‘Kuzey Suriye’ için bes nokta! Suriye’nin Kürtleri Türkiye’yi nasil istikrarsizlastirir?
Türkiye eger kendi Kürt sorununu kendine dert edinir ve kapsamli bir oyun plani hazirlarsa rahat eder, manevra alani hem bölgede, hem kendi sinirlari içinde genisler. Yoksa ‘yeni Suriye’yle birlikte, tipki Kuzey Irak olayinda oldugu gibi, derin bir istikrarsizlik kaynaginin etki alanina girer.
Türkiye’de yillar yili Irak hakkinda söylenen sarkilar, simdi Suriye konusunda kulagimiza çaliniyor.
Irak bölünmesin!
Irak federasyon olmasin!
Özerk bölgelere ayrilmasin!
Bunlar ‘kirmizi çizgiler’di.
Irak Kürtlerinin bagimsiz bir devlete sahip olmalari ya da federasyon veya özerklik halinde yasamalari, Türkiye’nin Kürtlerine ilerisi için mazallah kötü örnek olurdu.
Bu nedenle Sah’in Iran’iyla, Saddam’in Irak’iyla isbirligi içinde Kürtler nasil yola gelir sorusuyla bas basa yillarimiz geçti.
Ama is yine olacagina vardi.
Özal, bunun böyle gidemeyecegini anladi ve bizden baska cümle alemin iliski içinde bulundugu Irakli Kürt liderlere 1990’larin basinda kapiyi açti.
Türkiye’nin o zamana kadar asiret reisi muamelesi yaptigi, arada bir sadece kaymakamlara muhatap ettigi Celal Talabani (bugün Irak Devlet Baskani) ve Mesut Barzani ile (bugün Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Baskani) iliski kurduk.
Kiyamet koptu ama iyi oldu.
O KIRMIZI ÇIZGILER…
Fakat Ankara’da yine de degismeyenler vardi. Irak bölünmeyecekti, Irak’ta federasyon ve özerk devlet yapilari kurulmayacakti.
Yani kirmizi çizgilerimiz…
Ancak, Ankara’da bir degismeyen daha varligini sürdürüyordu 1990’larda:
Kürtlerin inkari…
Irak’a karisip federasyon da, özerklik de olmasin diyen Türkiye, kendisi için demokratik bir oyun plani ortaya çikaramiyordu. Kürtleri yok sayan devlet ezberi Türkiye’nin politikalarina damgasini vurmaya devam ediyordu.
Neydi bu ezber?..
Türkiye’de Kürt sorunu yoktu, terör sorunu vardi; Kürt sorunu yoktu, as ve is sorunu vardi.
Sonra savas dönemi geldi.
Irak fiilen bölündü.
Kürtler federasyon adi altinda kendi kendilerini yönetmeye basladilar. Askeriyle polisiyle, partisiyle parlamentosuyla, okuluyla üniversitesiyle ve petrolüyle artik Türkiye’nin de varligini tanidigini, Talabani’yle Barzani’ye Ankara’da devlet baskani muamelesi yaptigi Kürt yönetimi Kuzey Irak’ta kuruldu, bir Kürt devletinin çekirdegi atildi.
Kisacasi:
Bizim kirmizi çizgiler buharlasti, eski deyisle tebahur edip gitti.
ASIMILASYON DAHA BITMEDI
Biz bu arada özellikle Ak Parti iktidariyla birlikte 2000’lerde Kürt sorunu konusunda bir hayli mesafe aldik. Sorunun sadece terör sorunu, PKK sorunu olmadigina dair olumlu örnekler sergiledik. Demokratik açilim, Oslo süreci yasandi.
Ama sonra tikandi her sey.
Bu olumlu süreçleri Basbakan Erdogan daha çok PKK’nin dagdan inmesine ya da af meselesine indirgedi.
Tayyip Erdogan’in Çankaya ve 2014 hesaplari, 2023 hayali ve bunlar için gerekli yüzde 50 ve üstüne iliskin hirsi her seyi bastirmaya basladi.
2009 yilindan itibaren, ‘Benim için Kürt sorunu bitmistir; Kürt sorunu yok, Kürt vatandaslarimin sorunu var’ demeye basladi Erdogan. Ve sunu hep tekrarladi:
‘Inkar yok, asimilasyon yok!’
Oysa, Kürtçe seçimlik dersin hâlâ tartisildigi, Kürtçe egitimin bölücülük olarak görüldügü bir ülke burasi.
Daha hâlâ Kürtçe yer isimlerinin yasaklandigi, daha bu yakinlarda Diyarbakir’da 19 parka verilen Kürtçe isimlerin iptal edildigi bir ülke burasi…
KCK operasyon ve davalariyla 8 bin kisinin tutuklu oldugu bir ülke burasi…
Kürt gazetecilerin mahkeme ve hapishane kapilarini asindirdiklari bir ülke burasi…
Uludere gibi korkunç bir katliamdan dolayi devlet tarafindan bir özürün bile esirgendigi bir ülke burasi…
Daha çok satir basi verilebilir.
Böyle bir ülkede, ‘Inkar ve asimilasyon bitti’ demenin inandiriciligini da geçiyorum.
Tekrar basa dönüyorum.
Bir zamanlar Ankara’da Irak için çalinan plak, simdi Suriye için çalinmaya basladi.
O zaman kirmizi çizgiler vardi.
Simdi de var. Suriye bölünmesin diyoruz. Aman özerklik olmasin diyoruz. Sakin ola PKK sizmasin diyoruz.
Ama gel gör ki, Irak konusunda o zamanlar oldugu gibi, simdilerde de bir büyük eksigimiz var:
Gerçek bir oyun plani!
OYUN PLANI…
Kim bilir kaç kez yazildi ama bir kez daha altini çizmekte yarar var.
1- Kürtler kendi içlerinde artik bölünemez. Iran, Irak, Suriye, Türkiye Kürtlerini birbirine düsürme zamani, böl-yönet devri kapanmistir. Kürt örgütleri, kendi aralarindaki esgüdümü kolay kolay elden birakmayacaklardir.
2- Dört ülkeye dagilmis Kürtleri günün birinde Büyük Kürdistan adi altinda bulusturmak, bir ideal olarak Kürtlerin kafasinin arkasinda ya da gönlünde yasamaya devam edecektir.
3- PKK’nin Suriye Kürtleri arasindaki etkinligi, gücü bir vakiadir.
4- Esat sonrasinin ‘yeni Suriye’sinde Suriye Kürtlerinin Türkiye sinirina bitisik yerlerde özerkligi çok yakin ihtimaldir.
5- Türkiye eger kendi Kürt sorununu kendine dert edinir ve demokratik hak ve özgürlüklere dayanan kapsamli bir oyun plani hazirlarsa rahat eder, manevra alani hem bölgede, hem kendi sinirlari içinde genisler.
Yoksa ‘yeni Suriye’yle birlikte, tipki Kuzey Irak olayinda oldugu gibi, yeni ve derin bir istikrarsizlik kaynaginin etki alanina girer Türkiye…
Evet, bir oyun plani lazim Ankara’ya!
Kürt sorununu inkar etmeyen, Kürt sorununu kendine dert edinen, Kürtlerin haklariyla birlikte baris yolunu açmaya çalisan istikrarli ve demokratik bir Türkiye’dir, bölgede çok daha etkili ve büyük roller oynayabilecek olan…
————————————————
Milliyet-26 Temmuz
Hasan Cemal