Bizi neler bekliyor?

Yeni bir anayasa yapmak için ugrasiyoruz.
Ne sürede yapariz, içerigi nasil olur, ruhu gene otoriter, devletçi özünü korur mu? Kestirmek zor. Bana sorarsaniz yeni anayasa, yapabildigimiz takdirde, bu toplumun devlete biat etmek ve kuvvetli önderin pesinden gitmek aliskanliklarindan oldukça etkilenecek. Diger yandan, Basbakan R. Tayyip Erdogan’in arzuladigi baskanlik sisteminin gerçeklesebilecegi ana kadar ertelenecek ve baskanlik sisteminin hukuksal çerçevesini çizecek. Tabii bu bireysel bir beklenti. Yanilma olasiligim yüksek.
Madem su veya bu biçimde bir anayasa yapilacak en çok dikkat etmemiz gereken iki sey var. Bunlar ayni zamanda sürmekte olan toplumsal gerginliklerin ve idari sorunlarin da kaynagi. Onlari halledebilirsek toplum da sistem de bir hayli rahatlayacak.
Bunlardan ilki azinliklar meselesi. Azinlik, sayiya, dine, dile, kültüre, cinsiyete, siyasete, soya ve egemenlige (yönetici merkeze) olan mesafeye göre olusan bir durumdur. Yani görelidir. Dolayisiyla her toplumda azinliklar vardir. Soy (etnik), dinsel ve dilsel farkliliklarin yarattigi kültürel azinliklar en dayanikli ve sorunlu olanlardir. Çünkü en iyi azinliklar hukuku bile, azinligi çogunlukla esitlemez. Esitlese bile günlük hayatta var olan deger hiyerarsileri nedeniyle kimi kümeler daha önemli ve etkindir kimi daha az böyledir. Kimi ise kendini “disarida birakilmis” hisseder. Oysa millet (ulus), toplumu olusturan kültürel ve siyasal kümelerin örtüsmesinden olusan birliktir.
Insan kümeleri çesitli nedenlerle azinlik olabilirler ama azinlik muamelesi görmemeleri ve farkli olsalar da azinlik hissetmemeleri için tabi olduklari yasalarin yapimina ve toplumun idaresine katilmalari gerekir. Azinliklarimiz konusunda resmi otoritenin egitim, hukuk ve günlük uygulamalar yoluyla yaydigi kusku, kaygi ve nefret öylesine koyu bir tepki dogurdu ki geçmiste bakan düzeyinde insanlar bile onlarin ne kadar kötü oldugunu gögüslerini gere gere söylediler.
Ogün Samast, bir baris güvercini olan Hrant Dink’i öldürdükten sonra “Bi Ermeni’yi öldürdüm” diye sevinçle haykirdi ve memleketinde bayrak altinda gurur fotografi çektirdi güvenlik elemanlariyla. Geçenlerde askerdeki bir Ermeni genci (Sevag Balikçi) öldürüldü, ulusal bayraga sarili olarak defnedildi. Sosyal medyada biri, “ölene sevinilmez ama galiba sevinecegim” kivaminda bir sey yazdi.
Bir yurttasi öldürülünce sevinebilen baska yurttaslardan ulus olur mu? Nasil zoraki ve korkuya-nefrete dayali bir birlikteliktir ki bu bize ulus olarak belletilmistir? Olmadigi için mi ki silah zoruyla ve zor kullanilarak bir arada tutulmaya çalisilmistir? Zaten otoriterligin kökeninde zoraki birliktelikleri yasatmak olgusu yatmiyor mu?
Ancak bir ülkenin azinliklarinin azinlik gibi hissetmemeleri (yani onlara ayirimcilik yapilmamasi) durumunda birlik ve dirlik saglanabilir. Yeni anayasanin birinci ilkesi bu olmali. Yani bu ülke halkina azinliklardan olusan bir çogunluk oldugu duygusu asilamali. Çogulculuk bu demek. Ikinci ilkesi katilma olmali. Insanlarin kendi hayatlarini ve ortak yasami hangi esaslara göre yöneteceklerine iliskin ilkelerin olusmasina katilmasi demokrasinin özüdür. Baskasinin kararlarina göre yönetilmek, düzenin yurttaslardan yabancilasmasina, yurttaslarin düzenden yabancilasmasina neden olur. Bugünün en büyük sikintilarindan biri budur.
Bu nedenle yerinden yönetim kaçinilmaz bir gerekirliliktir. 1921 anayasamizda vardir. Imzaladigimiz AB Yerel Yönetimler Özerlik Sarti’nda vardir. Yani hem geçmisimizde hem gelecegimizde olan bu ilkeyi geciktirmek, ülkede süren gerginlikleri artirmaktan baska bir ise yaramaz.
Biz merkezi yönetim sistemimizi Fransa’dan aldik. Ama Fransa, bu sistemi 30 yil önce terk etti ve yerinden yönetim ilkesini ve düzenini benimsedi. Bugün Fransiz anayasasinda “Fransa ademimerkeziyetçi bir devlettir” yaziyor. Bu sistemin illaki federatif olmasi gerekmiyor. Egemenlik devri olmadan idari yetkilerin devri yeterince rahatlik saglar. Bu yapilmadigi zaman hak ve özgürlük arayisinin egemenlik devri talebine gittigini görmek o kadar zor mu?
Yapacaksak yeni anayasayi bu esaslar üzerine oturtmaliyiz. Yoksa yapmaya hiç gerek yok. Süren kavga zaten bizi bir yere götürecek
————————————————
3 Mart
Dogu Ergil