KCK Operasyonlarini Dogru Okumak!
Söylendigi gibi KCK operasyonlarindan rahatsiz olan halk degildir; devletin karanlik çeteleriyle is yapmis olan PKK yöneticileridir. Her ne kadar PKK ile birlikte bu operasyonlari ‘felaket’ olarak degerlendiriyor ve tepki gösteriyor gibi görünse de, Kürd politik çevreleri de KCK operasyonlarindan rahatsiz degil aslinda Birilerine tuhaf gelse de, BDP içinde normal yollarla politika yapan/yapmak isteyen birçok insan da bu operasyonlardan rahatsiz degildir. Yarin bu operasyonlarda, bazi PKK/BDP yöneticilerinin de Hükümet/devlet ile birlikte hareket ettigi ortaya çiktiginda kimse sasirmasin. Ve bu operasyonlarda en önemli rolün Öcalan tarafindan oynandigi ortaya çiktiginda ise hiç sasirmamak gerekir
Ergenekon sorusturmasi ile ilgili tutuklamalara farkli kesimlerden farkli tepkiler gösterildi bu güne kadar. Bu tepkilerden en ilginci ve de düsündürücü olani, düne kadar iskencecileri alkislayan, yargisiz infazlari ‘devlet kendini korumak zorunda’ diyerek destekleyen ve ‘en iyi Kürd ölü Kürddür’ diyecek kadar fasizmin derinliklerinde dolasan insanlarin demokrasi havarisi kesilmesiydi.
Daha düne kadar on yil tutuklu yargilandiktan sonra beraat eden onlarca insanin magduriyetini görmeyenler, Ergenekon saniklarinin uzun tutukluluk sürelerinden rahatsizliklarini dile getirirken, utanmadan demokrasi dersi de vermeye kalkistilar.
Tutuklulara diski, fare pisligi yedirilirken ve 20 kisilik koguslarda 100 insan üst üste istif edilirken susanlar/onay verenler, geçmise göre lüks bir otel sayilabilecek Silivri’yi ‘toplama kampi’ olarak nitelendirebiliyorlar.
Genel olarak Türkiye’de özel olarak da Kürdistan’da beklenmedik anlarda, devletin hangi kanadina mensup olduklari bile anlasilmayan yüzleri maskeli özel katillerce evler basilip çocuklar dâhil alikonulanlarin nereye götürüldügü ve sonlarinin ne olacagi bilinmezken susanlar/onay verenler, Ergenekon katillerine karsi TV’ler ve Gazeteci ordusu esliginde yapilan operasyonlari ‘hukukun iflasi’ olarak nitelendirebiliyorlar
Kemalistler, bunca koruyucu ve fasist yasalar yetmiyormus gibi; hukuk, demokrasi ve insan haklarinin da sadece Ergenekon katillerini koruma islevi görmesini istiyorlar.
Ergenekon sorusturmasi ve tutuklamalar, Kürdlerin büyük çogunlugunda sevinçle karsilanip ‘sira Kürd ayagina da gelir’ umudunu güçlendirirken, PKK ve türevlerini fazlasiyla huzursuz etmisti.
Öcalan’in, ‘bu davaya uzak durun’ talimatinin anlami, ‘Kemalist cephe ile birlikte hareket ederek Ergenekon sorusturmasini sulandirin, sekteye ugratin’ demekten baska bir anlam ifade etmiyordu.
Ahmet Türk’ün, ‘On yedi bin faili-meçhulü unutmaya haziriz’ sözleri de, sorusturmanin Kürdistan’a uzanma olasiliginin yarattigi korkunun eseriydi. Çünkü Ergenekon’un faaliyet alani Kürdistan’di; Türkiye’deki operasyonlarda da öncelikli hedef yine metropollerde yasayan Kürdlerdi.
Basta Musa Anter ve Vedat Aydin olmak üzere, Kürdistan’daki tüm karanlik eylemlerde JITEM ile PKK’nin birlikte hareket ettiklerini bütün Kürd politik çevreleri biliyor. Sorun bu çirkin iliskinin bilinmemesi degil, bilindigi halde dillendirecek cesaretin bulunmamasidir.
2008’de yazilan ‘Kürd Ergenekon’unu Kürdler Çözecek’ baslikli yazida, Musa Anter ve Vedat Aydin’in da aralarinda bulundugu Kürd aydinlarina karsi PKK’nin aldigi infaz karari ve bu kararin kimler tarafindan kamuoyuna açiklandigi belirtilmisti. http://www.nasname.com/Yazarlar/bboti/1589.html
Basta Vedat Aydin’in yoldaslari ve Musa Anter’in yakin çevresi olmak üzere Kürd politik çevreleri ‘PKK’nin Jitem ile birlikte yaptigi’ bu eylemleri bilmesine karsin sessiz kalmayi tercih ettiler. Bu sessizlik yeteri kadar utanç verici degilmis gibi, 12 Haziran’da bu ve benzer binlerce karanlik eylemi aklarcasina PKK’nin politikalarina hizmet de ettiler.
Son zamanlarda devam eden KCK operasyonlarina gösterilen tepkilerin esas nedeni, Ergenekon sorusturmasinin basladigi dönemde yasanan kaygilarin gerçege dönüsmesidir. Yani PKK-Ergenekon iliskisinin ortaya çikarilma olasiligidir birilerini telaslandiran.
