Hakpar Kongresi üzerine
Siyasal yasamda kongreler partiler için büyük öneme sahip. Çünkü siyasal amaçlar ekseninde olusan partiler kongrelerde bu amaçlarinda degisiklige gidebilir yani programindan tutun da parti ismine kadar hatta genel baskanindan tüm yönetici kadrolarina kadar bir çok degisiklik yapabilirler. Ondan dolayi da partilerde en yetkili merci kongrelerdir.
Daha önce Demokrasi ve Baris Partisi (DBP) ve Hak ve Özgürlükler Partisi (Hakpar) gibi siyasi partilerin kongre çalismalarina katilmis ve kongre heyecanini ülke içinde yasamis biriyim. Zorunlu bir tercihle ülke disinda yasamak zorunda olan ve siyasal mücadeleye katki sunarak katilan biri olarak yaklasan Hakpar kongresi üzerine bir kaç sey yazmak istedim.
Ülke disindan, ülkenin siyasi atmosferinden uzak ülkeye yapilabilecek katkilar tabiki de sinirli. Çünkü tüm sartlar (ekonomi disinda) bizim aleyhimizde. Öyle olunca da agzimizi her açtigimizda arkadaslarimiz ülke sartlari böyle gerektiriyordu onun içinde böyle yapmak zorunda kaldik gibi söylemlerle kendilerine hakli bir misyon çikarmaya çalisiyorlar. Durum böyle olunca da dogal olarak bize düsen tek bir sorumluluk kaliyor susmak. Çünkü zaten biz bu maçta sahanin disina zorunlu çiktigimiz için eksi puanla maça devam ediyoruz…
Konuyu fazla dagitmadan Hakpar kongresine dönecek olursak, basindan takip ettigimiz ve ülkedeki dost ve arkadas çevrelerimizden edindigimiz bilgilere göre Hakpar’in kongre çalismalari hummali bir sekilde devam etmekte.
Kemal Burkay (Kemal abi)’in ülkeye dönmesiyle yeni bir heyecan ve farkli bir atmosfer estigi bir gerçek. Bu gerçekten hareketle siyasi mücadeleye de ivme kazandirmak isteyen arkadaslarimizda, azda olsa bir hareketlilik gözlenmekte. Bu hareketliligi biraz da fazlalastirmak ve süreklilestirmek istiyorlar. Bundan hareketle Kemal abinin de rizasi dogrultusunda Kemal abiyi Hakpar’in 5. Kongresinde Genel Baskan seçmek istiyorlar.
Basinda yayinlanan açiklamalarina göre büyük bir aksilik çikmazsa Kemal abi Hakparin bu kongresinde partinin basina geçecek yani Hakparin Genel Baskani olacak. Kemal abinin Hakpar gibi bir partinin basina geçmesinin olumlu ve olumsuz birçok yönü var. Ben inaniyorum ki Kemal abi tüm bunlari düsündükten sonra bu kararini vermistir. Gerek ulusal kurtulus mücadelesine ve gerekse de Kemal Burkay’a inanlar olarak bize düsen Kemal abinin bu kararini desteklemek.
Siyasal mücadelelerde karar almak da, o karari uygulamakta kolay degil. Hele bizim gibi 3. bir dünya ülkesinin esareti altinda yasayan bir halkin siyasi mücadelesini yürütenler için hiç kolay degil.
Kongre hazirliklari devam eden Hakpar, mevcut kadrolardan yöneticilerini seçmektense su veya bu sekilde bu partiyle iliskileri kopmus arkadaslarimiza gitmeleri gerektigini düsünüyorum. Çünkü kolay yetismeyen kendi kadrolarimizi bir degirmen gibi yuttuk. Bu da bizi büyütmek yerine küçülttü.
Hakpar kitlesellesmek istiyorsa öncelikle yapmasi gereken partiyi Diyarbakir ve Diyarbakirlilar ekseninden çikarmali. Her Kürdün gönlündeki Diyarbakir’in yeri tabiki tartisilamaz. Fakat partiyi de sadece bir alana sikistirmak da dogru degil. Mevcut kadronun büyük çogunlugu Diyarbakirli. Öncelikle yapilmasi gereken bu tabloyu degistirmek diye düsünüyorum. Çünkü mevcut yapi kitsellikten uzak. Yönetim kadrosu Kürdistanin her yerinden birer temsileyetle olmali. Bu temsiliyete toplumun her kesimiden kadrolari da (isçi, gençlik, kadin)kapsamali.
Ayrica kliselesmis eylem tarzlarini bir yana birakip sokak diliyle eylemliliklere gidilmeli. Siyasal anlamda kitlesellik bunu gerektirir. Maalesef muvcut kadrolar suana kadar bundan uzak durdular. Durmaya da devam ediyorlar. Bu da partiyi kitsellestirmekten uzaklastirdi. Burada bir parantez açarak son bir iki yildaki bazi eylemlerini saymazsak.
Sürekli olarak hosgörü ve tahammül gibi sözcükleri dillendiren arkadaslarimizin maalesef bunlari hayata geçirme noktasinda eksik kaldiklarini görüyoruz. Durum böyle olunca da elestiri ve özelestiri mekanizmasi hep eksik kaliyor. Bu da beraberinde kendine güvenen özgür birey profilini ciddi bir sekilde erozyona ugratiyor.
Aslinda söylenmesi gereken o kadar çok sey var ki, tüm bunlari bir kenara birakarak diyorum ki yolumuz uzun ve bizim yapmamiz gereken daha çok isimiz var onun içinde biraz Empati diyorum sadece biraz Empati…
Aydogan Inal