Makale

Faili meçhuller faili devlet kalmaya devam ediyor

Siyasetin ritmi mehteran temposunda ilerliyor ama çifte standartlarini ihmal etmeden.. Son on yila damgasini vuran AKP patentli degisim siyaseti, toplumsal yapinin köhnemis tüm dinamiklerini alt-üst etme siariyla yola devam ediyor..Ittihatçi gelenekten Cumhuriyetçi kurumlara zerk edilen tekçi modernlesmeci zihniyet, hemen her yanindan aldigi darbelerle ayakta kalma savasi veriyor ama ne var ki devletin ana kaburgasini olusturan resmi ideoloji tüm heybetiyle iktidarini koruyor; bu cografyanin yüzyillik yarasi Kürd sorunu kanamaya devam ediyor, nüfusun önemli bir kesimini olusturan Alevi inanci sömürülüp, içi bosaltilmaya çalisiliyor ve bir kusagin kaybina yol açan 12 Eylül utancinin zulmü halen temizlenemiyor, bedeller mahsere kaliyor. Toplumun yönetici elitleri kendi hesaplasmasinin derdinde.” Beyaz sayfa açma”,” geçmisle yüzlesme”,” ezberleri bozma” gibi hamasi laflar bu cografyanin kadim sorunlari gündeme geldiginde bir adim geriden ilerliyor.

Berfo ananin vefatinin akla getirdikleri ve son gelismeler agza bir parmak bal çalma politikasinin yeniden ispati degil de nedir? Sayilari binlerle ifade edilen faili belli tüm kayiplarin analari gibi yüregi yasli, gözleri açik gitti Berfo Ana..

Degisim rüzgarlarinin hangi uluslararasi is bölümünün ve bölge dengelerinin zorunlu sonucu oldugunu biliyoruz. Masallarin gölgesinde politik beklentiler hayaline kapilmadik ama bu kadar da olmaz dedirten aldatmaca bir retorik, toplumsal siyasetin temel aktörlerini samimiyet sinavindan geçiriyor.

Hesaplasmanin her cephesinde kendine dokunan ya da ters düsen tüm kaleleri kusatmaktan çekinmeyen AKP iktidari, alanlarda basta Kürd halkina, Alevilere ve 12 Eylül darbesinin ezip-geçtigi özgürlükçü-demokrat-sol emek cephesine verdigi sözlerin arkasinda durmuyor; mis gibi yapmaya devam ediyor.

Kürtlere ” artik Kürd sorunu kalmamistir,sadece terör sorunu vardir, onu da güvenlik tedbirleriyle halledecegiz” derken, Alevilere “cemevi de neyin nesi, özgürsünüz, buyurun camide ibadetinizi yapin” piskinligini ihmal etmiyor. 12 Eylül darbecileriyle hesaplasma mahkemeleri ise orta oyunu komikligini aratir bir tirada dönüstü. Basbakan Erdogan’in, mezarini bulmaya söz verdigi -bakin katillerini bulmaktan vazgeçildi bile- Cemil Kirbayir’in kemiklerine ulasilamadi halen.. Said-i Nursi’nin mezarini bulmaya gösterilen hakli duyarlik, sira Seyh Saitlerin, Seyit Rizalarin ve binlerce Kürd ve Türk gencinin mezarlarini bulmaya, katledilen devrimci-demokrat aydinlarin faillerini yargilamaya gelince “zaman asimi” duvarina çarpiyor. Oysa lüzum gördükleri her olayin üzerine gitmekten çekinmeyen, ignenin deliginden suçlu çikaran AKP hükümeti kendilerinden önceki hükümetler gibi, resmi ideolojinin müminleri olarak Hrant’in katilini örgütsüz birakti, Berfo Ana’ya oglunun mezarini çok gördü; zaten kürd sorunu çözüldü, aleviler de cemevine degil camiye gitsin diye buyuruyor sünni devlet.

Yeni bir toplumsal sözlesmenin arifesinde evrensel kriterler, insan haklari kardeslik, dindaslik gibi büyük laflarin agdasinda eritiliyor..Kürd kimliginin taninmasi, Kürdlerin kendilerini yönetecegi statülerin kabul edilmesi, kürd dilinin resmi teslimi ve egitim dilinde kullanilmasi haklari rafa kaldiriliyor, basta Aleviler olmak üzere “öteki” inanç kesimlerinin talepleri bir baska bahara erteleniyor. Yoksulluk,issizlik rakamlari büyüme hizinin altinda ezilirken, Munzur’un, Çoruh’un katline ferman çikariliyor. 3. sayfa cinayetlerinden “acil yardim butonlari” ile durdurulmaya çalisiliyor kadin cinayetleri ve emek cephesinde is kazalarinda ölenlerin çetelesi olagan sayilmaya devam ediyor… Meçhule gidenlerin sorgusu mahsere birakiliyor.Hasili çifte standart islemeye devam ediyor, mehteran esliginde ve mis gibi yasamaya devam etmeye davet ediliyoruz.

Seher Erol

Back to top button