Makale

GEZI PARKI OLAYLARI

Taksim Gezi Parki olaylari ilk gün çevre duyarliligi olan bir grup insanin parktaki agaçlarin kesilerek yerine Topçu Kislasi ve/veya AVM yapilmasini protesto etmeleri ile basladi. Bu masumane protestonun güvenlik güçleri tarafindan orantisiz güç kullanilarak engellenmek istenmesi özellikle yeni kusak gençliginin büyük tepkisine neden oldu. Olaylar Istanbul’dan basta Ankara ve Izmir olmak üzere birçok kente yayildi.Orantisiz güç farkli düsüncelerden insanlarin sokaklara dökülmesi için bir kivilcim olmakla birlikte öfkeyi kabartan asil nedenler AKP hükümetlerinin özellikle son bes yildir insanlarin yasam tarzina müdahalesi ve Erdogan’in giderek otoriterlesen tavirlaridir.

AKP yaklasik ilk bes yilini vesayetçi anlayisla mücadele ederek geçirdi, Kürt sorununda ret ve inkar politikalarindan vazgeçerek bir süreç baslatti. Bu süreç istenilen düzeyde olmasa da belli bir asamaya gelindi. Ekonomide adil dagilim söz konusu degilse de gözle görünür bir gelisme gerçeklestirildi ve istikrar saglandi. Elbette tüm bu olumlu iyilesmeler desteklenmelidir. Zaten AKP yaklasik yüzde elli oy potansiyeline sahipse bunun nedeni bu olumlu gelismelerdir.

Türkiye’de bu olumlu hava yasanirken ne oldu da üç-bes agaç için baslayan protesto tepki seline döndü ve onbes gündür devam ediyor. Iste iyi okunmasi gereken burasidir.

Bu okuma yapildiginda ilk göze çarpan görünür bazi iyilesmelerin Erdogan’da yarattigi gereginden fazla özgüvendir. Özgüven kötü bir sey degildir ancak patlama noktasina geldiginde ‘Ne oldum delisi’ oluverirsiniz ve giderek güç bende psikozuna girer zaman içinde otoriterlesirsiniz. Iste Erdogan’in ruh hali su an olaylardan dolayi törpülense de budur. Kendisi; çok bilmisligi, insanlari asagilayan tavirlari ile otoriter yapisinin örneklerini su onbes gün içinde fazlasiyla vermistir. Kendisini otoriterlestiren bir diger etken ise muhalefetin yetersizligidir. Bu yetersizlik Erdogan’in hareket alanini genisletmektedir. Basbakan iken bu durumda olan Erdogan maazallah Türk Usulü Baskan olsa sanirim karsimizda bir Osmanli Sultani görmüs olacagiz.

AKP hükümetlerinin özellikle son bes yilinda bu otoriter yaklasimdan çok daha tehlikeli olan, topluma yeni bir yasam tarzinin dayatilmis olmasidir. Bu durumu uzunca da olsa örneklerle açmaya çalisacagim.

· Erdogan nerede dügün sahitligi yapsa en az üç çocuk isterim diyor. Bu anlayis toplumun dinamizmi için anlasilir olabilir ancak insanlarin yatak odasina kadar müdahale etme hakkini kendisine kim veriyor derseniz bu hak islamiyetin ‘çogalin’ esprisinden kaynaklidir diye düsünüyorum.

· Her çagdas ülke alkol konusunda bir sinirlama getirebilir ve bu olmasi gerekendir. Ancak sinirlamayi neredeyse yasaklama seviyesine getiriyorsaniz bu müdahaledir. Bu arada umarim Basbakan en çok içki tüketen ilimizin Konya oldugunu biliyordur.

· Üçüncü köprünün ekolojik dengeyi bozmamak sartiyla yapilmasi gelisen bir ülkede ulasim açisindan bir elzemdir. Ancak adini Yavuz Sultan Selim koyuyorsaniz milyonlarca Alevi vatandasinizi ötekilestiriyor ve ‘bu ülke sünni, üstelik hanefi mezhebi üzerinden sekillenen bir dini inanca sahiptir’ demek istiyorsunuzdur.

· Gezi Parkina Topçu Kislasi yapmak istiyorsaniz atalariniz olan Osmanli’nin yayilmaci anlayisinin torunlari oldugunuzu cümle aleme duyurmak istiyorsunuz demektir.

· Gezi Parki protestolarinda bas örtülü ve bas örtüsüz kadinlar yan yana dururken siz hala ‘bas örtülü kizlarimizi yillarca okullara almadilar’ diyorsaniz bu anlayis bas örtüsüzleri ötekilestirmektir.

· Cami müezzini camide içki içmediler dedigi halde ‘hayir içki içtiler, üstelik imami tehdit ediyorlar’ diyorsaniz safinizi belirginlestirmis ve toplumu kutuplastirmissiniz demektir. Üstelik bu durumdan da nemalaniyorsunuz.

· ‘Su diziyi begenmiyorum, bizim atalarimizin yasam biçimi bu degil’ diyorsaniz atalarinizin biraz da gerçek yüzünü toplumun görmesini istemiyorsunuz demektir.

· Bu ülkeye demokrasi getirdik diye bas bas bagiriyorsunuz ancak onbes gün içinde insanlari gaz manyagi yaptiniz.

Sanirim daha fazla örnegi okuyucu da okumak istemeyecektir. Hükümetin bu eylemlerden bir ders çikardigini sanmiyorum. AKP bu ülkeyi ekonomide güçlendirebilir ancak demokraside sinifta birakir. Çünkü özlemini duydugu muhafazakar bir yasam tarzi dayatilmak isteniyor ve bu durum demokrasinin önünü tikiyor.

AKP bu olaylarin provokatörlerin eseri oldugunu söylüyor. Her toplumsal harekete provokatörler sizabilir ve toplumu kendi amaçlari dogrultusunda yönlendirmek isteyebilir. Nitekim ret ve inkar politikalari ile ulusalcilarin bu eylemlere sizdiklari bir gerçektir. Ancak asiri siddet kullanimi ile toplumun korkularini yenmesini siz basardiniz. Otoriter yapiniz ve yeni yasam tarzi dayatmanizla olaylarin buraya varmasina siz neden oldunuz. Tekrar söylüyorum ders almadiniz çünkü derdiniz düzeltmek degil arzuladiginiz sosyal yasam tarzini hayata geçirmektir. Ancak su iyi bilinmelidir ki topluma ragmen topluma bazi seyler dayatmak oldukça zor hatta imkansizdir.

Son olaylarin çözüm sürecine zarar verecegini düsünenler bence endiselenmesinler çünkü bu süreç AKP’nin stratejik bir politikasidir ve bu politikadan vazgeçmez.

14.06.2013

Haydar Cihaner

Balkêş e ?
Close
Back to top button