Sayin Kiliçdaroglu CHP statükocu; çünkü
Parlamenter demokrasinin geçerli oldugu hiçbir ülkede ana muhalefet partisinin Türkiye’deki kadar gündemde oldugu, elestirildigi görülmemistir. Normal sartlarda iktidar icraatlarindan dolayi elestirilmesi gerekirken Türkiye’de tersi oluyor. AK Parti, her seçimde oyunu arttirarak iktidarini sürdürürken; ana muhalefet partisi CHP, sürekli parti içi gerilimlerle gündeme geliyor.
CHP Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu dün gazetecilerin yönetici ve yazarlariyla bir toplanti gerçeklestirdi. Toplantinin basina açik bölümünde partisinin çözüm sürecine iliskin görüslerini paylasip, hazirladiklari bazi önerileri sundu. Toplantinin sonuna dogru su mealde bir soru sordu; ‘Bu kadar demokratik öneriyi sunan parti nasil olur da statükocu olur?’
Kendisinin izni ile bunu açiklamaya çalisayim.
CHP’nin sundugu önerileri tek basina ele aldiginiz zaman her birinin demokratik, özgürlükçü olduklarina süphe yok. Ama sorun bu önerilere analik eden zihniyette yani CHP’nin kendisinde. CHP’nin siyasal mesruiyetini aldigi zihniyet statükocu oldugu için demokratik, özgürlükçü öneriler kimse tarafindan ikna edici bulunmuyor. ‘Partimiz süreçte daha aktif olsun’ diyen bir parti yönetiminin önerilerini kim ne kadar ciddiye alir?
Siyasal mesruiyetini toplumdan degil devletten alan bir parti en demokratik ve özgürlükçü önerileri sunsa bile inandirici olamaz, olmuyor da.
Aslinda Kiliçdaroglu o soruyu sorarken kullandigi ‘statüko’ kavrami, partisinin konumunu ortaya koymak açisindan çok açiklayici.
Türkiye’de siyasi partileri konumlamakta ‘sol/sag’ kavramlari açiklayici olmadiklari için basvurdugumuz ayrim ‘degisim/statüko’dur.
Siyasal mesruiyetini devlette arayan, önceligi devlete veren her siyasal parti bugünün Türkiyesi’nde statükocudur. Siyasal mesruiyeti toplumda arayan, toplumsal sorunlari siyasetin konusu yapan partiler ise degisimcidir. AK Parti ile CHP arasindaki temel fark siyasi mesruiyet kaynaklaridir. CHP bunun devlette, AK Parti ise toplumda ariyor.
Kiliçdaroglu ile gündeme gelen ‘yeni’ arayisi, CHP’nin siyasal mesruiyetini devletten topluma kaydirma girisimiydi. Ama ne yazik ki, mesafe kat edilebilmis degil.
Bu açidan CHP ya da bir baska kitle partisinin önerilerinin inandirici bulunup, ciddiye alinmasi ancak siyasal mesruiyetini topluma dayandirmasiyla mümkündür.
Kiliçdaroglu’nun dün sundugu önerilere parti içinde sesleri giderek daha yüksek çikan ulusalcilar ne der?
Imzacilarinin çogunlugunun potansiyel CHP seçmeni oldugu ‘Baris için özgürlük’ metnine imza atan CHP’lileri parti disiplinine, parti programina uymadiklari için elestiren, basin toplantisi düzenleyen ulusalcilar var oldukça CHP’nin degisimci parti olmasi mümkün mü?
Toplumu referans almayan, mesruiyetini ondan almayan bir parti demokratiklesme, hak ve özgürlükler konusunda en iddiali önerileri de hazirlasa statükoculuktan kurtulamaz.
Sayin Kiliçdaroglu, sundugunuz önerilerin tümü özgürlükçüdür, tümü demokratiktir ama bunlar CHP’yi degisimci yapmaya yetmiyor.
Lütfen medyaya sordugunuz su soruyu kendi kendinize sorun; ‘Bunca demokratik, özgürlükçü önerimize ragmen neden bize statükocu diyorlar?’
Emin olun cevap; medyanin AK Parti’den çekinmesi ya da özgür olmamalari degil. Sorun bizatihi partinizin kendisinde.
Çözüm, partinize ve çevrenizi ‘yenilikçi’ nester vurmanizda.
—————————————————
Yeni Safak-11 Mayis
Murat Aksoy