Öcalan üzerinden yeni bir toplum mühendisligi
Öcalan’in MIT ile yapacagi anlasmalar olsa olsa silahlarin susmasini ve çatismali ortamin bitmesini saglar. Kalici barisa ise bu sekille asla dönüsmez. Bu yüzden sadece PKK güçlerinin sinir disina çekilmesi ve hatta silahlarin birakilmasi baris için çok önemli adimlar ama yeterli degil. Çünkü toplumsal bir baristan söz ediyoruz. Toplumsal baris için gerçek bir esitligin saglanmasi gerekiyor. Bu da, yeni Anayasanin yapilmasini gerektiriyor. Hapishanelerde siyasi düsüncelerinden ötürü kimsenin kalmamasi için, genel bir af olmali.
Bu ülkedeki Kürt meselesi esitlikçi bir yönetimle, Kürtlerin bulunduklari Kürdistan da kendilerini yönetecegi âdemi merkeziyetçi bir yönetim tarziyla mümkündür. Gerisi oyalama ve kafa karisikligiyla ötelemektir. Bunun içeriginde anadilde egitim, Kürtçenin, Türkçe yaninda ikinci bir resmi dil olmasiyla mümkündür. Bu durumda, bunun Anayasal güvenceye kavusturulmasi gerekir.
Yeni Osmanlicilardan etkilenen bazi solcularimiz da bunun zamanla çözülecegini, iste AKP ye verilecek sonsuz ve kosulsuz destekle çözüme kavusacagi hayalleriyle Kürtleri ikna etme çabasi içerisindeler. Bunun dogru bir yöntem olmadigini biliyoruz.. Kürt ulusal özgürlük güçleri silahin hükmünün kesinlikle ortadan kalkmasini arzuluyorlar ve silahlarin bir sigorta ya da çözüm sekli olmadigini hep söylemislerdir; ama bu demek degildir ki, Kürtlerin gelecegini de bu savas artigi Narsist kisiliklere teslim edeceklerdir. Hele hele eline tutusturulmus yeni Osmanlicilik teraneleriyle, kavram karmasasiyla hiç mümkün degildir.
Olmasi gereken bu kalici çözümler, ülkenin demokratiklesmesiyle rayina oturur. Baris ancak o zaman kalici olur; ama su gerçekte ortada duruyor. Meclis Anayasa Uzlasma Komisyonu’ndan Kürt sorununu çözecek bir Anayasa çikmayacagini bilmeyen yoktur. Çünkü orada yeni bir Anayasa hazirlanmiyor.
Anayasa komisyonu 82 Anayasasi üzerinde tadilat yapiyor. Bu durumu hukukçular da dogruluyor..82 Anayasasinin ruhu, baslangiç bölümleri ve degismez maddeleri kaliyor. Bunlar kaldikça Türk ve Kürt esit olmaz. Dolayisiyla Kürt meselesi çözülemez. AK Parti’nin Anayasa Komisyonu üyeleri ve Burhan Kuzu’da ‘Anayasa’nin ilk üç maddesi bizim kirmizi çizgilerimizdir diyorlar’ CHP ve MHP’lilerden farkli düsünmüyorlar. Yapilacak Anayasada, yeni bir sey olmayacagi kesindir..
Yine bu versiyondan etkilenmis solcularimiz da ayni teranelerle, yerel yönetimleri güçlendirme yasasinin otonomi ya da federasyona götürecegi hikayeleriyle Kürtleri kandirma çabasi içerisindeler. Saflik mi yoksa kurnazlik mi diyeyim ikilemi içerisindeyim. Bu durumun mevcut haliyle bütün bunlara yol açacagini söylemek, Kürtlerin akliyla alay etmekten baska bir sey degildir. AKP samimiyse bu yasalarin esitlikçi temelde yönetimlere dönüsmesi için çaba sarf ederdi. Çekinceleri ortadan kaldirirdi. Bunun dogru yürümesi için simdiye kadar ellerini tutan mi oldu?
Yapilan yeni bir toplum mühendisligidir. Kürtlerin kafasini Öcalan eliyle karistirip, entegrasyonun yeni bir versiyonunu hayata geçirmektir. Öcalan’i kizil statükoculardan koparmayi basardilar. Bunun yerine yesil statükocular, ulusalcilarin yaptigi gibi ona yeni payeler yükleyerek, Bu isi her ne hikmetse bir sabah uyandiginda ranzasinin basucuna konulmus bir yesil ayetle çözmüs gibi gösterme çabasindalar. Onun eliyle de, Kürtlerin ulusal özgürlük mücadelelerini kalici bir sekilde engellemektir. Nasil olsa bu zatin bu konuda epey sabikasi vardir. Böylesi bir kisilikle yürümenin de onlar için daha iyi bir kazanç oldugunu kesfetmislerdir…
Bütün bu hakli tespitlerimiz, barisa karsi olmak için degil; aksine barisin kalici bir hale gelmesi için yapilacak yanlislardan dönülmesi içindir. Hazirlanacak Anayasa bunun için can damaridir.
Kemal Burkay’da bir röportajin da ‘Anayasa Burhan kuzu’ya kalirsa, bundan bir sey çikmaz..O zaten statükonun baska versiyonudur..’ demisti! Bu tespit de gelismelerin bu seyrini dogruluyor gibi görünüyor…
Barisi saglayacak olgu samimiyettir. Her kesim yanlislariyla yüzleserek bunu saglayacaktir.
25-3-2013
Ilhan Çetin
