Makale

Cumhuriyet ve temel taslar meselesi…

Cumhuriyet’in kurulus döneminde farkliliklari yok sayan zihniyetin 89 yildir bugünlere nasil uzandigini, Cumhuriyet’in ‘tek tipçiligi’nden Tayyip Erdogan gibi en çok yakinmis olanlarin diline nasil sizdigini da düsünebilirsiniz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulusundan bu yana dile kolay tam 89 yil geçti.
Peki, taslar yerli yerine oturdu mu?
Bu soruyu yanitlamaya çalisirken, biliyorum, bardagin dolu ve bos tarafindan söz edilebilir.
Yazimin konusu bu degil.
Taslar yerli yerine oturdu mu derken, ‘temel taslar’dan söz ediyorum.
Su günlerde gazetelerin mansetleriyle köselerini, televizyonlarin tartisma programlarini söyle bir hatirlayin, düsünün.
Kurulusundan bu yana 89 yil geçti ama Cumhuriyet’in nasil kutlanacagi hala tartisma konusu.
Iktidarla muhalefet karsi karsiya gelmis durumda. Ankara için gündeme getirilen alternatif kutlama istekleri reddediliyor.
Normal mi bu yasakçilik?
Mansetlerde, televizyonlarda bir baska güncel konu var, yine Cumhuriyet’le ilgili.
Büyük haber diye veriliyor:
Çankaya Köskü’nde Cumhuriyet Bayrami resepsiyonu kaç yildir ilk kez sadece esli olarak verilecek.
Sayin Cumhurbaskani’nin esinin basi örtülü oldugu için, onun elini sikmak istemeyen özellikle asker kisiler nedeniyle 29 Ekim resepsiyonlari esli ve essiz olarak iki kez yapiliyordu Çankaya’da.
Simdi bu ayip kalkiyor.
Normallesme mi?..
Bir bakima öyle, bir bakima degil. Çünkü basörtüsü meselesi bugün hâlâ tümüyle çözüme kavusmus degil.
Merve Kavakçi’nin Meclis ‘Darbe Komisyonu’ndaki, ‘Basörtülülerin 28 Subat’i bitmedi’ sözünde gerçek payi var. Ahmet Tasgetiren Bugün gazetesindeki kösesinde geçen gün söyle yaziyordu:
‘On yillik AK Parti iktidarina ragmen ve AK Parti’nin en temel elemanlari kendi bünyelerinde bu zulmü yasamisken, basörtüsü konusunda 28 Subat sablonu önemli ölçüde devrede…’
Cumhuriyet’in kurulusundan bu yana 89 yil geçti ama biz hâlâ ‘basörtüsü ayibi’ndan dogru dürüst kurtulabilmis degiliz.
Normal mi?
TBMM çatisi altinda partiler arasi bir komisyon yeni anayasa konusunda gittikçe yilan hikâyesine dönen bir çalisma içindeler. Cumhuriyet tarihinin askeri darbe ürünü olmayan ilk sivil anayasasini yapmak için cebellesiyorlar.
89 yil geçmis.
Hâlâ sivil anayasamiz yok!
Siviller hâlâ demokratik bir anayasa yapabilmis degiller.
Normal mi?
Yine medyanin mansetlerinde dolasan habere göre, yine Meclis’teki bu anayasa komisyonu, vatandaslik tanimi üzerinde de anlasamamis.
Cumhuriyet’in kurulusundan beri dislayici olmayan, demokratik bir ‘vatandaslik tanimi’nda anlasamiyorsak normal mi bu?
Bir baska soru:
Demokratik, dislayici olmayan bir vatandaslik taniminda anlasamazsak, Kürt sorunu nasil baris rayina oturacak?
Normal mi bu da?
89 yildir, Kürt sorununu çözmek bir yana, gitgide derinlestirmek hiç normal olabilir mi?
Bu pencereden cezaevlerinde Kürt gençlerinin, PKK’lilarin yaptiklari açlik grevlerine, ölüm oruçlarina ve bunlarin nedenlerine sogukkanli yaklasilirsa, 89 yillik Cumhuriyet’in bazi temel yanlislarina iliskin ipuçlari yakalanmaz mi?
Basbakan Erdogan’in Elazig konusmasindaki, ‘Yezidi de olsa insana insan oldugu için yine deger veririz’ sözlerindeki önyarginin veya ‘nefret söylemi’nin Ezidi toplulugunda yaratmis oldugu tepkiyi anlamaya çalistiniz mi?
Veyahut:
Cumhuriyet’in kurulus döneminde farkliliklari yok sayan zihniyetin 89 yildir bugünlere nasil uzandigini, Cumhuriyet’in ‘tek tipçiligi’nden Tayyip Erdogan gibi en çok yakinmis olanlarin diline nasil sizdigini da düsünebilirsiniz.
Kisacasi:
Cumhuriyet’in kurulusundan bu yana 89 yil geçmesine ragmen temel taslar hâlâ yerli yerine oturmus degil.
Hüzün verici.
Herkesin mübarek Kurban Bayrami’ni kutluyor, iyi tatiller diliyorum.

————————————————-

Milliyet-25 Ekim

Hasan Cemal

Back to top button