Çekilmenin anlami
BASBAKAN Recep Tayyip Erdogan, geçen mart ayi sonunda Kanal D’deki mülakatinda son derece kararli ifadelerle PKK’nin çekilme sürecinde silahlari birakip çikmasini bir kosul olarak vurgulamis, ‘Silahini nereye birakirsa biraksin, gömerse gömsün o bizi ilgilendirmiyor, birakip gider…’ diye konusmustu.
PKK’nin çekilme sürecinin geçen persembe günü resmen baslamasi ile birlikte internete düsen görüntülerde silahlarini sirtlamis bir sekilde dagda yol alan PKK gruplari görüyoruz.
* * *
Böyle de olsa, militanlarin sinirdan silahli mi yoksa silahsiz mi geçtikleri gibi bir tartisma, PKK’nin dag kadrolarinin Türkiye’den çekilmeye baslamis olmasinin tasidigi tarihsel anlamin yaninda terazinin diger kefesinde galiba çok da büyük bir agirlik tasimiyor.
Bu anlam, 15 Agustos 1984 tarihinde Eruh’ta Abdullah Öcalan’in talimatiyla gerçeklestirilen kanli bir terör eylemiyle baslayan silahli Kürt hareketinin yaklasik 30 yillik bir çatisma döneminin sonunda kendisini ‘resmi muhatap’ olarak kabul ettirip, ardindan siyasi müzakere stratejisine geçis yapmasidir.
Çatismanin geride biraktigi maliyet 40 bine yakin ölüdür. Bu toplamin iki taraf arasindaki dagilimina iliskin sayisal oranlar, Türkiye’nin dört bir tarafina yayilmis mezar taslarinin bize hatirlattigi çiplak ölüm gerçegi karsisinda tali bir meseledir.
Bu, sorunun varliginin kabul edilmesi açisindan her iki tarafin birlikte ödedigi çok yüksek bir maliyettir. Ve iyi haber, yaklasik üç aydir gazetelerde güneydogudan ölüm haberlerinin çikmiyor olusudur.
* * *
Çekilme, baris sürecinin baslangiç dönemindeki en kritik dönemeçlerden birine girdigimizi gösteriyor. Geçen aralik ayi sonunda Imrali’daki ilk temaslar, mart ayindaki Nevruz kutlamasinda Öcalan’dan gelen silahlari birakma çagrisi, nisan ayinda Kandil’in çekilmeyi baslatacagini açiklamasindan sonra simdi bunun uygulama evresine girilmistir. Çekilme harekâtinin bu yaz sonuna kadar tamamlanmasi bekleniyor.
Bu asamanin sakin bir sekilde yürümekte olusunu olumlu karsilamaliyiz. Bundan, Türk güvenlik makamlarinin sergiledikleri esneklikle PKK askeri kadrolarinin çekilisini izlemekle yetindiklerini anliyoruz. Bu haliyle Basbakan Erdogan’in kamuoyu karsisinda verdigi güvenceye uyuldugu anlasiliyor.
Islerin bu noktaya gelebilmis olmasinda, geçmiste yasanan örneklerin aksine hükümet ile TSK arasinda bu kez ahenkli bir çalisma iliskisinin islemekte olusunun önemli bir faktör oldugunu kabul etmeliyiz.
* * *
Çekilme, terörün tümüyle bittigi anlamina geliyor mu? Hem evet, hem hayir… PKK’nin uzun bir süre Türkiye’den çikaracagi savasçi kadrolarini Kuzey Irak’ta ve muhtemelen Suriye’de belli bir ‘askeri hazirliklilik’ düzeyinde koruyacagi tahmin edilebilir.
Baska ülkelerde de, devlete karsi hak talebiyle silahli mücadeleye girisen, terör yöntemlerine basvuran benzer örgütlerin, müzakere masasinda dolmakalemle son imza atildigi ana kadar, bir baski karti olarak silahlarini ellerinin altinda tutmaya devam etmeleri bilinen bir yöntemdir.
Yine de bugün gelinen nokta, bundan 4-5 ay öncesine kadar Türkiye’de pek çok kimsenin aklinin ucundan bile geçmeyecek bir ihtimalin, bugün pekâlâ hayata geçmekte oldugunu gösteriyor. Hatirlayalim, daha geçen sonbaharda AK Parti hükümeti, PKK militanlariyla kucaklastilar diye BDP milletvekillerini hapse atmaya niyetlenmekteydi.
Çekilme, baris sürecinin, yarattigi ivme ile bir nehrin yataginda ilerleyisi gibi kendi belirleyiciligini kazandigini ve taraflarin isleyen bu dinamikleri tersyüz etme imkânlarinin artik büyük ölçüde ortadan kalktigini anlatiyor olmalidir.
* * *
Ancak daha hâlâ isin çok basindayiz. Bu asama tamamlandiktan sonra sira demokratik zeminlerde Kürt sorununa çözüm getirmek üzere baris sürecinin içinin doldurulmasina gelecektir. Muhtemelen bu noktaya geldigimizde, anayasal düzenlemeler basta olmak üzere gündeme gelecek olan zor basliklar, bugünkü çekilmenin aslinda kolay bir asama oldugunu düsünmemize yol açabilir.
Sonuçlari Türkiye’de siyasetten ekonomiye ve toplumsal alana kadar hayatin her hücresine yayilacak çok köklü bir degisim süreci içinde yol aliyoruz. Oyunun bütün kurallari degisiyor ve herkesin kendisini yeni döneme uyarlamasinda yarar var.
———————————————
Hürriyet-11 Mayis
Sedat Ergin