Çatisma çözümü
Nihayet yeniden konusuluyor. Eskiden oldugu gibi tamamen gizli kapakli da degil. Besir Atalay’in Milliyet beyanindan sezilen hiçbir aktörün de dislanmayacagi. Bu gelismelerden memnuniyet duymamak mümkün degil. Konusan, eninde sonunda savasmaz.
Taraflarin beyanlarina, 2004’teki sinirdisina çekilme esnasinda TSK’nin taarruzu sonucunda yitirilen güvene, 2009 açilimindaki hayalkirikligina ve çatisma çözümü konusundaki toyluga istinaden bu olumlu adim hangi kosullarda meyve verebilir? Sanirim temel soru bu.
Yol haritasinda yine bir biçimde varoldugu ifade edilen üç temel konuya egilelim bugünlük. Hükümet tarafinin deyimiyle silah biraktirma, diger taraftan egitimde anadil ve bölgesel yönetim. Bu iki talep, nihaî çözümün temel taslari ve Kürt tarafinin olmazsa olmazlari.
Dünyada benzer çatismalarin çözümünde silah birakma/ biraktirma hayatî önemde olsa da çogu zaman çözümün önkosulu olarak tezahür etmiyor. Çözüm öncesinde silah birakmanin bir tek önkosulu var: karsilikli güven! Güven olmayinca silah birakilmiyor, öyle olunca da silah birakmayi önkosul olarak öne süren taraf kendini masaya oturmaktan men ediyor. Çatisma, sorun sürüp gidiyor.
Avuç içi kadar Kuzey Irlanda’da silah birakma on üç yilda tamamlandi ve sürece nezaret eden Uluslararasi Komisyon daha 2010 subatinda lagvedildi. Kuzey Irlanda’da müzakerelere baslamanin önkosulu IRA’nin silah birakmasi degildi. Silah birakma, nihaî anlasmanin kosuluydu. Müzakereyle silahsizlanma eszamanli yürüdü. Anlasma esnasinda silah artik yoktu.
Çatisma çözümlerinde sorunlarin topyekûn ele alinmasi ve zamana yayilmasi önemli. Misâlen silahsizlanma ayni zamanda silahtan siyasete geçis ya da silahlilarin bir sekilde toplum hayatina dâhil olmalari demek. Kavram literatürde ‘Disarmament, Demobilisation, Reintegration’ yani ‘Silahsizlanma, Terhis, Topluma Kazandirma’ olarak geçiyor. Pek çok ülkede dünün ‘teröristleri’ bugünün siyasetçileri degil mi?
Egitimde anadil sorununa gelirsek, Kürtçenin seçmeli ders olarak dahi ögretimine Anayasa 42. Madde engel. ‘Türkçeden baska hiçbir dil, egitim ve ögretim kurumlarinda Türk vatandaslarina ana dilleri olarak okutulamaz ve ögretilemez. Egitim ve ögretim kurumlarinda okutulacak yabanci diller ile yabanci dille egitim ve ögretim yapan okullarin tabi olacagi esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarasi andlasma hükümleri saklidir’ diyor maddenin son paragrafi. Bu el yordamiyla kalkacak bir engel degil.
Özerklik, kendi kendini yönetme, federasyon gibi terimlerle ifade edilen ademimerkeziyet talebine ise Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Sarti’na koyulmus olan çekincelerin kaldirilmasiyla cevap verilebilecegi saniliyor. Birçok kez yazdim, tekrarda daima fayda var: Carî anayasa buna da engel. ‘Devletin bütünlügü, resmî dili, bayragi, millî marsi ve baskenti’ adli degisemez 3. Madde’deki tanimda ‘Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür’ yazar. 3. Madde’ye ilâveten 123, 126 ve 127. maddelerde belirtilen ‘idarede birlik ve bütünlük’ ve ‘idarî vesayet’ ilkeleri degismeden ne bel baglanan Özerklik Sarti ne de baska bir ademimerkezî düzenleme uygulanabilir.
Dolayisiyla anadil ve ademimerkeziyet, diger taraftan vatandaslik tarifi gibi hayatî konularda mutabakat arayacak olan yeni anayasa, yol haritasinin önemli dayanagi 4. Yargi Paketi’nden daha hayatî. Anayasal güvence olmadan reformlari hayata geçirmek mümkün degil.
Meselenin çok boyutlulugu, uluslararasiligi, süresi ve kiri sabir, sebat, uzun vadeli çalisma ve genis bir demokratik destek gerektiriyor. ‘Haydi, öpüselim, barisalim’ gibi bir is degil. Yani 2014-15 seçimlerine yetismeyebilir. Anayasal- Yasal Degisiklikler, Af- Geri Dönüs, Silâhsizlanma- Topluma Kazandirma, Dil- Egitim, Hakikat- Uzlasma, Ademimerkeziyet- Bölgesellesme ve Öncelikli Ekonomik Bölge olarak yedi temel fasilda ele alinabilecek dünya kadar is bizi bekliyor. Bütün bunlar kardeslik için filan degil, savasmamak, ölmemek ve belki ileride tekrar beraber yasayabilmek için.
Diger taraftan bunun gibi çatisma çözümlerinde yaygin olan karsilikli sert retorigin lakirdi olarak kalmasi, ‘uygulamaya’ dönüsmemesi önemli.
Yeniden baslayan çalismada hatirda tutulmasi gereken üç altin kural var. Ilki, baris düsmanla yapilir. Ikincisi, bir çatismada taraflar hiçbir zaman ve hiçbir yerde yüzde yüz hakli veya yüzde yüz haksiz degildir. Müzakerede hep ayni taraf kazanamaz. Dolayisiyla üçüncüsü, Kissinger’in mükemmel tesbitiyle, en kalici anlasmalar taraflarin masadan hep ayni taraf kazanamaz. Dolayisiyla üçüncüsü, Kissinger’in mükemmel tesbitiyle, en kalici anlasmalar taraflarin masadan esit derecede gayrimemnun ayrildigi anlasmalardir.
8 Ocak, Taraf
Cengiz Aktar