Bu nasil baris? Bu ne hoyratlik?
Baris sürecinden dem vuruyoruz.
Baris treninin yol almasini bekliyor ve umut ediyoruz.
Ama memleket manzaralari, birakin barisi zaman zaman savas görüntüleri sunuyor.
Taksim Meydani’nda yasananlar açik örnek.
Taksim Meydani’nin düzenlenmesi için agaç kesimine ve kazi baslatilmasina yönelik ‘sivil ve pasif engelleme eylemi’, polisin bir kaç gündür ölçüsüz siddet kullanimiyla vahim tablolar ve sonuçlar üretir hale geldi.
Gece yarisi baskinlari, gaz sikmalar derken sonunda kan akti ve akmaya devam ediyor.
Gazeteci Ahmet Sik’in basina gaz kapsülü isabet etmis kanli görüntülerini, tüm ülke ve dünya ajanslari dogal ve hakli olarak Taksim olaylarinin simgesi olarak geçiyorlar.
Siyasi iktidar islerin bu noktaya gelmesine nasil imkan verir?
Neden siyaseti bir meydan okuma ve dedigini
yaptirma mekanizmasi olarak algilar?
Madem toplumsal bir tepki var, neden projeyi geçici olsa da durdurmaz, neden itirazcilarla konusmaz?
Neden inatlasir?
Neden bu denli hoyrat davranir ve siddet dolu tepki gösterir?
Isin özü bu sorularda ve bu sorularin yanitlarindadir.
Taksim’deki sivil itirazcilarin, itirazlarini, eylem tarzlarini hakli bulur ya da bulmazsiniz, ancak kabul etmek gerekir ki, isi çigrindan çikaran bunlar degil, siyasi iktidarin tavizsiz ve hoyrat tutumu olmustur.
Kimi sivil toplum örgütleri ve bir kaç bin sivil, Taksim alanina farkli bir biçimde sahip çikarak, iktidarin projesine direndiler.
Ve agir bir sekilde tokatlandilar.
O tokat, Taksim meselesini degistirmeye, baska bir sekle sokmaya yetti de artti. Siyasi öfkeye, tepkiye karsi toplumsal öfke ve tepki dogdu.
Hoyratlik devam ettikçe sorun ve tepki de devam edecektir.
AK Parti hükümeti hoyratlik ve kimi toplumsal hassasiyetleri okuma konusunda kendisi de önceki pek çok hükümetin yaptigi hatalari yapiyor.
Kaldi ki bir baris sürecindeyiz
Baris süreci her seyden önce farkli toplumsal kesimler ve hassasiytler arasinda güven insa sürecidir.
Sadece Taksim mi?
Bu açidan son zamanlarda nereye el atilsa orasi dökülüyor
Öte yandan Yavuz Sultan Selim Köprüsü tartismasi var.
Neden böyle bir dönemde Aleviler için en hassas olayi akla getiren bir padisah köprü adi için seçilir? Mesele elbette padisahta ve tarihte yasananlarda degildir. Mesele bugünün Alevi algisiyla, ona yönelik bir ‘hassasiyet geregi’yle ilgilidir.
Bu da sembolik bir hoyratliktir
Alkol düzenlemesinin dumani hala tütüyor.
Bu yasanin bir deger dayatmasi olduguna yönelik kanaat toplumun kimi kesimlerini kusatmis durumda.
O zaman böyle bir yasa toplumun astigi bir meseleyi, bir ayrimi, inanç merkezli bir kutuplasmayi azdirmaya, yeniden siyasallastirmaya hizmet etmiyor mu? Siyasetçinin bu düzenlemeyle toplumun gerisinde kaldigina dair bir isaret degil midir bu?
Anayasa Mahkemesi Baskani Hasim Kiliç söylüyor:
‘Toplum vicdani ikna edilmeden atilan adimlar hukuk devletinin sicilini bozar. Siyasi ve sosyal tarihimiz, bazi kesimlerin hayat tarzina yapilan müdahalelerin izleriyle doludur. Bunlara yeni vakalar eklemek yorgun vicdanlari daha da yoruyor ’
Is egri gidiyor.
Düzelmeli, düzeltilmeli
————————————–
Yeni Safak-1 Haziran
Ali Bayramoglu