Makale

Yayinlanmayan bir söylesi

Sevgili okurlar, asagidaki söylesi iki hafta kadar önce Star Gazetesi’nden Erdinç Akkoyunlu ile yapildi, ancak yayinlanmadi. Bunun nedeni sanirim verilen cevaplarin gazete bakimindan pek de hosa gider türden olmamasi, hükümetin Uludere konusunda izledigi politikalarin elestirilmesidir. Son dönemde hükümetin kendisine yönelik elestirilere karsi hirçinlastigi ve bunun bir bölüm medyanin tutumunu da etkiledigi görülüyor. Buna iliskin fazlaca yorum yapmak istemiyor, söylesiyi asagida okurlarin degerlendirmesine sunuyorum.

Star Gazetesinden
Sayin Erdinç Akkoyonlu’nun sorularina cevaplar:

– Uludere olayi gerçekte size göre nedir? Komplo mudur; kime karsi yapilmistir?

Bence Uludere olayi su nedenlerle bir hata ya da kaza degil, bile bile tertiplenen ve hayata geçirilen bir katliamdir. Bombalanip öldürülen 34 köylü bir korucu asiretine mensupturlar. Sinir ötesi ticaret veya kaçakçilik da dense, bu isi öteden beri yapmaktadirlar. Bundan köy karakolunun haberi vardir, yani kendilerine göz yumulmaktadir. Üst birimlerin de bu isten haberdar olduklarina kusku olamaz. O gün de karakolun bundan haberdar oldugu, hatta köylülerin gelislerini ve konumlarini bombalamadan kisa süre önce karakola ilettikleri biliniyor. Yerdeki sigara izmaritini bile tespit etmekle övünen heronlarin, toplu halde, katirlariyla ve yoldan ilerlemekte olan köylüleri fark etmemesi, onlarla gerillalari ayiramamasi olanaksizdir. Bölgede predatörlerle kesif yapan Amerikalilarin bu konudaki uyarilari ise cabasi…
Olaydan günler öncesi ‘milli kaynaklardan’ (bu herhalde MIT kaynaklaridir) alinan istihbarattan söz edilmektedir. Bu durumda iki ihtimal söz konusudur. Ya söz konusu kaynaklar bilerek askeri birimleri aldattilar, ya da bu birimlerde, bombalamaya karar veren konumdaki bazi kisiler bunu bile bile yaptilar. Yani akla bir komplo, bir tertip geliyor. Sinir yöresinde yillardan beri bu tür sike operasyonlarin yasandigi, bunlarin sonucu askerlerin ve PKK’lilarin öldügü bilinen bir sey. Bu tertiplerden amaç gerginlik yaratmak, diyalog ortamini ve çözümü engellemek, ayni zamanda hükümeti köseye sikistirmaktir. Bu kez de yapilan ayni sey olabilir ve kurban seçilenler köylülerdir. Eger öyleyse bu olay onu tertipleyenlerin bekledigi yankiyi fazlasiyla yapmistir.

– Saldiriyi Suriye’deki olaylardan bagimsiz düsünmek mümkün müdür?

Suriye olaylarinin Türkiye ile Esad yönetimini, ayni zamanda Iran’i karsi karsiya getirdigi ve Suriye’nin yeniden PKK kartini oynadigi bir sir degil.

– Uludere sonrasinda PKK’nin yaz aylarinda, Anayasa da yapilirken kendi istedigi düzenlemeleri görmezse, yogun çatisma baslatacagi dile getiriliyor. Geçen yil özellikle Siirtt’te Batman’da masum kadinlar kizlar da PKK tarafindan öldürülmüs, bu bölge halkinda da tepkiye neden olmustu. Simdi Uludere olayi ile birlikte PKK’nin saldirilari da mesru bir nitelik mi kazanir bölge halkina göre?

PKK’nin yeni anayasadan neler bekledigi tartisilir. Kanimca PKK Kürt halki için hiç de fazla bir sey istemiyor. Öcalan yakalandiktan sonra yillardir ‘Ne bagimsizlik, ne federasyon, ne otonomi’ diyenler onlar. Üniter devleti ve Kemalizmi savunanlar onlar. ‘Demokratik özerklik’ dedikleri seyin bile içi bos. Öyle olunca bu konu abartiliyor. PKK’nin Kürt halki için pek bir sey istemedigi halde neden bu savasi tazeledigi ise (çünkü 5-6 yil süreyle tek kursun sikmadi) düsündürücüdür. Belli ki savasin nedenleri baska; PKK içinde ve disinda birileri çatismanin durmasini, siyasal ortamin normallesmesini, diyalogu, çözümü ve barisi istemiyor. Dolayisiyla Kürt sorununun çözümünü PKK’ya endekslemek en büyük yanlis olur. Kürt halkinin hak talepleri mesrudur, bunlar herhangi bir pazarliga girisilmeden, suyu yokusa sürmeden taninmalidir. PKK’ya silah biraktirmak için ayrica yapilmasi gerekenler elbet var ve bunlar da yapilmalidir.

– Hükümetin izledigi yol, bölgeyi ziyaret ‘ tazminat tatmin edici oldu mu? Yapilmasi gereken baska neler var?

Hükümetin Uludere olayindaki tutumu hiç de tatmin edici olmadi. Hükümet maalesef krizi iyi yönetemedi. Sivillerin bombalanmasi komplo olmasa bile, en basta da hükümeti güç duruma düsürecek büyük bir beceriksizlikti. Olayin ardindan yapilacak is bunu yapanlara tesekkür etmek ve giden onca can için bir miktar para ödeyip meseleyi kapamaya çalismak degil, bu isin üzerine ciddi biçimde gitmek, açikça özür dilemek, sorumlulari ‘ister komplo, ister beceriksizlik- açiga çikarip cezalandirmakti. Kamuoyu ancak böyle tatmin olur ve bu olayi sömürmek isteyenler varsa ‘ki vardir- onlarin sevinci de kursaklarinda kalirdi.

– Diger düsünceleriniz nelerdir?

Bence sorunun bir de diger yani var. Bu aci olaya yol açan temel neden süregelen çatisma ortamidir. Kürt sorununu çagdas örneklerine uygun olarak esitlik temelinde çözüp silahlari susturmadan benzer acili olaylar devam edecektir. Yani asil bu temel nedeni ortadan kaldirmak gerekir. Ikincisi de bölgede, ayni zamanda yillardir süregelen bu çatisma ortaminin yol açtigi issizlik ve yoksulluktur. Kaçakçiliga yol açan da budur. Sinir ticaretini yasal ve güvenilir bir biçime kavusturmak gerekir. Bu olmadan da benzer olaylar yasanabilir.
Kemal Burkay
25 Mayis 2012

Kemal Burkay

Back to top button