Makale

Bataklikta debelenen zavallilar..

Ülkeye geldigi günden beri, malum çevrelerin bombardimanina maruz kalan sair, yazar ve politikaci Kemal Burkay’a bir saldiri da, “Heso jî li Dîyara” misali Melle Nureddin Aslan adina yazilmis,14.02.2012 tarihli Özgür gündem gaztesinin 14. sayfasinda çikan bir yazi ile geldi. “Kemal Burka’ya Açik Mektup” basligi ile yazilan bu yaziya iftiraname demek daha doru olur kanimca.

Bu sahis önce kendine bir methiye dizmis; sanki bütün varligini kürd halkina adamis, varini, yogunu kürd mücadelesi ugrunda kaybetmis, üstelik iki böbregini ve kalbini bu ugurda halkina feda etmis. “Berde binê te erde,” ( Dîz dibêje heskê binê min zêre, hesk jî dibêje lê ez ji ku têm) Bay Melle biz seni çok iyi taniriz, kendini sahiplerine afettirmek için yanlis adres seçtin ve duvara tosladin.

Sayin Burkay ile TIP genel Merkezinde birkaç toplantiya katildigini belirtip, içi bos laflarla kendince sayin Burkay’i olumsuzlayacagini düsünüyor. Burkay’in paraya, pula önem vermedigini söyleyerek, paraya, pula önem vermeyenlerin mücadelede basarili olamayacaklari savsatisini dile getiriyor.

Dogrudur; Kemal Burkay’in parayi, pulu önemsemedigini dostu ve düsmani olan herkes bilmektedir.
Bu bir zafiyet degil, çok az insanda bulunan bir özelliktir.

Melle’nin de dünya malina ne kadar düskün oldugunu benim gibi, onu taniyan herkesin de bildigi bir gerçektir.

Diyorki; “Ben TIP’in Agri üyesi idim, Kemal BUrkay da Merkez yönetici idi. Beraber bir kaç toplantiya katildim.” siradan bir il üyesi genel merkez toplantilarina hangi sifatla katilir? onu merak ediyorum. siyasi partilerin isleyisini bilenler böyle bir seyin mümkün olmadigini bilirler. Il delegesi olarak büyük kongrede, ayak üstü Kemal Burkay’la kisa bir sohbet etme olanagi bulabilmisse buna birsey diyemem.

Bir de bu zat kendisine melle denmesine çok kizardi, hatta agir bir hakaret olarak nitelendirirdi. Ne hikmetse yazida Melle sifati kullanilmistir. Düsünüyorum: acaba bu sifati yazanlara nasil bir tepki gösterdi. Yegenim yazdi diyor, dogru söylemiyor, yegeni o sifati kullanmaz, çünkü hakaret anlaminda algilayacagini bildigi için.

Bay melle DEHAP degil, ilk dönem DEP Agri il baskanligi yapti. Benimde içinde bulundugum bir gurup arkadasla evinde toplandik ve o akasam DEP il yönetimini belirledik. Bu toplantiya katildgim için gözaltina alindim, bir haftalik iskenceden sonra Karadenizin kuytu bir kasabasina sürgüne gönderildim. Iki yillik sürgünden sonra Agri’ya dönerek DBP ‘yi örgütledik. O süreçte DEP kapatilip, yerine HADEP kurulmustu, Agri’ da henüz örgütleri yoktu. Bizim de yardimizla derme çatma bir örgüt kurdular, Mellenin ayak oyunlari ile bu örgütün ömrü de çok kisa oldu.

Yeni bir Il yönetimi olusturmak için, Genel Baskan Murat BOZLAK, yöneticiler; Sirri Sakik, Sedat Yurttas, Cihan Sancar ve bir gurup Dehap’li Beni Melle’nin evine çagirdilar, çagrilarina nezaketen tesrif ettim. Benimle genel konular üzerine sohbet edeceklerini düsünmüstüm. Öyle bir teklifte bulundularki, hayretler içinde kaldim. “DBP’yi birak gel HADEP’i örgütle, bu parti güçlüdür. gelecegi parlaktir” dediler. Politikalarini dogru buldugum için DBP deyim, eger sizin politikalariniza inansaydim zaten, sizin yaninizda olurdum dedim.

Bir gün sora Melle hiçbir sey olmamis gibi, tekrar yanima geldi, ” Özgürlük Yolu’nun sana verdigi paranin birkaç misli fazlasini verecegiz, birak gel HADEP’i kur” diyecek kadar, alçaltici ve onur kirici bir teklifte bulundu. Çok sert bir tavirla Özgürlük Yolunda para ile mücadele eden insan bulunmaz deyince, “Dinim, imanim ve namusum üzerine and içerim”, Özgürlük Yolu sana ayda 2 milyon para veriyor sen onun için oradan kopmuyorsun” l996 yada 97 yili olsa gerek. Ben hiç konusmadan gözlerinin içine baktim, bir an bos bulundum, pismanlik duyarak özür dilemesini bekledim. Ne arar o marifet hiç bir sey olmamis gibi, arkasini döndü, yanimdan hizla uzaklasti gitti.

O dönemde oglunu zaten Istanbul’a göndermisti, kendisi de gider gelirdi. Dedikodusu baslamisti; Melle topladigi paralarla yatirimlarini Istanbul’a yapiyor söylentileri kulaktan kulaga dolasiyordu. Nitekim dogru da çikti. En yakin bildigim köylüleri ve akrabalari eger buralara gelirse köye sokmayacaklarini açik ve seçik söylüyorlar. Hele, 1990 larin parasi ile 16 milyarlik bir jeneratör meselesi var hiç bitmiyor.

Ihbar ederek tutuklattiklari, daha sonra cezvaevlerinde intihara sürükledikleri ve daga gönderip kanlari üstüne rant devsirdikleri gençlerin hesabini verecekleri yerde, kire pasa bulasmamis, tertemiz alinlarinin teri ile mücadele eden Kemal Burkay ve gibilerine çamur atiyorlar.

Melle ve melle gibilerinin korkularini anliyorum, Çünkü Kemal Burkay perde ile perdelenmis karanlik ve kirli islerin üzerindeki perdeyi aralamaya çalisiyor. Ama sunu bilsinlerki, bu çabalari bosunadir, tünelin ucu görünmeye basladi.

Burada Bay Melle Nureddine acil sifalar ve daha uzun yillar yasamasini dilerimki; Kemal Burkay’in çabalari ile bir dönem aydilanir ve sizlerde geçmisinizden utanç duyarak, bu aydinliktan yararlanirsiniz. Tabiki, eger kürd halki size firsat verirse.

Fehmi Atmaca

Back to top button