Makale

Vur emrini kim verdi?

Türk Hava Kuvvetlerine ait savas uçaklarinin Uludere’nin Roboskî Köyünde ikamet eden 34 sivil yurttasini öldürmesi olayinin sirri hala çözülmüs degil. Her halinden kaçakçi olduklari belli olan bu kimselere ates emrinin kim veya kimler tarafindan verildigi hala ortaya çikmis degil.

Ülkenin basbakanina „Vur emrini siz mi verdiniz?’ diye soruyorlar:
-„Hasa, sümme hasa, ben böyle bir emir vermedim’ diyor.

Genel Kurmay’a soruyorlar,’ yoksa bu emri siz mi verdiniz?’
-„JITEM ve Ergenekonun aziz basina yemin ederim ki, bu iste bizim bir suçumuz yok’ diyorlar.

Milli Savunma Bakani’na „emir sizden mi çikti?’ diye soruyorlar:
-„Ekmek Kuran çarpsin ki, ben böyle bir emir vermedim’ diyor.

Iç Isleri Bakani:
-„Allah sahidimdir, ben emir vermedim’ diyor.

Sirnak Valisi:
-„Elimi Kuran’a basarim ki, benim bu isten haberim yok’ diyor.

Uludere Kaymakami:
-„Anamin ölüsünü öpeyim ki, ben emir vermedim’ diyor.

Yörenin en büyük askeri komutanina soruyorlar:
-„Anam avradim olsun ki, bu emri ben vermedim’ diyor.

Vatandaslarimiz da hakli olarak:
-„Ulan sayin yöneticiler! O zaman bu emri kim verdi? Ne yani bu vahsi katliam emrini ecinni taifesi mi verdi? ‘ diye soruyorlar. Ama kimseden ne ses çikiyor ne seda.

Bu olay beni alip 52 yil öncesine götürdü. 1950 genel seçimini Demokrat Parti’si kazanip iktidar olmustu. Ama devleti hala Atatürk’ün partisi CHP, diger bir deyisle sivil asker Kemalist bürokrasi yönetiyordu. Örnegin MIT hazirladigi raporlari ülkenin basbakani olan Menderes’e degil de, muhalefet partisinin lideri olan Inönü’ye sunuyordu.

Ismet Inönü hala ülkenin kerameti tartisilmaz ezeli ve ebedi sefiydi. Türk ordusunun bas komutaniydi. Kemalist bürokrasisinin ise tanrisiydi.

27 Mayis 1960 günü Türk ordusu halkin iktidara getirdigi DP’yi devirip ülke yönetimine el koydu. Askeri cunta, halkin seçtigi DP’yi kapatti. Siyaset meydani, CHP’nin insaf ve merhametine kaldi.

Bu durum halkta büyük bir huzursuzluga neden olmustu. Cuntaya yönelik elestiriler, giderek artmaya baslamisti Ihtilalin kimin tarafindan yapildigi üzerine çesitli söylentiler ortaliga yayilmisti.

Herkesin gözü dogal olarak Inönü’ye çevrilmisti. Inönü basina verdigi bir açiklamada:
-„Ihtilali ben yapmadim’ demisti.

Bu sefer gözler Genel Kurmay’a çevrilmisti, onlar da:
-„Hayir ihtilali biz yapmadik’ demislerdi.

CHP yöneticiler:
-„Ihtilali biz yapmadik’ diyorlardi.

Kisacasi kimse askeri cuntaya sahip çikmiyor, herkes topu baskasina atiyordu.

Tam bu asamada Aziz Nesin herkesi sasirtan ve güldüren bir açiklamada bulunmustu. Rahmetlik açiklamasinda söyle demisti:

-„Sevgili yurtaslar! Bildiginiz gibi ülkemizde ciddi bir suç islenmistir. Halkin oylariyla iktidar olan parti, süngü zoruyla devrilmis bulunuyor. Ama kimse bu suçu yüklenmiyor. Korkarim ki bu suç, her zaman oldugu gibi, dönüp dolasip yine benim üzerimde kalacak. Yani kabak yine benim basimda patlayacak. Yarin öbür gün bir cumhuriyet savcisi kalkip, bu isi yapsa yapsa Aziz Nesin yapmistir derse, hiç sasirmayin. Galiba bana yine hapishanenin yolu göründü.’

Hey! Mizahin koca ustasi! Ülken, hala biraktigin yerde duruyor. Hiç bir sey degismis degil. Ülken, 52 sene öncesinde oldugu gibi ciddi bir sikintiyla karsi karsiya bulunuyor.

Devletin savas uçak filosu, 34 sivil yurttasini öldürmüs bulunuyor. 27 Mayis ihtilalinde oldugu gibi, bu suçu da yüklenen yok. Senin gibi kalkip bu katillerin suratina mizah tokatini çarpacak bir üstadimiz da yok.

Söylesene usta, ne olacak bizim halimiz?

Yilmaz Çamlibel

Balkêş e ?
Close
Back to top button