Makale

Bu gidisin sonu yok

TC Basbakani son dönemde, kemalist devlet sistemini ifade eden refleksleri sikça göstermeye basladi.

Erdogan sadece refleksleriyle degil, bir kisim söylemleriyle de Türk-Islam Sentezi tornasindan çiktigini, artik kendisi ile Demirel, Çiller, Yilmaz ve Ecevit gibi eski yöneticilerle arasinda herhangi ciddi bir farkin bulunmadigini ortaya koyuyor.

Dersim Katliami nedeniyle CHP’yi suçlayan ve devlet adina özür dileyen Erdogan, Hocali Katliami nedeniyle düzenlenen mitingde tasinan irkçi flamalari, atilan sloganlari ‘münferit’ olarak degerlendiriyor, Iç Isleri Bakani’nin kan kokan, Ermenilere yönelik intikam ve nefret dolu konusmasini onayliyor; mitinge sahip çikiyor.

‘Münferit’ söylemi, TC devlet sistemini en bariz biçimde ifade eden bir söylemdir.

Türk devletini anlamak için, yöneticilerinin ‘münferit’ olarak nitelediklerine bakmak yeterlidir.

Tekçi, irkçi ve soven devlet anlayisi sonucu olan Rahip Santora cinayeti, Malatya’da Zirve Yayinevi Katliami, Hrant Dink’in öldürülmesi birer ‘münferit’ olaylardir.

Sadece bu mu?

AKP hükümeti, devlet terörü ve Kürd sorununun çözümsüz kalmasinin neticelerinden birisi olan ‘tas atan Kürd ocuklarinin’ Pozanti Cezaevi’nde yüz yüze kaldiklari insanlik disi, ahlaksiz uygulamalarin üstüne gitmiyor. ‘Tutuklu çocuk’ sorununa kesin çözüm bulmak amaciyla yasal degisiklikler yapacagina, ‘daha önce de böyle olaylar yasaniyordu’ söylemine sariliyor, birkaç cezaevi yöneticisinin görev yerini degistirmekle yetiniyor.

Hükümet, üstünden bunca zaman geçmesine karsin Roboski Katliami’ni gerçeklestirenleri açiga çikarma, katliam emri verenleri tespit etme ve cezalandirma isini agirdan aliyor, ‘resmin tamaminin açiga çikmasi’ni bekliyor! Sanki bu kendi görevi degilmis gibi…

AK Parti’nin, Adiyaman’da Alevilerin yasadiklari evlerin isaretlenmesi olayindaki tavri da farkli degil.

Olayin basina yansimasinda sonra açiklama yapan ustalik dönemi AK Parti hükümetinin Iç Isler Bakani, isaretlerin çocuklar tarafindan konuldugunu söylüyor!

Basbakan ise, olayi açiga çikartip kamuoyuna yansitan medya ile olayin üstüne giden CHP milletvekiline saldiriyor, olayin arastirildigini, vatandaslarin hükümete güvenmelerini gerektigini buyuruyor.

Oysa Maras’ta da evleri isaretlenerek katledilen Alevilerin devlete, devletin yöneticisi AK Parti hükümetine güvenmeleri için herhangi bir neden yok.

Çünkü Alevilerin tüm insani ve hakli talepleri bugüne kadar karsilanmadigi gibi ‘münferit’ Sivas Katliami Davasi’nin zamanasimina ugramasina birkaç gün kaldi

Kürdler, Ermeniler, Aleviler basta olmak üzere Türk olmayanlara ve gayrimüslimlere yönelik saldirilari ‘münferit’ olarak gören, katillerin yakalanmasi için isi olabildigince agirdan alan devlet, gözünün önünde olan Sivas katliami saniklarini görmedi.

Kirmizi bültenle aranan saniklar devletin gözü önünde ehliyet aliyorlar, dügün yapiyorlar, devlete askerlik yapiyor, emekli oluyorlar…

Tüm bunlarin yani sira faili meçhul cinayetler ile Sivas Katliami ve JITEM gibi davalarda zamanasimi sorununu asmak amaciyla BDP ve CHP tarafindan verilen yasa tasarisi önerilerini daha önce 15 kez reddeden AK Parti, birkaç gün önce de Sivas Katliami davasinda zamanasimini önlemeye yönelik yasa tasarisi önerisini 16. kez reddediyor.

AK Parti hükümetinin kirik notlarini gösteren listeyi daha fazla uzatmanin geregi yok.

Ne yazik ki AK Parti hükümeti son surat devletlûlasiyor.

Son yasananlar, AK Parti sözcülerinin söyledikleri, AKP hükümetinin vaat edilen degisimleri gerçeklestirmek amaciyla ciddi adimlar atmak niyetinde olmadigini gösteriyor.

Degisim ve demokrasi vaadiyle halkin oylarini alarak iktidara gelen AK Parti, halka kan kusturan devlet sistemini degistirmek yerine kendisi giderek degisiyor; devletlûlasiyor.

Basbakan’in sik sik söyledigi ‘ustalasma’, ‘ustalik dönemi’ bu olsa gerek.

Ama bu ustaligin gidecegi yer, Egemen Bagis’in Kibris ve AB raporlari konusunda söylemlerinin de gösterdigi gibi, eski devlet limanidir.

Ki, bu limana demir atanlarin sonunun hiç de hayirli olmadigi tecrübe ile sabittir.

07 Mart 2012

Mesud Tek

Back to top button