Çözümün yolu
Bir sorun varsa ve bu sorun gerçekten çözülmek isteniyorsa, o zaman önce sorun bütün yönleri ile incelenir. Daha sonra çözüm yollari irdelenir ve onlardan en iyisi seçilerek, sorun çözülür.
Sorunun derinligine incelenmesi için bir uzmanlar kurulu kurulur. Bu kurul, sorunu arastirir ve sonuçlarini kamuoyuna sunar.
Hele bu sorun politik bir sorunsa, bu önce kamuoyuna açik bir sekilde tartisilir. Politikacilar, partiler, sorun hakkinda kendi çözüm önerilerini sunarlar.
Sorun önemli bir sorunsa, bu tartismalardan sonra, halka gidilir ve halkin oyunu alan taraf, parti, kendi çözümünü hayata geçirir.
Elbette bunlari yazarken, tümüyle demokratik toplumda, sorunlarin nasil çözüldügünü yazmaya çalisiyorum.
Simdi ele almak istedigimiz soruna bakalim.
Sorun elbette, Kürt sorunu!
Eskiden beri konusuldugu gibi, sorunun önündeki en büyük engel, sorunun tartisilmasinin yasak olmasiydi. Simdi bunun yolu açildi mi? Demokratik toplumlarda olacak kadar olmasa bile, epeyce yol alinmis durumda.
Ikinci asama, uzman komisyon ve kurullarin olusturulmasi ama nerde o kurul yada komisyon.
Neyse! Diyelim ki bu kurul ve komisyonlara gerek yok. O zaman bundan sonraki asama, politikacilarin, politik partilerin, ve konu ile ilgilenen herkesin sorunu kamuoyu önünde tartismasi ve kendi çözüm önerilerini sunmalaridir.
Var mi böyle bir tartisma? Yok.
Halk, hangi partinin, hangi çözümü önerdigini biliyor mu? Hayir.
Tartisma yolu nispeten açik olmasina ragmen, sorun kapali kapilar arkasinda konusularak, ‘çözülmeye’ çalisiliyor.
Kapali kapilar arkasinda tartisilsa bile, çözüm yolu halka sorulacak mi? Hayir.
Niye kapali kapilar arkasinda is kotarilmaya çalisiliyor? Çünkü halkin gerçekleri ögrenmesinden korkuluyor.
Peki, halk da kim ki ona soralim diyenler olabilir de, bu sorunu, sözüm ona, çözmeye çalisan iki taraf, yani AKP ve PKK/DBP taraftarlari, üyeleri, yöneticileri yada parlamenterlerine soruluyor mu? Ona da hayir.
Kimse ne olup bittigini bilmiyor.
Sadece iki kisinin agzindan çikacak sihirli kelimelerle sorunun çözülecegi zannediliyor.
Kusura bakmayin ama, bir kisinin iki dudagi arasindan çikacak sihirli kelimelerle bir sorunun çözümü, demokratik toplumlarda degil, diktatörlüklerde olur. Tabi ona çözüm denebilirse.
Hüseyin Kizilocak