Makale

Kürt sorununa iliskin sorular

“Kürt sorunu” denen olgu konusunda çok yazi yazildi, arastirmalar yapildi, öneriler ileri sürüldü.

Geldigimiz yer (en azindan siyasal söylemde) “Kürt sorunu yoktur; terör sorunu vardir” oldu. Demek ki terör sorunu yaninda bir Kürt sorunu oldugunu anlamamiz için daha fazla zaman, kaynak ve insan kaybina katlanmak zorunda kalacagiz. Ya gelecekte bu tutumun yanlis oldugunu anlar da elimizdeki hukukun, siyasal ve idari kurumlarin ve yönetim tarzinin çözüme el vermedigini kavrarsak ne olacak? Hele sorun artik ulusal degil bir bölgesel, yani uluslararasi olguya dönüsmüsse?
O nedenle anlamakta (yoksa varligini kabul etmekte mi desek) zorluk çektigimiz “Kürt sorunu” konusunda daha etraflica düsünmek zorundayiz. Bunun en iyi yolu bir dizi soru sormak ve onlari yanitlamak. Bugün sorulari soralim ilerleyen günlerde yanitlari birlikte arayalim:
1- “Kürt sorunu” (KS) sadece Kürtler’i ilgilendiren bir konu mu yoksa nüfusun Türk unsurunu ülkenin, devletin ve egemenligin tek sahibi sayip geri kalanlari önemsizlestiren ve tabii unsurlar haline getiren siyasal sistem sorunu mudur?
2- Eger etnik (soy) olarak Türk addedilenlerin Sünni Müslüman oldugu varsayilir ve bu kimlik ögeleri resmen kayirilirsa sadece Kürtler’in degil tüm diger soy ve inanç kümelerinin ayirimciliga ugradigi bir”yurttaslik sorunu”nun var oldugu düsünülebilir mi?
3- Siyasal siddetin (terörizmin) bir neden degil sonuç oldugu kabul edilmez, ortaya çikis ve sürme nedenleri titizlikle incelenmezse güvenlik, istikrar ve toplumsal baris nasil saglanacaktir?
4- PKK, KS’nin nedeni midir, sonucu mu?
5- Kürt milliyetçiligi, Türk milliyetçiliginin istek disinda dogmus çocugu mudur? Çok etnili bir toplumda ulus ve ulusçuluk tek etnik kümeye dayandirilirsa bu birlik mi ayrisma mi getirir?
6- Kendilerini Türk olarak tanimlayan yurttaslar, Kürtler’in ve diger soyla inançtan olan yurttaslarinin siyasal ve yasal esitligini kabul edecekler, onlarin kendilerinin yararlandigi tüm kültürel ve yurttaslik haklarindan yararlanmalarini destekleyecekler midir? Bunu yapmazlarsa, ülkedeki ayrismanin ve memnuniyetsizligin siddete evrilmesinin bedelini ödemeye hazir midirlar?
7- Halk tabaninda artan ve yayginlasan siddetin daha fazla güvenlik önlemleri, parti kapatma ve daha baskin siddetle önlenebilecegine gerçekten inanilmakta midir?
8- Eger BDP, PKK’yi dengeleyecek bir siyasal kurum haline gelemezse hükümet barisçi ve demokrasiyi savunan baska (ama bagimsiz) Kürt siyasal örgütlerinin ortaya çikmasini tesvik etmeli midir? Yoksa bu beklenti, hükümetten icazet almayan tüm Kürt örgütlenmelerinin yasaklanmalari gelenegi nedeniyle bir ham hayal midir?
9- Eger hükümet, Kürtler’in çogunlugunun destegini veya alternatif Kürt örgütlerinin önderliginde barisçi bir siyaset tarzinin gelismesini saglayamazsa, PKK tüm Kürt siyaset arenasinin (ülke içinde ve disinda) tekelini ele geçirir mi?
10- PKK’nin tüm Kürtler’i yönetme istahi, Kürtler için bir kurtulus yolu mudur yoksa onlari otoriter ve sorgulanamaz bir yönetim tarzina mahkûm mu edecektir? PKK’nin amaci, Kürt haklari ve gelismis bir demokrasiden çok yönetebilecegi bir Kürdistan’a sahip olmak midir?
11- KS baglaminda Türk devletinin PKK’yi yenilgiye ugratmaktan baska bir stratejisi var midir?
12- Bir zamanlar iktidar(lari) ugruna kimi Türkler (derin devlet) diger Türkler’i öldürürdü; simdi ise kimi Kürtler (PKK), tüm Kürtler’i yönetebilmek için bas egmeyenleri öldürmekte veya “kurtulus” vaadiyle ölüme sürmekte midir? Yurttaslar hep birilerinin iktidari için ölmek zorunda midir? Kurtulus, refah, istikrar ve demokrasinin yolu bu kadar kanli mi olmalidir?
13- Türkler veya halkin çogu, devam etmekte olan siddet olaylarina siyasal bir olgu olarak degil, uzak daglarda ve platolarda güvenlik güçleriyle yasa disi silahlilarin mücadelesi olarak bakip bunun topluma her alanda ne kadar büyük zarar vermekte oldugunu anlamakta zorluk mu çekmektedir? Basin bu duyarsizliga katkida bulunmakta midir?
14- Türkiye halki, “Arap Bahari” nedeniyle bölgede açiga çikan müthis toplumsal enerjinin önünde sonunda ülkenin kati merkeziyetçi idari yapisini ve devletçi siyasal kültürünü önüne katip sürükleyecegini görmemekte midir?
15- Türkiye halki KS’nin kendi ülkelerine ait ve burada çözülebilecek bir olgu oldugunu sanip kendilerini aldatmakta midir?
16- Kuruldugundan beri devam eden bir sorunu çözmeden herhangi bir devletin bütünlügünü ve siyasal istikrarini koruyabilecegine inanmasi mümkün müdür? Bu ruh hali saglikli midir?

—————————————-

Bugün-25 Agustos

Dogu Ergil

Balkêş e ?
Close
Back to top button