Gerçekler, Detaylarda Gizlidir

Müslümanlarin kutsal kitabi olan Kuran’da Insanlar mahlukatin esrafidir. Yani insanlar varliklarin en kutsalidir’ deniliyor. Ne var ki etrafimiza baktigimizda görüyoruz ki, eli öpülecek insanlar oldugu gibi, yüzüne tükürülecek insanlar da var.
Her yerde ve her zamanda sahit oldugumuz gibi, insan denilen mahluk, hem dünyanin en soylu, hem de dünyanin en soysuz isini ayni maharetle yapan bir varliktir. Tüm islerini, bir amaca ulasmak için, düsünerek ve planlayarak yapar.
Insanlarin büyük bir bölümü, gerçek niyetlerini bilinç altina iter ve onlari kontrol altinda tutar. Böylece, gerçek niyetini gizler, kitleleri yaniltir, kandirir ve kullanir.
Böyleleri, insanlari kullanmak, yanlis hedeflere yöneltmek, baskasina karsi kiskirtarak vurusturmak için durmadan yalan söylerler. Gerçekleri sulandirirlar, olaylari çarpitirlar. Zaman içinde, aklindan beyaz geçmesine ragmen, agzindan siyah kelimesini çikaracak kadar ustalasirlar.
Bu ustaliga ragmen bazen, kin, nefret, asiri kizginlik ve öç alma gibi nedenlerle, bilinç altindaki kontrol mekanizmasi bozulur. Baski altinda tuttugu seyler, bir anda dilinin ucuna geliverir. Iste o zaman, agzindan gerçek niyetini gözler önüne seren, onu ele veren sözler dökülmeye baslar.
Türk Basbakani Tayyip Erdogan, buna örnek gösterilecek bir kisilige sahiptir. Erdogan, geçenlerde partisindeki Kürt milletvekilleriyle bir toplanti gerçeklestirdi. Bu toplantida bulunan milletvekilleri, basbakana yumusak ifedelerle bazi elestirilerde bulundular.
Bunun üzerine Erdogan’in bilinç alti üzerinde kurdugu baski ve kontrol mekanizmasi gevseyince, agzindan su iki cümle çikti. Biz bir orkestrayiz. Orkestrada farkli bir ses çikarsa, kurulu düzen bozulur’ Iste bu iki cümle, Erdogan’in insan haklari, demokrasi, esitlik, adalet, sosyal hukuk devleti, çogulculuk konularindaki gerçek durumun ortaya çikti.
Bilindigi gibi basbakan, kitleler önünde yaptigi açiklamalarda, Kürt, Alevi, Roman, Arap, çerkez ve Gürcüleri tanidigini, onlarin temel insani haklarinin verilecegini, bunun için yasal düzenlemelere gidilecegini söylüyor.
Fasizmin üniformasidir’ diyerek ilk okul ögrencilerinin önlüklerini çöpe atiyor, üniter yapidan çogulculuga geçecegini söylüyor.
Ne varki orkestrayla ilgili sözleri, onun üniter Kemalist rejimin kararli bir savunucusu oldugunu gösteriyor. Bu durum onun demokrasiyle ilgili çifte stardartli biri oldugunu gösteriyor.
Bilindigi gibi orkestralarda, çesitli enstrümanlar vardir. Bunlarin hepsi bir birinden farkli sesler çikarir. Orkestrayi yöneten maystro, elindeki çubuklla, bu farkli sesleri bir biriyle uyumlu hale getirerek, hos bir armoniye yaratir. Yani tüm farkli sesler, bir birbirini tamamlar ve müzigi tek seslilikten çok seslilige dönüstürür.
Bu renklilik ve zenginlik, insanlarin ruhunu oksar. Onlara mutlu anlar yasatir. Insanlar, çok sesli müzigin o harika atmosferi içinde, ruhsal bir doyuma ulasirlar. Insan olmanin erdemini beyninde ve ruhunda his ederler. Mutlu olur ve hayata daha siki sarilir, daha sevecen bir karekter edinirler. Çogulculugun renkliligi ve zenginligi kitlelerin gönlünde ve beynine yerlesir, kök salar.
Ama, hayati üniterlik üzerine kuran insanlar, bu çok sesliligi teneke gürültüsüne benzetiyorlar ve sevmiyorlar. Onlar, tek sesli müzigi severler. Uçsuz bucaksiz bir çölde agir adimlarla yürüyen bir devenin boynundaki çanin yeknesak sesini severler. Bu durum, siyasi, sosyal ve kültürel yasamda da geçerlidir.
Geri kalmis toplumlarin yöneticileri, çok sesli müzigi sevmedikleri gibi, çok partili rejimleri de sevmezler. Çagdas çogulcu düzeni Her kafadan bir ses çikaran, toplumu kaos ve anarsi içine sürükleyen rejim’ biçiminde nitelendiriyorlar.
Bunun için durmadan Tek devlet, tek vatan, tek bayrak, tek din, tek mezhep, tek dil, tek ideoloji ’ diye bagirip duruyorlar.
Bu irkci, totaliter, üniter, çagdisi Kemalist rejimin taklitçisi olan Kürt yöneticileri de, halka toplum içinde var olan tüm seslere kulagini tikayip, tek enstrümanli orkestrasina katilmayi dayatiyorlar.
Kisacasi ha Türk ha Kürt, çagdisi kalmis bu insanlar, doga ve sosyal yasamda var olan çogulculuga inat, üniterlegi savunuyorlar. Ama, bu özlemlerini kitlelerden gizliyorlar.
Eger, kandirilmak, kullanilmak, papagana dönüsmek, robotlasmak ve gönül verdigimiz davaya zarar verecek bir duruma düsmek istemiyorsak, hayata elestiriyel bir gözle bakmayi ögrenmemiz gerekiyor.
Insanlarin bilinçaltlarini okumayi ögrenmemiz gerekiyor. Bize söylenenleri beynimizde ciddi bir elestiriye tabi tutmamiz gerekiyor. Hatta, kendi bilinçaltimizi da okumamiz, kendi dogrularimizdan bile süphe etmemiz gerekiyor.
Kisilerin gerçek düsüncesini ögrenmek istiyorsaniz eger; sizinle konusan insanlarin gözlerinin içine bakin, ses tonunundaki degismeleri farkedin, degisen yüz rengine, tiklerine ve mimiklerine dikkat edin, beden dilini okumaya özen gösterin. Ancak bu sekilde, insanlarin gerçek niyetini anlaya bilirsiniz, yalanlarini yakalaya bilirsiniz.
Kisacasi insanlarin bilnçaltini okuma ustaliginiz yoksa eger, kandirilmaktan ve kullanilmaktan kurtulma sansiniz yoktur. Çünkü gerçekler, insanlarin bilincinin altinda gizlidir.
Saglikli, huzurlu, mutlu bir yil geçirmenizi diliyorum. Tüm okuyucularin yeni yili kutlu olsun.
Yilmaz Çamlibel