24.12.2011)

Tarhan Erdem

Balkêş e ?
Close
Back to top button