Kemalistlerin Türkiye’de Ergenekon sorusturmalarina gösterdigi tepkinin hemen hemen aynisini, Apocular Kürdistan’da sürmekte olan KCK operasyonlarina karsi gösteriyorlar.
KCK sorusturmasini ve tutuklamalari soykirim olarak nitelendiren, AKP fasizm’inden dem vuran Apocu Medya ve onun destekçisi Kemalist Sol, sanki bütün Kürdlere karsi bir tutuklama furyasi varmis ve sirf Kürdlüklerinden, Kürd Sorunu’na duyarliliklarindan dolayi insanlar tutuklaniyor gibi bir algi yaratmaya çalisiyorlar. Birlikte yarattiklari toplumsal yanilsamadan beslenen ve varliklarini bu yanilsamaya borçlu olan karanlik güçler, gerçekligin oldugu gibi görünmemesi için her yalana basvuruyorlar.
Isin düsündürücü tarafi, gerçekligin bambaska oldugunu bilen Kürd politik çevrelerinin de, yanilsamanin ortadan kalkmasi için bir çaba içinde olmamalaridir.
Yakin zamana kadar Kürdistan, kitleler ve PKK disinda kalan politik Kürdler için bir cehennem iken, devlet korumasindaki JITEM ve benzer çeteler ile PKK’nin serbestçe icraatlarini hayata geçirdikleri karanlik ama ‘özgür’ bir alandi. Simdilerde ise, Halk ve PKK disinda kalan politik Kürdler açisindan on yil öncesiyle kiyaslanmayacak kadar rahat, risksiz bir yasam hüküm sürüyor Kürdistan’da. Halk için yasanan bu görece huzura karsin PKK’nin derinleri oldukça huzursuz bir durumdadir.
Söylendigi gibi KCK operasyonlarindan rahatsiz olan halk degildir; devletin karanlik çeteleriyle is yapmis olan PKK yöneticileridir.
Her ne kadar PKK ile birlikte bu operasyonlari ‘felaket’ olarak degerlendiriyor ve tepki gösteriyor gibi görünse de, Kürd politik çevreleri de KCK operasyonlarindan rahatsiz degil aslinda
Birilerine tuhaf gelse de, BDP içinde normal yollarla politika yapan/yapmak isteyen birçok insan da bu operasyonlardan rahatsiz degildir. Çünkü okur-yazar bile olmayan bazi KCK yetkililerinden, ne Belediye Baskanlari ne de daire müdürleri islerinin nasil yapilacagina dair direktif almak istemez.
Yarin bu operasyonlarda, bazi PKK/BDP yöneticilerinin de Hükümet/devlet ile birlikte hareket ettigi ortaya çiktiginda kimse sasirmasin. Ve bu operasyonlarda en önemli rolün Öcalan tarafindan oynandigi ortaya çiktiginda ise hiç sasirmamak gerekir
Ergenekon sorusturmasinda oldugu gibi KCK sorusturmasinda da olumsuzluklar yasanmaktadir ve suçsuz bazi insanlar magdur edilmektedir kuskusuz. Ancak Yansitilmak istendigi gibi tamamiyla bir keyfilikten söz edilemeyecegi gibi geçmisten daha kötü hiçbir hukuksal sorun ve kötü muamele de yoktur.
Kemalistlerin ve Apocularin gerçekligi inkar ederek, AKP döneminin her alanda ‘Cumhuriyet tarihinin en kötü dönemi’ oldugunu iddia etmeleri halkta karsilik bulmuyor. Bu nedenle AKP, tüm olumsuzluklarina karsin giderek güçlenmekte ve bu güce dayanarak dönem dönem pervasizca hareket edebilmektedir.
Söylendigi gibi KCK operasyonlari PKK/BDP’yi tasfiye araci degil, legal siyaset üzerinde baski araci olan kesimlerin ayiklanmasidir. Bu ayiklanmadan sonra PKK/BDP ile uzlasma yoluna gidilecektir; tipki Türkiye’de asker ile uzlasildigi gibi. Türkiye’de karanlik iliskiler aginda sonuna kadar gitmeyen ve hiçbir zaman da gitmeyecek olan AKP, Kürdistan’da da sonuna kadar gitmeyecektir. Çünkü karanlik iliskilerde sonuna kadar gitmek demek, kurulusunu karanliklara borçlu olan TC’yi yok etmek demektir. Bir sistem partisinden bunu beklemek ise abartili ve gerçekçi olmayan bir iyimserlik gerektiriyor.
AKP, nasil ki Ergenekon’un kendisine yönelik tehdidini ortadan kaldirdiktan sonra demokratik adimlari atmakta isteksizlestiyse, KCK tehdidini ortadan kaldirdiktan sonra da Kürdler ile ilgili olumlu adimlar atmakta da isteksiz davranacaktir. Bunun en büyük sorumlusu, kendi karanlik örgütlerine tavir alamayan, kendi Ergenekonlarina karsi durmayan ve onlarin yarattigi yanilsamaya ortak olan Kürdistanli politik aktörler ve yapilar olacaktir
PKK semsiyesi altinda degerlendirme yapmayanlara yönelik, ‘AKP’lilik’ suçlamasinda bulunmak için hazir bekleyenlere verilecek cevap, ‘siz samimi olmadiginiz ve AKP’den daha gerici anlayislarla birlikte oldugunuz için AKP güçleniyor; AKP’yi en çok besleyen sizlersiniz’ olursa, kimseye haksizlik yapilmamis olur
——————————————
Nasname sitesinden alinmistir.
Berzan Botî