CHP kendi tuzagina düstü
Son kamuoyu yoklamalarinda küçük de olsa CHP’nin oylarinda bir kipirdanma olmasi, yeni yönetime toplumun sicak baktigini gösteriyor.
Bunun nedeni büyük olasilikla çifte kurultayda daha kavgasiz bir CHP umudunun yaratilmasiydi.
Ama ne yazik ki bu uzun sürmedi.
Çünkü CHP bir kez daha AK Parti’nin kapsama alanina girerek siyaset yapmaya basladi.
AK Parti akilli bir stratejiyle çöküse geçen egitim sistemini degistirecek daha esnek bir egitim modelini Meclis’e getirdi. Elestirilecek yanlari olmasina ragmen güçlü yanlarinin toplumdaki karsiligi bir hayli fazlaydi.
Bir kere 8 yillik zorunlu egitim darbecilerin dayatmasiydi ve sadece imam hatip okullarini degil, meslek liselerini de, Anadolu liselerini de öldüren bir sistemdi.
CHP bu sisteme alternatif çagdas bir egitim sistemi önerecegine, tutup akilda kalici bir biçimde “8 yil zorunlu egitime” sahip çikti. Kavga etti, zamana oynadi, geciktirmeye çalisti ama basaramadi.
Sonunda ayni gerekçelerle bir kez de meydanlara çikti.
Bu CHP’nin kendi eliyle ya da kendi içindeki radikal aktörlerin dayatmasiyla “siyaset tuzagina” düstügünün isaretiydi.
Buna bir de Kuran’in ve Peygamberimiz Hz. Muhammed’in hayatinin seçmeli ders olarak okutulmasi eklenince, “Yeni CHP”nin tipik CHP rolünü üstlenmesi hiç de zor olmadi.
Bu öneriye sadece MHP degil son dakikada da olsa BDP de destek verdi.
Iyot gibi açikta kalan tek parti CHP oldu. Merdiven alti, kaçak Kuran kurslari hiç mi CHP’yi ilgilendirmiyor?
CHP’nin Tandogan Meydani’nda grup toplantisi yapmasi farkli elestirilere yol açti ama “Yeni CHP” açisindan asil tehlike eski CHP’yle özdes hale gelmesiydi. Bunu belki partinin içindeki “Ulusalci-Kemalist” ekip çok istiyor olabilir ama kendilerine “Yeni” diyen, halka dokunan, yüzde 20-26 araligina sikisan oyu artirmak isteyenler için hayal kirikligi olmali…
Çünkü Tandogan Meydani birkaç açidan Türkiye toplumunun hafizasinda iyi iz birakmis degil. Ilki, CHP’nin o çok elestirilen tek parti döneminin en ceberut valisi Nevzat Tandogan’in adini tasiyor. Hani “Bu ülkeye komünizm gelecekse biz getiririz” diyen o ünlü bürokrat.
Dünkü yazisinda Hasmet Babaoglu, o meydandaki Tandogan adinin degismesi gerektigini söylerken onu “sömürgeci bir aydin tipi” olarak niteliyor ve atildigi üniversiteye dönmek isteyen Osman Yüksel Serdengeçti’ye söyledigi su cümlelere yer veriyor:
“Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne isiniz var? Sizin iki vazifeniz var; birincisi çiftçilik yapip mahsul yetistirmek. Ikincisi, askere çagirdigimizda askere gelmek…”
Simdi merak ediyorum bu sözleri Anadolulu CHP’liler okudugunda ne düsünüyor?
Mesela Dersimli Kemal Kiliçdaroglu, Karsli Gürsel Tekin, Hatayli Nihat Matkap veya Yalovali Muharrem Ince, acaba “Agzindan bal damlamis Sayin Valimin” mi diyorlar yoksa “Bu Ittihat Terakki kalintisi fasist zihniyeti CHP’den silecegiz” mi diyorlar?
Halka tepeden bakanlarin adini tasiyan o Tandogan meydanindan demokrasi çikar mi?
Ikincisi, çok degil daha 2007’de Cumhuriyet Mitingleri adi altinda darbecilerle el ele yapilmis bir mitingiler dizisi hafizalarda sicakligini koruyor. O mitinglere destek veren CHP’nin yüzde 20’leri asmadigi da biliniyor.
Simdi o meydanlara çikip, hem de 2007’nin gerisine düsmek, yeni CHP’ye ne kazandirdi? AK Parti oturup kalkip size dua etmeli… Bu muhalefetle birakin 2023’ü, ötesi bile garanti…
—————————————————
31 Mart, Sabah
Mahmut Övür
